Ebedî yiğit!
Adı yok şehit!
Kefenin: vatan...
Tabutun:cihan...
Düşünüp övün,
Yaşıyor ünün.Damarında kan
Bir alev midir?
Yaşaman:Roman;
Ölümün: şiir.
Sana yok ne taş,
Ne de bir mezar.
Bu hayat: savaş!
Ebedî uzarEşit olduğun
Şu güneş: Tuğun
Tabutun: Vatan,
Mezarın: Cihan.
Adı yok yiğit!
Ebedî Şehit!...H. Nihal Atsız
Asena'dan...
Arabanın yanında durmuş, timin gelmesini bekliyordum. Sıkıntıyla 'of' ladım, başlarına birşey mi gelmişti?
Başımı, kontrol etmek amacıyla arkaya çevirdim. Ordalardı, gelmişlerdi.
Yüzbaşıyla göz göze geldik.
Yüzbaşı Emir Ateş aynı zamanda aşık olduğum adam Emir Ateş.
Başımla kayalıkları gösterdim. Emir başını salladı, yerlerine geçtiler. Başımı çevirdiğimde başkan denilen herifi gördüm.
Asena bu herif fazla sırıtmıyor mu?
Sırıtıyordu.
'Ne oldu' der gibi başımı salladım, dibime kadar girmişti herif. Başını yaklaştırdı.
Asena, götü kolla...
"Ne yapıyorsun lan." Diyerek çekildim.
Pişkin pişkin sırıttı. Orosbu çocuğu.
O değil de Emir bunu gördüyse fena sıçarız.
Başkan tam ağzını açmışken arkadan biri çağırdı.
Başkan gittiğinde timin olduğu kısma baktım. Tuzak kurulan yerin tersinde kalıyordu. Dikkatli bakılmadıkça net görünmüyordu.
Yeşil ne kadar da çok yakışıyordu öyle. Yani time, kimin timi sonuçta?
"Nerde kaldı bunlar?" Diye bağıran şerefsize baktım. Sakin olmaya çalışarak. "Buraya geleceklerinden emin misiniz?" Dedim. Sıkıntıyla başını kaşıdı.
Zamanı gelmişti.
Elimi yavaşça belime götürdüm. Başkan bana daha çok yakındı, diğerleri baya uzakta kalıyordu. Başkana daha çok yaklaştım.
2 adım arkasında durdum ve kolumu boynuna dolarken, silahı çıkarıp başına dayamıştım.
"Lan!" Yüzümü buruşturdum. Tim çoktan diğer teröristleri vurmaya başlamıştı. Sakince, "Bağırma lan." Dedim.
Kollarımın arasında debelenmeye başlamıştı.
Tam dudaklarımı aralamıştım ki bomba sesi duyuldu.
🤍
"İyi misiniz?" Tek tek kontrol ettim hepsini. Başlarını salladılar. En son Gözlerim Emir'in gözlerinde durdu. O da bana bakıyordu. Dudaklarını oynatarak 'sen' dedi. Başımı salladım. Kolumda sadece sıyrık vardı.
Bombanın patlama sebebi süreli olmasıydı. Bizde birşey yoktu. Şu an helikopterdeydik.
Emir, "Pilot ne kadar yolumuz kaldı?" Dedi.
"1,5 saatimiz kaldı, komutanım." Dedi Serhat. Oğuz bana baktı ve çantasını açtı. "Koluna bakalım." Dedi.Başkan denilen herif kaçmaya çalışırken beni bıçaklamıştı. Bıçağı neresine soktu da çıkardı, orası malum.
"İyi bıçaklamışım." Başkan denilen şerefsiz de bizimle geliyordu tabii. Hakan tüfeğinin ucuyla vurup. "Sus lan." Dedi. Oğuz, yanımda oturan Göktuğ'yu kaldırdı ve kendi oturdu. Elinde ilk yardım çantası vardı. Üzerimdeki askeri üniformayı çıkardım. Üzerimde sadece kısa kollu vardı.
Emir'e baktım.
Ne zaman bakmadın ki?
Emir'in gözleri kolumdaydı. Ona baktığımı anlayarak gözlerini başkana çevirdi. "Bitti." Diyen Oğuz'a baktım. Ne ara bitirmişti? Kaşlarımı çattım, Oğuz ise pişkin pişkin sırıtıyordu. Kulağıma yaklaştı. "Sen Emir komutanı keserken hallettim." Yüzüne yumruğu yiyecekti. Ters bakışlarımı fark etmiş olacak ki önüne döndü.
"Pilot ne kadar kaldı?" Dedim. " Yarım saat, komutanım." Dedi, başımı salladım. Helikopterde sessizlik oluşmuştu, tim ilk defa bu kadar sessizdi.
Aradan yarım saat geçti. Helikopterden indik. Albay karşımızdaydı.
Hazır ol'a geçtik." Rahat asker." Dedi Hüseyin albay. Hepimizi tek tek süzdü, kolumu gördüğünde kaşları çatıldı ama bi' şey söylemedi. Gür sesiyle. "Asker! Tekmil ver!" Dedi. Sağ baştan başladık;
Yüzbaşı Emir Ateş
K. Üsteğmen Asena Rüya Boz
Üsteğmen Oğuz Yılmaz
Teğmen Gökhan kaya
Teğmen Selçuk Yerer
Astsubay Başçavuş Hakan Yener
Astsubay Çavuş Göktuğ DemirBiz Bozkurt timi'ydik, yenilmezdik.
(..........)
Yıldızlarımız parlasın 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİLKİ
Teen Fiction"Kıdemli üsteğmen Asena Boz." dedi, yüzüme bakarak. onun hâlâ yaşaması sinirimi bozuyordu. "Görüşmeyeli baya olmuş." "Timin öldükten sonra kafana sıkarsın diye düşünmüştüm." "Kes lan sesini!" bağırdığımda irkilmişti ama belli etmemeye çalışıyordu...