23.bölüm (yıldızların altında)

138 12 8
                                    

İnsanlar canını yakan kişileri unutamazlardı ve bende canımı yakan kişileri asla unutmamıştım.

Bazı anıları unutmak isteriz ama hafızamıza öyle kazınmış olur ki asla unutamayız. Bende unutamamıştım..

"Eee sonra ne oldu?" dedi kars derin bir nefes aldım ve kafamı ona doğru çevirdim. Elinde ki çekirdek kasesi ile merakla beni dinliyordu. Kuzeyin o sıkıştırmasından sonra direkt eve gelmiştim kars ise yüz ifademden kötü bir şeyin olduğunu anlamıştı.

"Yarın onun yanına gelmemi istedi" dediğimde birden öksürmeye başladı. Çekirdek boğazında kalmıştı anlaşılan hızla yattığım yerden doğruldum. Ve karsın sırtına sertçe vurdum. Boğazında ki çekirdekten kurtulmuştu fakat sızlanmaya başlamıştı.

"Ochse" dedi bir anda Almanca kanalına geçerek. Elimi sırtından çekerek boş gözlerle ona baktım. Şimdi ne demişti o? Ochse...Ochse... Öküz!
Bir dakika o bana öküz mü demişti? Söylediği cümlenin anlamını bulduğum gibi sırtına bir tane daha vurdum.

"Steinigen Sie den Teufel?" dedi sesini yükselterek kaşlarımı çattım. Bu sefer ne demişti? Kesin küfür etti

"Küfür mü ettin lan?" dedim bir anda yükselerek. Bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerinin içinin kızardığını gördüm.

"Lan ne küfürü ölüyordum senin yüzünden" dedi isyan ederek. Gözlerimi devirdim ve tekrardan yatağıma oturdum. Kars hemen kendini düzeltti ardından tekrardan sandalyesine yaslandı. Kucağına tekrardan çekirdek kasesini aldı ve çitlemeye devam etti.

"Eee ne giyeceksin?" dediğinde dik dik ona baktım. Hayır yani o kadar sorunum yokmuş gibi birde ne giyeceğimimi düşünecektim.

"Eşofman sweatshirt giyer giderim" dediğinde elini anlına vurdu ve kederli bir biçimde kafasını sağa sola salladı.

"Allahım benim kuzenim neden bu kadar öküz" dedi ve elini anlından çekti "kızım sen iyi misin çocuk seni doğum gününde çağırmış bugünde söyliyebilirdi her şeyi sana ama o yarını seçmiş"

Karsın imasından bir çıkarım yapmadım daha doğrusu yapmak istemedim. Eskiden kuzeye karşı bir şeyler hissettiğimi veya eminim beni öptüğü bilmiyordu. Tek bildiği onların bana söylediği yalanlardı.

"Lars" dedim adını ikinci defa düzgün söyliyerek. Adını ilk düzgün söylediğimde ağlıyarak omzumda ki yükleri ona anlatmıştım. Lars elinde ki çekirdek kasesini masanın üzerine koydu ardından sandalyesinden kalkıp yanıma oturdu.

"Adımı doğru söylediğine göre ciddi bir şeyler söyliyeceksin" dediğinde kafamı salladım. Gözlerimi kapadım ve titrek bir nefes aldım.

"Ben her şeyi öğrenmeden önce kuzeye karşı bir şeyler hissediyordum" dediğimde lars sesini çıkarmadan sadece beni dinliyordu. Burnumu çektim ve devam ettim "olanları öğrenip eve gittiğimde emininde yalanlarını öğrendim onunla tartışırken birden beni öptü"

"Ne!" dedi kars sesini istemsizce yükselterek. Gözlerimi açtım ve ona baktığımda gözlerinin şaşkınlıktan kocaman açıldığını gördüm. Bunu beklemediği kesindi iki elinide kollarıma koydu ve beni sarstı

"Bu nasıl olabilir lan?" dedi aynı şaşkınlığını koruyarak. Ardından beni tekrardan sarstı.

"Ulan o senin üvey abin" dedi ve diğerine nazaran biraz daha hızlı sarsarak.

"Nasıl yapar bunu?" dedi ve bir öncekinden daha hızlı sarstı. Şu an kendimi sudan çıkmış balık gibi hisediyordum. Çünkü Lars saniyede bir beni sallıyordu.

"Lan senin onun üvey kardeşisin" diyerek daha hızlı sarstı beni. Ve yüzümü yaklaştı

"Üvey kardeşisin lan üvey kardeşi" diyerek resmen beni elektrik çarpmış gibi sarsmaya başlamıştı.

ÜVEY KARDEŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin