"Ne yaptın lan sen!" Sıçtım, sen?
"Bana saldırdı," aklıma ilk geleni söyledim." Ne yapsaydım, çiçek mi uzatsaydım!" Dedim hiddetle.
"Yürü başkanın yanına."
Yok ben bunun amına koyucam.
"Tamam." Mağaraya doğru yürümeye başladık.
Ya da o bize koyacak.
Onun hiddetli adımlarına karşın sakin adımlarla takip ettim.
Papatya tarlasını götüne soksa rahatlamazdı.
Başkan denilen piçin yanına geldik. "Başkan, Rojbin artık çok olmaya başladı." Başkan bana yandan bir bakış atıp. "Yine ne yaptı?"
"Musa'yı öldürmüştür." Mükemmel türkçe.
"Ne!" Diye bağırdı ve bana döndü." Ne yaptın lan sen!" Ses tellerini koparıp ip yapacaktım.
"Bana saldırdı!" Dedim hiddetle. "Ne yapsaydım, tebrik mi etseydim!" Benim de ondan kalır yanım yoktu.
"Bu kaçıncı?" Dedi, sesi sakin çıkıyordu. "Adamları öldürmen zararımıza olur." Şaka yapıyorsun?
"Senin de adamların rahat dursun."
Başkan yanındaki piçe baktı. "Adamları topla, onlarla konuşacağım."
🤍
Pusu kurmak için saat 4 de kalkmıştık. Pusuya düşen onlar olacaktı da haberleri yoktu.
"Rojbin, mayınları yerleştirdin değil mi?"
Orosbu çocuğu.
"Evet, yerleştirdim."
Arazi aracının yanından ayrıldı ve beni yakalayan piçin yanına gitti. Ben hâlâ aracın yanındaydım.
Nedeni ise: tim birazdan arkamdaki yoldan geçecekti, ben de başkanı ve adamlarını yoldan uzak durmasını sağlayacaktım.
Yazar'dan...
Bozkurt timi operasyon için yine dağlara çıkmıştı, bundan şikayetçi değillerdi aksine çıkmayınca, elinden oyuncağı alınmış bebek gibi mızmızlanıyorlar.
"Komutanım, teröristleri vururken yanlışlıkla Asena komutanı da vursak ceza alır mıyız? Diye sordu Gökhan.
Emir sakin olmaya çalışarak. " Sus." Gökhan komutanına alınganlıkla baktı.
"Ama komutanım, ya Tilki komutanıma yanlışlıkla ateş edersek? O zaman suçlu biz olmayacak mıyız?" Gökhan sınırlarını fazla zorluyordu.
Emir dayanamayrak. "Lan sus!" Dedi.
Gökhan tam ağzını açmıştı ki Oğuz hemen lafa atladı. "Komutanım tam olarak plan ne?" Diye sordu. Emir sonunda mantıklı bir soru almanın verdiği rahatlıkla. "Tilki, bizim geçeceğimiz yolun boş kalmasını sağlayacak, biz de o sırada yerleşmiş olacağız." Dedi."sonra Asena'yı alıp döneceğiz."
Emir tek tek askerlerine baktı. "Anlaşılmayan bir şey var mı?" Hep bir ağızdan 'yok' dediler.
25 dakikalık yürüyüşün ardından Pusu'nun kurulduğu yerin yakınlarına gelmişlerdi.
Arazi aracını ve orada duran insanları görebiliyorlardı. Emir'in gözleri sadece bir kişiyi aradı. Asena'yı, Tilki'sini aradı. Ona Tilki lakabını Emir vermişti. Tabii o zamanlar ikisi de küçüktü. Sahi kaç yaşındaydılar? Asena 6, Emir ise 9 yaşındaydı. Asena tilki kadar kurnazdı.
Arazi aracının yanından sadece bir kişi vardı. Üsteğmen Asena Boz.
Araç yolun ortasında olduğu için görünmeleri zordu. Asena duyduğu adım sesleriyle başını dikkatli bir şekilde arkaya çevirdi. Tim gelmişti. Ve Emir diye geçirdi içinden, o sırada Emir'le göz göze geldi. Emir'in sert bakışları birkaç saniyeliğine yumuşamıştı.
Asena başıyla kayalıkları gösterdi. Emir sadece başını salladı ve yerlerine geçtiler.
Asena'nın yanına birinin yaklaştığını gördüler, bu adam başkan denilen adamdı.
Emir'in kaşları çatıldı çünkü o 'adam' Asena'ya fazla yakındı.
Yavaş yavaş başını Asena'ya yaklaştırıyordu.
(.........)
🤍 Yıldızlarımızı parlatmayı unutmayalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİLKİ
Fiksi Remaja"Kıdemli üsteğmen Asena Boz." dedi, yüzüme bakarak. onun hâlâ yaşaması sinirimi bozuyordu. "Görüşmeyeli baya olmuş." "Timin öldükten sonra kafana sıkarsın diye düşünmüştüm." "Kes lan sesini!" bağırdığımda irkilmişti ama belli etmemeye çalışıyordu...