-KIRGINLIK-

132 13 0
                                    

Ağladığım için ağrıyan gözlerimi ağır ağır kapattım. Adımlarım durdu. Sanki başım dönüyordu. Kaşlarımı çattım ve gözlerimi tekrar açtım. İçimde garip bir hiss vardı ama bunu anlayamıyordum.

Yürürken ikimiz de konuşmuyorduk. Ortama nehrin, kuşların sesi hakimdi.

Az önceki andan sonra aramızda anlaşmış, aralarında bir elektirik olduğunu düşündüğümüz Ömer ve Su ikilisini yalnız bırakmıştık.

Ağladığım için ağrıyan gözlerimi ağır ağır kapattım. Adımlarım durdu. Sanki başım dönüyordu. Kaşlarımı çattım ve gözlerimi tekrar açtım. İçimde garip bir hiss vardı ama bunu anlayamıyordum.

Yanımda yürüyen Kaan da durdu. Elini koluma koydu. Gözlerimi gözlerine çevirdim. Endişeli bakıyordu.

"İyi misin?"

Diye sorduğunda başım daha çok dönmeye başladı. Bir şeyler oluyordu. Ama artık hissedemiyordum. Etraf karanlığa bürünmeye başladı...

"Leyla."

Bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim. Ama hiç kimse yoktu.

"Leyla."

Bu sefer ses arkamdan geldi. Ama orada da hiç kimse yoktu.

"Nerdesin?"

Diye sordum etrafıma bakınırken. Kalın sesi tekrar duyuldu.

"Kalbinin gösterdiği yere git. Ve o yoldan asla sapma..."

Ses giderek alçaldığında hala daha etrafıma bakıyordum. Her yer zifiri karanlıktı. Ses kesilince sordum.

"Dur! Ne demek bu?"

Sorumun cevabı sadece sessizlikti. Ayaklarım benden habersiz ilerliyordu. Nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum.

"Hey! Orda mısın?"

Bir anda bir ışık belirdi. Sadece düz bir ışık. Ve ışığın altında arkası dönük durmuş birisi...

Derin nefeslerle yerimden sıçradım. Benim ani kalkışımla yatağımın başında uyuklayan beden de irkildi.

"Leyla? İyi misin?"

Bakışlarımı yana çevirdim. Kaan endişeli gözlerle bana bakıyordu. Kahveleri yüzümde biraz gezdi. Bu zaman ağzımdan sadece bir kelime çıktı.

"Kabus..."

"Yine mi?"

Başımı salladım. Daha yeni uyanmış olmama rağmen uykum vardı ve çok yorgundum.

"Tamam. Yok bir şey. Adı üstünde kabus bu."

Diyerek ayağa kalktı. Sonra derin bir nefes alarak bana döndü. Kollarımdan tutarak beni geri yatırdı. Halsiz olduğun için itiraz edemedim. Yere düşmüş pikeyi alıp üstüme örtüyor, bir yandan da konuşuyordu.

"Merak etme. İyi olacaksın. Sadece biraz yorgunsun. Uyu da dinlen."

Başımı salladım. Elini başıma getirip saçlarımı okşamaya başladığında gözlerim ağır ağır kapandı. Bu hiss bana çok tanıdık gelmişti.
_____________________________________________

"Bana neden haber vermediniz?"

"Bize."

Su Ömer'i düzeltince ona döndüm.

Ölümsüzler OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin