4.BÖLÜM

801 36 3
                                    

Yatağında ölmeyi sök, çıkar!

Döşeğin kara toprak, yorganındır belki kar...

Sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar?

Ruhlarımız buluşur elbet "Tanrıdağı" nda...

                                                            

                                                      H. Nihal Atsız

Karargahın çıkışına ilerlerken arkamdan adım sesleri duydum. Saçlarımı arkaya atar gibi başımı çevirdiğimde Emiri gördüm.

Tamamen Emir'e döndüm. Gülerek bana bakıyordu. "Beraber gideriz diye düşündüm." Dedi. Aynı binada oturuyorduk. Ben ve Emir karşılıklı dairelerde oturuyorduk.

Gülerek." Tamam, hadi bin arabaya." Dedim.

"Komutanına emir vermemelisiniz, üsteğmenim." Ufak bir kahkaha attım. Küçükken de 'büyüklerinle böyle konuşmamalısın' derdi.

"Hep gülsen olmaz mı?" Kısık sesle söylemişti ama, ben duymuştum. Çaktırmadım.

Duyamayacağımı düşünmesi büyü hataydı, bordo bereliyiz o kadar.

"Hadi artık gidelim." Başıyla onayladı, sonra bana döndü. "Arabayı ben kullanırım, sen biraz dinlen." Haklıydı. Başımla onayladım.

Ön kapıyı benim için açtı ve binmemi bekledi.

Arabaya bindim, Emir de sürücü koltuğuna oturdu. "Asena, ev uzak, sen yat uyu, dinlen." Dedi. Tamam asker olabilirdim ama bizde insandık.

Kısık sesle. "Tamam." Dedim, gözlerimi kapattım.

Emir'den...

Gözucyla Asena'ya baktım. Uyuyordu, ama biliyorum ki ufak bir sese uyanırdı.

Eve yaklaşmıştık, en fazla 6 dakika kalmıştı.

Arabayı otopark'a park edip tamamen Asena'ya döndüm. Saçları yüzünü kapatmıştı.

Yavaşça saçlarını geriye ittim. Ama unuttuğum bir şey vardı; Asena bordo bereliydi.

Elimi tutup ters çevirmişti.

Acaba uyumuyor muydu?

"Siktir," diye inledim. Asena elimi bıraktığında hızla küfür etmeye başladı." Ya ben senin aklını sikeyim, gerizekalı, omurganı sikeyim! uyuyan bir kişinin saçı itilir mi? Beyinsiz piç! Senin ben gelmişini geçmişini sik-" elimle dudaklarını kapattım.

Şaşkınlıkla." O nasıl küfür lan?" Dedim.

Hayatının küfürünü yedin Emir, tebrik ederim.

Asena sakinleşmiş durduğu için elimi çektim, hızla arabadan indi. Asena' dan korkuyordum, yalan yok. Ardından ben de arabadan indim.

Asena'ya baktım, sinirli durmuyordu. Sakin adımlarla tam karşımda durdu. Ben özür dileyecek sanarken o; yumruk attı.

Koyduğunu oturtuyor, iki gözümün çiçeği.

"Kusura bakma," dedi, gitti. Arkasında. "Sağol ya!" Diye bağırdım ama sırıtıyordum.

Güzel vurdu, iki gözümün çiçeği.

Sırıtarak eve girdim. İçerden gelen hayvan seslerini ilk defa aldırmadım.  Hakan ve Göktuğ evdeydi. Bu sesler normaldi yani.

Tim'de sadece Asena ve Oğuz normladi. Hoş, Asena da pek normal değil ama. Neyse ben onu böyle de severdim.

Asena'dan...

Sabahın köründe çalan telefonla uyandım. Gözlerimi kırpıştırıp açtım. Telefonu elime alıp baktım kim arıyor diye. Gördüğüm isimle şaşırmadım, telefonu açtım.

"Hala!" Minel'in heyecanlı sesiyle gülmeden edemedim.

Konuşmama izin vermeden devam etti. "Hala seni çok özledim, ne zaman yanıma geleceksin." 2 ay boyunca sadece 1 kere konuşabilmiştik.

"Güzelim, azıcık sabret geleceğim. " Dedim. 
"Söz mü?" Dedi. "Asker sözü." Dedim.

"Asker sözüyse işler değişir," dediği şeyle kahkaha attım.

"Ayy hala biz Asil'le sevgili olduk." Demesin mi? Asil, Minel'in yakın arkadaşıydı, aralarında 1 yaş vardı. Bu kız daha 7 yaşındaydı, ben ise 25 yaşında.

"Minel, halacım tek bir sorum var. Abimin bundan haberi var mı?" Minel pişkince. "Var, hatta ilk ona gittim. Okul çıkışında Asil de bizim eve geldi, annesinin işi varmış o yüzden bize geldi. Tuttum elinden girdim eve, babam da evdeymiş. Geçtim babamın karşısına, 'bu çocuk benim sevgilim' dedim, babam şok oldu tabii."

"Minel, sakin, şimdi kapatmam gerek üstler arıyor." Dedim. "Vatan beklemez, hala." Diyerek yüzüme kapattı.

Tam başımı yastığa koyacakken kapı çaldı. Homurdana homurdana kapıyı açtım. Gördüğüm kişi ile durdum.

"Abi..."

(...........…..)

Yıldızlar parlasın 🤍

TİLKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin