18.bölüm (ruhumun müziği)

192 15 6
                                    


Hayatın yaptığı her süpriz'in arkasında bir çok süpriz daha varmış ve ben bunu yeni görüyordum

Bakışlarım Eymen'in attığı son mesajda takılı kalırken aklımda aynı soru vardı. Onun benim sakatlandığımdan nasıl haberi olmuştu? Bu sorumu beynim düşündü parmaklarım ise ekrana hızlı hızlı basarak bu sorumu ona da sormamı sağladı.

"Benim sakatlandığımdan nasıl haberin oldu?" yazdım ve gönderdim ama mesajıma bakmadı. Nefesimi verdim ve yatağa uzanarak tavanı seyretmeye başladım. Günlerim böyle geçicekti bu zaten belliydi ama hızlı iyileşmemin bir yolu olmalıydı. Bu düşüncelerim beni yavaş yavaş uykunun kollarına çekmeye başladığında buna daha fazla karşı koymadım ve teslim olur gibi gözlerimi kapadım.

                                    🌼

Gözlerimi açtığımda mavi gökyüzünü gördüm. E ben en son odamdaydım yavaşça yattığımda yerden doğruluğumda çiçeklerle dolu bir bahçede olduğumu gördüm. Üzerime baktığımda ise askılı yere kadar uzanan sade bembeyaz bir elbise vardı. Ayağa kalktım ve bu çiçekli bahçede yürümeye başladım. Neden buradaydım?

Bir süre yürüdükten sonra arkası bana dönük yere eğilmiş çiçek toplayan bir adam ile karşılaştım. En azından burda birilerinin olduğunu bilmek güzeldi. Adama yavaşça yaklaştım ve dibinde durdum

"Merhaba"dedim adam beni duymuştu bundan emindim fakat çiçek toplamaya devam etti.

"Merhaba kızım"dedi adam sesi çok tanıdık geliyordu. Sanki geçmişim de olan bir sesin sahibi gibiydi aman kimin sesiydi bu?

Sesli şekilde yutkundum "burası neresi acaba?"dedim adam yavaşça ayağa kalktı ve tam o anda bir rüzgar esti. Bu rüzgar etraftaki bir kaç çiçeği havaya uçurarak yanımızdan geçirdi. Etraftaki güzel görüntü sergiliyordu.

Sesimi duymuş olucakki ayağa kalktı ama bana doğru dönmedi "burası cennet ve sende bu cennet'teki çiçeklerden birisin"dedi kafamı yana yatırdım gözlerimi kıstım anlamayarak adama baktım. Ne demekti bu? Adam yavaşça bana doğru döndüğünde şaşkınlığım mutluluk ve hüzün'e karıştı. Karşımdaki adam yıllar önce kaybettiğim babamdı.

Göz yaşlarım istemsiz akmaya başlaması ile babama doğru bir adım attım,bir adım daha ve bir adım daha. Kollarımı sıkıca babamın boynuna doladım ve onun kokusunu içime çektim hala aynı kokuyordu. Göz yaşlarım daha fazla akarken babam elini saçlarıma daldırdı ve yavaşça saçımı okşadı.

"Baba"dedim hıçkırıklarım arasında. Kafamı onun omzundaki çıkıntıya gömdüm. Babamı çok özlemiştim sesini, gülüşünü, bana olan bakışlarını, sıcak tenini her şeyini

"Kızım"demesiyle daha fazla ağlamaya başladım. Herkes ailesi ile mutlu iken ben daha küçük yaşımda onları kaybetmiştim ve yalnızlığa mahkum edilmiştim. Bir rüzgar daha esti ve ben üzüldüğümü hisettim sanki gerçek hayat beni çağırıyordu. Ama ben gitmek istemiyordum burda kalmak istiyordum.

Babamın boynuna doladığımı kollarım bir anda gevşedi bilincim yavaş yavaş kayboluyordu gibiydi. Son kez babama baktım ve onun yüzünde ki gülümsemeyi gördüm bu son gördüğüm şey oldu gözlerim kapandı ve bedenim yerde ki çiçeklerin üzerine yığıldı.

"Seninle gurur duyuyoruz kızım"dedi babam son duyduğum ses onun sesiydi sonrası benim için tamamen karanlıktı

                                 🌼

Nefes nefese uyandım ve etrafa baktım güneşin doğduğunu gördüm. Ne yani sabah mı olmuştu? O zaman gördüklerim bir rüyadan ibaretti. Gözlerimin dolduğunu hisettim burnumu çektim ve üzerimde ki örtüyü çektim. Bakışlarım yaralı bileğimde ve bacağımda takılı kaldı.

ÜVEY KARDEŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin