Stresten elim ayağım titriyordu resmen. Bugün çok önemli bir gündü. Bugün benim en büyük savaşımdı. Bugün o gündü. Bugün Ayaz'ın ailesinin geleceği gündü, onlarla tanışacaktık.
Evlilik teklifinden sonra Ayaz'ın ailesi benimle tanışmak istemişti. Doğal olarak. Ama bu sadece tanışma ile kalmayacaktı, beni gerçekten istemeye geliyorlardı. Babamda Ayaz'a karşı beklediğimden iyi yaklaşıyordu.
Annemle kız kardeşim de geliyordu, babam anneme olan biteni anlatmıştı. Yaklaşık iki saat annemden neden ona anlatamadığım için azar yemiştim, kız kardeşimse Ayaz'ın siciline kadar istemişti eğer yakışıklı bir arkadaşı varsa kendine istiyordu. Şıpsevdi birisiydi. Herkese aşık olabilirdi, geldiğinde çok başımı ağırtacaktı.
Her şeyin bu kadar düzgün gitmesine hiç alışık değildim, Allah'ım sen koru.
Rahatsızca yerimde kıpırdandım, evde heyecandan ölürken babamla İbocan karşılıklı oturmuş satranç oynuyorlardı...
Yani bu ortamın oluşması da çok garipti, İbocan babamla çok iyi anlaşmıştı. Şeytan tüyü vardı bu çocukta, her türlü kendini sevdiriyordu.
Göz devirip önüme döndüm. "Bu Komutanın nasıl davranıyor bakalım sana?" dedi babam bir taşı hareket ettirerek.
İbocan pür dikkat oyuna bakıyordu, beklenmedik şekilde ciddiydi. "Şimdi şöyle, Mehmet komiser amcacığım." dedi. Evet babama böyle hitap ediyordu. Babam kaşlarını çattı "Oğlum düzgün 'Mehmet Amca' desene niye bu kadar uzatıyorsun." dediğinde İbocan olumsuzca kafasını salladı.
"Komutanım bana çok kötü davranıyor, yani öyle böyle değil Ebu Cehil'e davranır gibi." dediğinde babam garipsemişti. "Bak sen?" dedi şaşırarak. "Yani öyle siz bakmayın onun çok masum saf göründüğüne, siz birde askeriyede görün onu. Komutanım bir tek Ahu'ya öyle. Kıskanmıyor değilim." dediğinde babamın hoşuna gitmişti.
Ellerimi göğsümde birleştirdim. "Ya gerçekten burada oturmuş çocuğun dedikodusunu yapıyorsunuz." dediğimde ikisi de beni önemsemedi.
Hatta İbocan gülerek taşları hareket ettirdi "Şah ve Mat." dedi keyifle. "Oyun burada biter Mehmet komiser amcacığım." babam gülümsedi.
Ben şaşırarak kalkıp babamların yanına gittim, "Ne?" dedim şaşkınca. "Sen az önce babamı mı yendin? Hem de satrançta?" dedim hayretle. Babamı şimdiye kadar kimse satrançta yenememişti, bir sürü şampiyonluğu vardı.
Babam ise sadece gülerek "Beni ilk defa sen yendin. Helal olsun." dediğinde İbocan gururla sırıtarak arkasına yaslandı.
İbocan bana dönerek beni süzdü bilmiş tavırla, "Sende sakin ol, ne bu yeni gelin tavırları. Oturduğumuzdan beri beni de gerdin. Azıcık kendine gel. Sen benim kardeşimsin nerede o çirkef hallerin?" dedi beni azarlayarak. Sonra durup bir şeyi düşündü, "Vazgeçtim o kadar çirkef olma evde kalırsın falan Allah korusun." dediğinde sinirle babama döndüm.
"Baba şuna bir şey söyle. Bana çirkef dedi, sonra da evde kalacaksın, kimse seni almayacak, Ayaz'ın ailesi seni istemeyecek, başıma kalacaksın, senin triplerine katlanamam dedi." dedim tek nefeste. İbocan'ın ağzı açık bir şekilde beni dinliyordu. Babam ise bu hallerime alışkındı.
"Aynen kızım, kesin çocuk onları kast etti." dedi umursamazca. Sahte sinirle kaşlarımı çattım, "Kimse beni anlamıyor, bende gidiyorum." saçlarımı savurup odama doğru triple gittim.
Kimse umursamadı...
❦
Ahu: AYAZ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON AN | Texting ✓
General FictionBir hastasına iyilik yapmak isteyen Ahu, hastane kayıtlarından aldığı numarayı yanlış girip bir komutana yazarsa ne olur? Nerden bilebilirdi ki bu kadar şeyin sadece bir rakama bağlı olduğunu? O yanlış girilen rakam nelere sebep olacak? ...