❄Bölüm5 "Tuna"

541 53 7
                                    

Bölüm5

Yeni kıyafetlerimi giymiş, kahvaltıya iniyordum.

Sabah uyandığımda çift kişilik yatağın büyüklüğü beni ürkütmüştü. Büyükannem ben uyurken odadan çıkmış olmalıydı. Kolumdaki pahalı görünen saate baktığımda öğlene yaklaştığını gördüm. Geç kalkmamın sorun yaratacağına dair kuşkularım vardı.

Saçlarım at kuyruğuydu. İspanyol paça bir kot pantalon ve yeşil gömlek giymiştim. Topuklu ayakkabı yerine Converse seçtiğim için ayıplayan bakışların üzerime yöneleceğinden emin olsam da umursamadım, bütün gün topuk ağrısı çekmek istemiyordum. Hem alışık da değildim.

Yemek odasına girdiğimde masanın boş olduğunu gördüm. Guruldayan karnımı bir an önce susturmak istiyordum. Arkama dönüp mutfağa gidecekken Zümrüt Hanım'la karşılaştım. Salon olduğunu düşündüğüm odadan çıkmıştı ve direkt bana doğru geliyordu. Patronuna rapor vermesi gereken bir çalışan gibi hissettim. Gerilmiştim.

"Bir daha geç kalkma. Herkesle beraber kahvaltı etmelisin. "

"Özür dilerim. Ben erken kalkmaya pek alışık..." Sözümü kessede sinirimi belli etmememeye çalıştım. Benden zengin ya da büyük olması bana dilediği gibi davranabileceği anlamına gelmiyordu.

"Alışacaksın. "

"Peki. "

"Tuna ile tanışmışsın. Dikkat et, zekidir. Seni alaşağı etmek için her fırsatı kollayacaktır. " dedi beni baştan aşağı süzerken. Ben de istemsizce onu süzdüm. Üstünde beyaz bir gömlek ve siyah, kalem etek vardı. "Büyükanne daha önce hiç Lâl'le uyumamıştı. Onun kalbini kazanmış gibisin. "

"Kendisi çok tatlı biri. "

"Sen bir de Canan Hanım'ı gör. " dedi kısık sesle. Kendi kendine konuştuğu için cevap vermeye yeltenmedim ama gülüşümü saklamam zor oldu. Dün akşam büyükannemin söylediklerini hatırlamıştım. Başbelası iki kadın, didişip duruyorlar... Biri susunca diğeri başlıyor. Küçük çocuklar gibiler.

Zümrüt Hanım arkasını dönüp salona geri giderken durdu ama dönüp bana bakmadan konuştu. "Topuklu ayakkabı giy, bunlarla dolanamazsın. "

O an tek düşünebildiğim üvey kardeşimin adının Tuna olduğunu öğrendiğimdi. Tuna.

Merdivenleri çıkıp odaya girdikten sonra ayakkabıların olduğu dolaba yöneldim. Siyah topuklulardan birini ayağıma geçirdikten sonra birkaç deneme yürüyüşü yaptım. Az da olsa zorlanıyordum ama emir büyük yerdendi. Bunlarla nasıl yürüyecektim ki?

Koridorda ilerlerken Zümrüt Hanım'ı taklit ediyordum. Kimsenin olmadığına emin olmuştum. Bana üstten bakışını ve tek kaşını kaldırışını tamamıyla aynen uyguladığımı düşünürken söylediklerini hatırladım. Kısık sesle azar dolu kelimeleri döküldü dudaklarımdan.

"Bir daha geç kalkma. Herkesle beraber kahvaltı etmelisin. " Yürüyüşünü -kıvırtarak- taklit ettim. "Topuklu ayakkabı giy, bunlarla dolanamazsın. Vıdı vıdı..."

Kahkaha sesi duyunca başımı kaldırıp sesin geldiği yöne baktım. Tuna sırtını duvara dayamış beni izliyordu. Sinirli ses tonuma hakim olamayarak çenemi hafifçe kaldırıp indirdim. "Gizlice beni mi izliyorsun? "

Yanıma doğru yürürken "Dur, tahmin edeyim. Anneni taklit ediyordun. " dedi.

"Seni ilgilendirmez. "

Tam karşıma geçtiğinde aynı boyda olduğumuzu fark ettim. Topuklu ayakkabının tek getirisi buydu sanırım.

"Haklısın, ilgilendirmez. "

Çiçekler ÜşümesinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin