honeymoon

38 6 48
                                    

"Hadi çocuklar hadii. Geç kalıyoruz." diye bağırdı Paul kapıdan yukarı kata doğru.

"Geliyoruz baba." Felix ve Dani ikilisi yukarı kattan aynı anda bağırmıştı. Ve aynı anda odalarından bavullarını çekerek çıkmışlardı.

"Bir dakikaa Dani güneş kremi." Tomoya bir anda hatırlayarak kızı uyarmıştı.

"Yolda alırız Tomoyaa. Az kaldı zaten evdeki."

"Saçmalama kız, kaç para biliyor musun sen? Haberin var mı?" dedi Tomoya kafasını sallayarak. Sonra göz deviren kızı oracıkta bırakıp odaya geri dönmüştü. Elinde güneş kremi ile dönünce Dani oğlana bakmıştı.

"TOMOYA! O BENİM STİCK BLUSH GÜNEŞ KREMİM. ONU SÜREMEYİZ APTAL, BEN ONU MAKYAJ YAPARKEN KULLANIYORUM." dedi Dani bağırarak.

"N'olacak canım ne güzel işte yüzümüz allanır." dedi Tomoya kolundaki geniş kumaş tatil çantasına stick'i atarken.

"Saçmalama, ver onu." demişti Dani oğlanın çantasını çekiştirirken. İçini karıştırıp bulmaya çalışıyordu kremi.

"Gençler sakin olun. Bakın bende herkese yetecek kadar güneş kremi var tamam mı? Bunu kullanırız. Tomoya sen de ver Dani'ye hadi. Ben sana bir daha alırım blush stick." demişti Felix orta yolu bulurken.

Oğlan stick'i kıza uzatmış ve bavulunu merdivenin başına çekmişti.

Hep birlikte düğünden sonra Dani'lerin balayına gidiyorlardı. Tabii ki de Dani ve Haerin'i yanlız göndermeyeceklerdi. Hem tadı çıkmazdı zaten tek başlarına. Bu yüzden tüm grup ve başlarında Changlix ikilisi olmaz üzere tatile gidiyorlardı. Paul ve Frank olmayacaktı çünkü gençler tek takılmak istemişlerdi. Bunun üzerine babalar ise karar kılıp Changbin ve Felix'i gözetim için göndererek kabul etmişlerdi teklifi.

Şimdi ise çocukları toplayıp hava alanına bırakacaklardı. Herkes arabaya toplanmıştı.

"Hazır mısınız gençler?" dedi direksiyondaki Frank. Yanında Paul oturuyordu. Arkada ise Lix-Dani-Moya üçlüsü oturuyordu.

"Hazırız dostum. Sonuna kadar." demişti Tomoya yumruğunu kaldırarak. Bu herkesi güldürmüştü.

Felix'in telefonu çaldığında herkes sessizleşmiş ve onu dinlemişlerdi.

"Alo efendim hayatım?" demişti telefonu cevaplayan Felix.

"Aşkım ben Haerin'lere geldim de. Şimdi kızlar burada toplanmış. Haerin'lere gelin orada ayarlayalım tamam mı?" demişti Changbin karşıdan.

"Tamam aşkım. Ben senin yanına binmek istiyorum. Ayrılmayalım." dedi Felix.

"Tamam bebeğim ayarlarız. Siz gelin önce."

"Tamam aşkım geliyoruz. Görüşürüz." demişti Felix telefonu kaparken.

Changbin de kendi arabasıyla gelecekti çünkü hepsinin sığmayacağını biliyorlardı. Onlar çoktan Haerin'lere bekliyorlardı bile. Dani'ler de onlara doğru sürmüştü.

Vardıklarında arabadan inmiş ve ayarlama yapmışlardı. Changbin'in arabasına Felix en önden gitmişti. Ondan sonra Dani ve Haerin'i de onların yanına göndermişlerdi. Sadece bir kişilik yer kaldığı için Paul mecburen Felix'lere binmişti. Frank'ın arabasında ise Hyein, Tomoya, Hanni ve Minji vardı. Hazır olduklarında havalimanına sürmüşlerdi.

Havalimanına vardıklarında yarım saat olduğu için bir kahve alıp içmişler daha sonra ise Changbin arabasını Paul'a bırakmıştı götürmesi için. En sonunda da uçağa binmişlerdi. İkili koltuklara her çift sırayla oturmuştu.

Strawberry Blond {Daerin}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin