Bölüm23
"Allah senin belanı vermesin! " diye haykırdım altımda yatan Lâl'e.Aceleyle toparlanmaya çalışırken yerde bulduğum elbiselerden birini kapıp vücudumu örtmeye çalıştım. Utanç ve panik zihnimi kuşatmıştı.
Tuna ise anında bize sırtını dönmüş, sesi duyup da kabin bölgesine yaklaşan insanlara seslenmeye başlamıştı. Kolları ve bacakları iki yana açık halde engel olmuştu önümüzde."Ezildim altında. "
Lâl homurdanarak toparlandı ve üstünü başını düzeltti. At kuyruğunu sıkılaştırdıktan sonra başını kaldırdı.
"Seni çıplak mı gördü Tuna? " dedi gülmemek için kendisini zorlayarak.
Dudağımı dişleyerek başımı salladım. Kucağımdaki elbiseyi bol oluşu sayesinde rahatça üstüme geçirip çıplak ayaklarıma koşma emrini verdim. Saniyeler içinde yan kabine geçtim ve kendi kıyafetlerimi giymeye başladım.
Ellerim titriyordu. Kulaklarım perdenin arkasında olan bitenlere dikkat kesilirken gerçek aklıma dank etti. Tuna acaba Lâl'i tanır mıydı?
Tişörtü son anda sıyırarak indirdikten sonra perdeyi çekerek dışarı fırladım. Lâl'i sırtını duvara dayamış sırıtırken buldum. Birkaç adım ilerideki Tuna da omuzlarını dikleştirmiş, kendinden emin tavırlarını bozmadan mağazada görevlisiyle konuşuyordu. Kadına bir miktar para uzattığını gördüm ve görevlinin memnuniyetsiz yüzü aydınlandı.
Kalabalık diğer görevlilerin müdahaleleriyle dağılırken çıktığımı gören Lâl adeta haykırarak üstüme atladı. Sert bir hamleyle boynumu kavradı ve iki büklüm olmama neden oldu.
"Sakarın tekisin! "
"Sen neden gitmedin? "
Zar zor nefes alırken kızın kollarından kurtulmaya çalışıyordum. Ancak Lâl sanki ağırlık kaldırıyormuş gibi güçlü kollara sahipti.
Parmaklarım istemsizce omzuna, sonra da dirseğine kaydığında düşüncemde yanılmadığımı anladım.
"Sevgili ağabeyim gitmeme izin vermedi. Adam barların önündeki bodyguardlar gibi dikildi karşıma. ""Neden ki? "
Homurdanarak kollarından kurtuldum ve geriye doğru sendeledim. Ayaklarım birbirine dolanırken günlük düşme kotamı doldurduğumu düşünüyordum. Dengemi toparlamam uzun sürmedi. Yeri boylamadan doğrularak saçlarımı toparladım.
"Bilmem ki. Şapşal işte. "
Başımı çevirip Tuna'ya baktığımda ellerini ceplerine sokarak bize doğru geldiğini gördüm. Yüzünde tuhaf bir ifade vardı. Neşeli ya da mutsuz olduğunu kestiremiyordum.
Karşımıza geçtiğinde Lâl sessizliğe büründü. Resmen topu bana atmış, Tuna'yı ikna etmem için beni bir başıma bırakmıştı. Mühürlediği dudaklarından tek kelime etmeyeceğini anlayabiliyordum.
"Sabrım dolmadan açıklama yapmaya başlasanız iyi olur. "
Omuz silktim. "Sana açıklama yapmak zorunda değilim. "
Yanından geçip gitmek üzere harekete geçtiğimde kaçmaya çalışıyordum. Keşke başka bir çıkış olsaydı da yanından geçmeseydim, o zaman beni kolumdan yakalayıp yerime sabitleyemezdi!
"Nereye? "
Oflayarak Lâl'e baktım. Beni karıştırma, der gibi başını iki yana salladı.
"Arkadaşım beni görmüş. Süpriz yapmak için kabine girmiş. Sevinçten elim ayağım dolanınca da yere düştük. Bu kadar! "
"Emin misin? "
![](https://img.wattpad.com/cover/29692890-288-k515884.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçekler Üşümesin
Teen FictionÖnüme sunulan teklif gayet açıktı; "Kızımın yerine geç, birkaç ay boyunca prensesler gibi yaşa. Kızım gibi yaşa. " Ve ben, beni kardeşi sanan bir adama aşık olduğumda bu oyunu oynamak sandığım kadar kolay olmayacak. Ben Şafak Demir, yarından itibare...