❄Bölüm6 "Canan"

478 44 17
                                    

Bölüm6

Tuna ile arka arkaya yürüyorduk. Başından çıkardığı kaskı yanından geçen görevliye uzatışını izledim. Yüzünü ve ne düşündüğünü merak ediyordum. Benden nefret ediyordu, daha doğrusu kız kardeşinden. Bu öfkesinin nedenini merak ediyordum, ne geçmişti aralarında bu kadar?

"Tuna? "

Beni duymazlıktan geldi ve yürümeye devam etti. Bir daha ona seslenecek cesareti kendimde bulamadım. Başımı öne eğip yutkundum. Benden nefret etmesi canımı yakmıştı.

Çiftliğin kafe bölümüne girdiğinde içerden bağırışlar duydum. Kadınların çığlıkları ve alkış sesleri kulaklarımı çınlattı. Merakla içeri girdiğimde büyükannemi yanında arkadaşlarıyla Tuna'yı severken gördüm. Çocuğun yanağına bir öpücük kondurdu ve buruşmuş elini sırtına yerleştirdi. Mutluluktan kısılmış masmavi gözlerdeki içtenliği fark edince girişte dikilip kaldım. İçeri girince dikkatleri üstüme çekmekten korkuyordum, Tuna'nın arka plana itileceğini düşünüyordum.

Hayır, Şafak. Umursama senden nefret eden bu çocuğu. O senin rakibin, acımasız ol.

"Güzeller güzeli torunum gelmiş! " Çığlığı kafede yankılanan büyükannemin sesini duyunca irkildim. Onlarca göz üstümdeydi. Yaşlı kadınların yüzü gülüyor, sarılmak üzere kollarını açmaya hazırlanıyorlardı. Sulu öpücüklere hazır mıydım?

Büyükannem elini sırtıma yerleştirip sırtımı sıvazlarken yüzümdeki ifadesizlikten kurtulamıyordum. Birdenbire etrafım kadınlarla çevrelendi ve tanımadığım insanlarla kucaklaşmaya başladım. Bakışlarım Tuna'yı bulduğunda içimi huzursuzluk kapladı.

Kenara çekilmiş bizi izliyordu. Çatılmış kaşlarının altındaki gözlerinde en ufak mutluluk izi dahi yoktu. Yumruk yaptığı elini açtığında parmak boğumları bembeyaz kesilmişti. Daha önce laf arasında Zümrüt Hanım'ın söyledikleri kafamın içinde dönüp duruyordu.

Tuna'nın annesinin ben olduğumu sanıyor, herkes. Evin dışında ona kucak açıp öpücükler yağdıran onlarca insan var ama bu yalının içinde veya etrafta aileden birileri olmadığında o genç adam itilip kakılan biri. Büyükanne onu sevmez, ben de sevmem. Kocacığımın beni aldatıp yaptığı bir çocuğu neden seveyim? Taner Bey onun annesinden nefret eder, Canan'dan. Başına bela açtığı için o kadını görmeye bile katlanamıyor.

Düşüncelerden sıyrılıp büyükannemin gösterdiği koltuğa oturduğumda önümdeki masaya hayret dolu bakışlar atmaya başlamıştım. Çeşit çeşit yemekler süslenip tabaklara yerleştirilmişti. Kadehlerde şaraplar vardı ve peçete yerine işlemeli mendiller konmuştu. Zengin sofrası dedikleri bu olsa gerek.

"Görüşmeyeli uzun zaman oldu, Lâl. " Sesin sahibine döndüğümde kahverengi gözlerini kısmış bana bakan bir kadınla karşılaştım. Fazla yaşlı değildi, annem yaşlarındaydı. Giydiği daracık elbise cesaret isterdi. Derin göğüs dekoltesi vardı ve ağır makyaj yapılmış yüz hatları tanıdıktı. Yine de kadın beni huzursuz etmişti.

"Sizi görmek çok güzel. " diye karşılık verdim, samimi olduğunu düşündüğüm bir gülümsemeyle.

"Değişmişsin, duyduğuma göre. Umarım eskisi gibi kaba sözler kullanmaz ve asilik yapmazsın. " Sözlerinde alay olduğunun farkındaydım ve laf sokar gibi konuştuğu belirgindi. Masadaki herkes bunu anlamış gibi sessizliğe gömülmüş, bizi izliyordu.

"Değiştiğimi söyleyen her kimse, haklı. Artık daha seçiciyimdir kelimeler konusunda. Ben de umarım ki, kelimelerim ileride canınızı yakmaz. "

"Canan Teyzen sendeki değişimi görünce gözlerine inanamayacak, Lâl. Bundan adım gibi eminim. " diye araya girdi büyükannem. Kullandığı isim sayesinde kadının neden tanıdık geldiğini anladım. Onda Tuna'dan izler vardı. Karşımda duran kadın erkek kardeşimin annesiydi. Ah, sanırım biraz sert çıkarak hata yapmıştım.

Çiçekler ÜşümesinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin