❄Bölüm1 "Şafak"

1.3K 68 14
                                    

Çiçekler Üşümesin

Bölüm1

Gergin bir şekilde elimdeki defteri kıvırırken dudaklarımı dişlemeden duramıyordum. Bir yandan da ayağım isteğim dışında aşağı yukarı sallanıyor, şakaklarımdan ter damlaları süzülüyordu. Bekleme odasında geçirdiğim her saniye kalp atışlarım biraz daha hızlanırken çaktırmadan sekretere bakıyordum. Ondan gelecek herhangi bir işaretle müdürün odasına fırlayabilirdim. Adamla tokalaşmadan önce ellerimde biriken terleri pantalonuma silmeyi unutmamam gerekiyordu, aklında bulunsun Şafak.

Bekleme odası oldukça modern döşenmişti. Karşımdaki duvarda orijinalliğinden emin olduğum, pahalı görünen bir tablo asılıydı. Prüzsüz beyaz duvarlar upuzun koridorlar boyunca ilerliyordu. Cilalı zemin üstüne atılan her adımda şirkette çalışan kadınların topuklu ayakkabılarının çıkardığı tok ses koridorlarda yankılanıyordu. Orkideler her yerdeydi, her yerde. Burnuma gelen hoş kokunun nedeni bu çiçekler olabilirdi. Bir de ter kokusu alıyordum ki bunu önleyebilmek için yanıma parfüm getirmemiştim. Tam bir talihsizlik.

"Şafak Demir, içeri girebilirsiniz. "

Sekreterin sesiyle belimi dikleştirdim. Terli ellerimi yumuşacık, beyaz koltuğa sürttükten sonra ayağa kalktım. Sırt çantam her adımımda kalçama çarparken gözlüklerinin ardındaki kahverengi gözlerini üzerime dikmiş olan sekretere kısa bir bakış attım.

Kapıya hafifçe vurmamın ardından onaylayan kelimeleri işittim. Yavaşça içeri girip yüzüme samimi olduğunu düşündüğüm bir gülümseme takındım.

Oda bir mimarın elinden çıkma görünüyordu. Siyah ve gri tonun kullanıldığı eşyalar etrafa saçılmıştı. İçerisi o kadar büyüktü ki, futbol bile oynanırdı. Müdürün oturduğu uzun masanın arkasında tavandan zemine kadar uzanan camlar vardı ve bu camlar güneş ışıklarının henüz yeni düştüğü şehrin muhteşem manzarasını sunuyordu. İnanılmaz.

Müdürün karısı olduğunu düşündüğüm bir kadın oradan oraya volta atarken sesimi duyunca aniden durdu. Gergin görünüyordu. İrice açılmış yeşil gözleriyle beni baştan aşağı süzdü.

"Buraya gel, tatlım. " dedi düz bir sesle.

Çekinerek yanlarına ilerledim. Ayağımdaki çamurlu ayakkabıya tuhaf bakışlar atan çifte gülümseyerek baktım. Onlarla aramdaki sınıf farkı oldukça fazlaydı. Düşüncelerini de az çok tahmin edebiliyordum; ah, bu kız çöplükte mi yaşıyor?

"Oyuncusun, öyle değil mi? " Müdürün kalın sesi tüylerimi ürpertmişti. Otoriter ve tehlikeli birini andırıyordu. Üstüne giydiği takım elbiseyi da kralın tacını taşıması gibi taşıyordu, gururla.

"Fazla eğitim görmedim, sadece yetenekliyim. "

Kadının elini sırtımda hissettiğimde istemeden irkildim. Tüylerim diken diken oldu. Arkama ne zaman geldiğini anlayamamıştım, sessizce hareket ediyordu. Süzülür gibi. Kuğu gibi, zarifçe.

"Paraya da ihtiyacın varmış. Bana genel olarak kendinden bahset. " dedi müdür elinin tersiyle havadaki bir şeyleri iter gibi yaparken. Bakışları beklentiyle yüzüme kenetlendiğinde daha da gerildim. İçimdeki heyecan dört nala koşan bir at gibiydi, durmuyordu. Beni yoruyordu.

"Babamla yaşıyorum, annem..." Durup düşündüm, annem hakkında gerçekleri mi söylemeliydim? Verebilecekleri tepkiyi tahmin edince aklıma gelen ilk yalanı uydurdum. "...öldü. Bir ağabeyim var, üniversiteyi henüz yeni bitirdi. Şuan- "

Sözlerim sabır dolu bir kadının sesiyle bölündüğünde zar zor yutkundum. Yanlış bir şey söyleyip söylemediğimden emin olmak için aceleyle cümlelerimi aklımdan geçirdim.

Çiçekler ÜşümesinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin