ÖZEL BÖLÜM

310 16 4
                                    

Bu bölüm; gelecekte yaşanma ihtimali olan bir bölümdür.


Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

__________________________________________________

"Emir sana inanmıyorum!" Delirecektim.

"Güzelim, kendi istedi." Homurdanarak Asel'i kucağıma alıp, yüzünü ıslak mendille temizlemeye başladım.

O sırada üst kattan Karan'ın sesi geldi. "Anne! Anne!" Sabırla. "Efendim, oğlum," dedim.

"Kapının kenarı çıktı!" Ne?

Dehşetle kala kalmıştım. 3 çocuk yapmayacaktık. Hepsi göt Emir'in suçu!

2 erkek, 1 kız... Erkek çocuk yapmayacaktım.

"Karan, dur babanı gönderiyorum!" Derin bi' nefes aldım. "Emir! Karan'a bak!"

"Baktım güzelim, baktım."  Diyerek yukarı çıktı. Nefes nefese kalmıştı.

Arslan'a seslensemde cevap vermemişti.

"Arslan Tan Ateş, aşağı inmen için 5 dakikan var! " Asel'in saçlarından öptüm. "Abilerin gibi beni yormadığın için teşekkür ederim."

Tabii o beni anlamadı.

Karan Ali 6, Arsalan 5 yaşındaydı. Asel Almina ise 9 aylıktı.

30'lu yaşlarda olmak çok tuhaftı.

Asel'in ağlamasıyla bakışlarımı ona çevirdim.

Asel'i yavaşça kucağımda sallamaya başladım.

3 dakika geçmişti.

"Tan, hadi oğlum!" Oğuz'un yanına gidecektik.

"Günaydın!" Tan'ın Seda Sayan girişi yapmasıyla ona baktım.

Ben bu çocuğu yaparken ne düşünüyordum acaba?

Tan'ın ardından Karan ve Emir de geldi.

"Karan, kapının pervazını nasıl çıkardın? Bana bunu açıkla lütfen." Karan ciddi bir yüz ifadesine büründü.

"Futbol oynuyordum, kale de kapıydı. Ben şut çekince kapıya çarptı." Bunu öyle bir gururla söylüyordu ki.

Ah oğlum... Bana bu kadar benzemeyecektin.

"İyi bok yedin." Diye fısıldadım. Asel başını bana çevirdi ve gözlerini kıstı.

Hayır, hayır...

Dudaklarını yavaşça araladı. "Bok!" Diye bağırdı. Emir, Karan ve Arslan şaşkınlıkla kızıma baktılar.

Asel hiç aldırmadan. "Bok! Bok! Bok! " Diye bağırıyordu.

Kızımın ilk kelimesi bok olmuştu.

_______________

"Anne, buraya neden geldik?" Karan'ın sorusuyla Emir'le bakıştık. İkimizin de içinde burukluk vardı.

Şehit üsteğmen Oğuz Yılmaz

Memleketi: Ankara

Anne adı: İnci

Baba adı: Alparslan

D.T 10.01.1999   Ş.T 20.06.2024

Emir, karan'a döndü. " Burada tanısmanız gereken biri var," dedi.

Karan minik kaşlarını çattı. Arslan'ın da ondan farkı yoktu. Asel zaten anlamıyordu.

Oğuz'un mezar taşına dokundum. "Kim?" Tan'ın sorusuyla bu sefer ona baktık.

"Bak," dedim, Oğuz'un mezarını göstererek. "Burada yatan kişi sizin dayınız." Dedim.

"Adı ne?" Tan, genelde isimlere çok takılıyordu.

"Oğuz," dedim. Asel küçük ellerini çırparak; "Oğus dada!" Dedi. Kızım ikinci kelimesi Oğuz, olmuştu...

Gözlerim dolmaya başlamıştı. Başımı yukarı kaldırdığım sırada gözüme, Türk bayrağı takıldı.

Bu bayrak için neleri, kimleri feda etmiştik. Ama olsun, değerdi.

Bayrağımız hâlâ dalgalanıyorsa; birileri bedel ödediği içindir...

Aklıma Kara Harp'ın ilk senesinde Oğuz'la verdiğimiz yemin geldi.

Oğuz'la birlikte bir Türk bayrağının altında durmuştuk.

İkimizde aynı anda;

"Senin altında doğdum, senin altında öleceğim." Demiştik.

Birimiz o sözü tutmuştuk. Peki, ya diğeri?

___________________

Hepinize merhaba ballarım 🤍

Bu bölüm başta da dediğim gibi final de olma ihtimali olan bir bölüm.

Bir süre en fazla 2 hafta bölüm atmayacağım, biraz bölüm biriktirip öyle atacağım.

Veee yeni kurgum yayımdaaa

Ona da bakmayı unutmayalım 🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ona da bakmayı unutmayalım 🤍

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 🤍

TİLKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin