Haerin kütüphaneye gelmiş ders çalışıyordu. Birkaç dakika önce Minji ve Hyein'in yanından ayrılmıştı. O ikisi alışverişe gidecekti. Haerin'in ise gidesi gelmemişti. Bu yüzden kütüphaneye gidip yeni yeni konuşmaya başladıkları oğlana mesaj atmıştı. Bir nevi flört gibiydi.
Çocuk yakışıklıydı. Dürüst ve nazik gözüküyordu. Haerin de yavaş yavaş ona alışmaya başlamıştı. Telefonuna düşen mesaja baktı ve gülümsedi.
Haerin:
Hey Wonbin-ah! Kütüphanedeyim, yanıma gelmek ister misin?
Beraber ders çalışabilirizWonbin:
Olur birkaç dakikaya geliyorum Haerin-ah.
Birinci bölümdesin değil mi?Haerin:
Evet bekliyorumWonbin:
Hemen geliyorumHaerin telefonunu kapatıp masanın üstüne koydu. Birkaç dakika sonra elinde kahvelerle gelen çocuğa baktı. Bu çocuk cidden de centilmendi. Sanırım kendi için en iyi seçeneği bulmuştu.
Wonbin kahveyi Haerin'e uzatınca Haerin alıp teşekkür etti.
"Haerin-ah nasılsın?" dedi uzun saçlı oğlan ilgiyle ve fısıldayarak.
"İyiyim Wonbin-ah. Minji ve Hyein alışverişe çıktı ben de çıkmak istemediğim için buraya geldim. Yanlız kalmayayım diye hem de seninle zaman geçirelim diye sana yazayım dedim. Sen nasılsın?"
"Ben de iyiyim. Antrenman vardı. Biraz alıştırma yaptık. Sen yazınca buraya geldim."
"Anladımm. Başlayalım mı o zaman derse?"
"Olur başlayalım."
İkisi birlikte derse odaklanmıştı. Haerin ara sıra kahvesini içiyor, testini çözüyordu. Fakat yaklaşık iki dakikadır bir soruyla uğraşıyordu. Her türlü yolu denemişti ama bir türlü çözemiyordu.
Wonbin bunu fark etmiş olacak ki eğildiğinden dolayı saçı önüne gelen Haerin'in saçlarını kulağının arkasına sıkıştırmıştı. Daha sonra ise kendine şaşkın bir suratla bakan Haerin'in elindeki kalemi alıp soruyu çözmeye başlamıştı.
Haerin ufak çaplı şoku atlattıktan sonra işlemler yapan oğlana odaklandı. İşlemler bittiğinde Wonbin Haerin'e dönüp soruyu nasıl çözmesi gerektiğini anlattı.
"Bak bunu da buraya atacaksın ki eşitleyelim. Anladın mı?"
"Anladımm. Teşekkürler ederimm."
"Ne demek." diyip göz kırptı oğlan.
Tam o sırada oğlanın sessize almaya unuttuğu telefonuna bildirim düştü ve bildirim sesi yankılandığı için ikisi de telefona odaklandı.
Oğlan aceleyle telefonu eline alıp Haerin'in göremeyeceği bir şekilde mesajı okudu.
"Haerin-ah sanırım gitmem lazım. Takımdan arkadaşlarım çağırıyor. Biraz daha çalışmamız lazımmış. Özür dilerim şimdiden."
"Ahh sorun değil. Teşekkürler ederim geldiğin için ve de kahve için. Ben biraz daha burada kalıp çalışacağım. Sana iyi antrenmanlar. Görüşürüzz."
"Teşekkürler. Görüşürüz Haerin."
Haerin ayaklanan çocuğun peşinden el salladı ve oğlan da ona karşılık el salladı. Daha sonra ise kütüphaneden çıkıp gitti.
Haerin biraz daha çalıştı ve olanları anlatmak için kızlara mesaj attı. Haerin kütüphaneden, Minji ve Hyein ise alışveriş merkezinden üçünün ortak alanı olan meydana gelip buluşacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Strawberry Blond {Daerin}
FanfictionHey Haerin-ahh. Lolipopumun tadına bakmak ister misin?