20.bölüm (söylenen yalanlar)

159 18 2
                                    


Kimse benim için asla uğraşmamıştı

Mutlu olmam kimsenin umrunda bile değildi

Ama o bütün dengeleri değiştirmişti kuzey sancak istediği her şeyi yapabilecek biriydi. Bunu o gün anlamıştım

Derin bir nefes verdim ve aynada ki yansımama baktım. Mavi kot pantolon ve beyaz crop giyidim önümde iki tutam bırakarak saçlarımı kıskaçlı toka topladım. Klüp’te olan bir etkinlik için toplanıcaktık başka kulüplerden gelenler olucakmış. Tabi bu benim pek ilgimi çekmedi sonuçta ne yapayım başka klüpte ki insanları? Ama yok kuzey tutturdu geliceksin geliceksin diye. Omzuma çantamı taktım ve odamdan çıkıp merdivenlerden aşağıya indim kapının önüne gelince beyaz spor ayakkabılarımı aldım. Ve merdiven basamağına oturarak bağlamaya başladım.

“Kaçta geliceksin?”diyen emin’i duymamla kafamı kaldırdım ve onun kömür gibi simsiyah olan gözlerine baktım. Ellerini cebine yerleştirmiş bana tatlı bir gülümseme ile bakıyordu.

“Bilmiyorum ama erken gelmem”dedim kafasını usulca aşağı yukarı salladı. Ben de ayağa kalktım ve son bir kaç kalan merdiven basamağından aşağıya indim.

“Geç geliceksen haber ver seni alıyım”dediğinde gülümsedim ve kapıyı açtım

“Gerek yok kuzey beni bırakır”dediğimde ağzının içine homurdandığını duydum ama ne dediğini anlamadım. Dışarı çıktım ve kapıyı arkamdan kapattım soğuk rüzgar estiğinde bedenim anında ürperdi. Sanırım yanıma ceket almalıydım. Kulaklıklarımı kulağıma taktım ve yavaş adımlarla kulübe yürümeye başladım. Karşıma çıkan ilk şarkı gözlerimin dolmasına sebep oldu

Uzaklara bakma
Çünkü sana hep yakınım ya
Bedenim orda olmasa da
Kalbim hep orda

Mesafe,
Önemsiz bir detay sadece
Bu aşkı yıkamaz hiçbir şey
Yollar, kilometreler

Kulaklıklarımı kulağımdan koparırcasına çıkardım. Bana onu hatırlatan her şeyden nefret ediyordum. O uygulamadan,bu şarkıdan..
Elim boynumda ki kolye’ye gitti bunu da o getirmişti. Bulan başkasıydı ama getiren yine oydu. Kalbime inen sızı yüzünden dişlerimi sıktım. Hayır arya seni üzen birini özliyemezsin yapma şunu kendine. Kolyemi serbest bıraktım ve derin bir nefes alarak tekrar yürüdüm...

Klübe geldiğimde direkt arka tarafa geçtim ve gördüğüm görüntü ile neredeyse ağzım açık kalmıştı. Burası mükemmel olmuştu duvara asılmış ve aşağıya doğru sarkan neon ışıklar. Etrafa konulan masalar, boks ringini andıran yer bir dans pisti gibi düzenlenmişti yerden yukarıya doğru süzülen ışık gösterisi insanı büyülüyecek kadar etkileyiciydi. Tavana asılmış yıldız ve sol anahtarları şeklinde ışıklar ise bu ortamda çok zarif duruyordu.Arkada çalan sakin müzik ve burda ki insanların konuşma sesleri ile karışınca ortaya çıkan ses pek rahatsız edici değildi. Ensemde hisettiğim nefes ile omurgamdan aşağı bir ürperdi indi bir anda ama etrafımı saran koku bana kimin geldiğinin habercisiydi.

“Etkileyici öyle değil mi?”dediğinde ona doğru döndüm ve tebessüm ettim.

“Evet böyle bir şey beklemiyordum açıkçası”dedim onu incelediğim zaman altına mavi bir kot pantolon, üzerine beyaz bir tişört onların üzerine ise beyaz kore ceketi giymişti. Saçlarının dağınık olması ona ayrı bir hava katarken gülümsemesi burda ki ışıklardan bile fazla dikkat çekiyordu orası kesin.

“Aramızda olan bir gelenek diyelim”dedi ve ekledi “biz buna kendi dünyamız diyoruz” kaşlarımı çattım ve odak noktam onun mavi gözleri

“Nasıl yani?”dediğimde elini uzattı ve çeneme koydu o an kalbimin ritmi anında artırmış gibiydi. Kafamı çevirdi ve etrafa bakmamı sağladı

ÜVEY KARDEŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin