ÖZEL BÖLÜM

4.1K 195 24
                                    

Selamlarrrr!! İlk özel bölümde Mirza'nın çocukluğuna değinmek istedim. Yorumlarınızın hepsine bakıyorum ve geçen günlerde birisi Mirza'nın çocukluğunu okumak istediğini söylemişti. Benimde yazmak istediğim bir bölümdü zaten, o zaman bölüme geçelim!!

Bölüme geçmeden önce oy verirseniz sevinirim.

Keyifli okumalar<3

Yazarın anlatımıyla:

Mirza, Atasoy ailesinin en küçük çocuğuydu, sessiz sakin ve en küçük çocuk. Abisinin aksine, evin içinde varlığı bile belli olmazdı Mirza'nın.

Daha okula başlamadığı zamanlar odasından sadece belli saatlerde çıkardı, kimseye gözükmeden vakit geçirir sonra tekrar odasında oyuncaklarıyla oynardı. Bu sessizliğinin altında yatan sebep ailesinin sürekli onu görmezden gelmesinden kaynaklanıyordu. Annesi vardı yok değildi ama iki kardeş de bakıcıyla büyümüştü ve buna rağmen abisi kendisine göre ailesiyle arası her zaman iyiydi. Ailesi Turan'ı görmezden gelmiyordu.

Yine bir gün okuldan eve gelmiş akşam yemeği yaklaşmadan ödevlerini bitiriyordu. Derslerine odaklandığı sırada kapısı gürültüyle açıldı ve ilk önce yatağın üzerine doğru giden topu ve arkasından koşarak gelen abisini gördü. Turan yatağa ilerleyip topu aldıktan sonra odanın içinden kapıya doğru şut çekti ve topu başka bir odaya gönderdi. Mirza'nın yanına ilerleyip, "Yine mi ders çalışıyorsun sen?" Diye sorduğunda aldığı cevap "Evet ve beni rahatsız ettin." olmuştu.

"Okuyup ne olacaksın? Babam bize şirketi bırakacakmış. Çalışma boş ver."

"Babamın şirketini istemiyorum ben. Asker olmak istiyorum ve asker olmam için de çok çalışmam gerekiyormuş."

"Babam izin vermez ki."

"Bazen büyük olanın sen mi yoksa ben mi olduğunu şaşırıyorum abi."

"Bay çokbilmiş konuştu yine."

"Senden çok şey bildiğim kesin."

İkisi kendi aralarında tatlı tatlı atışıyorken odanın kapısı açık olmasına rağmen tıklatıldı ve içeriye evin aşçısı yani Esma abla girdi, yemeğin hazır olduğunu söyledi, anne ve babalarının aşağıda olduğunu belirtmeyi de unutmadı. Turan çoktan odadan çıkmıştı bile, Mirza masasının üzerini topladığında o da yemek masasına geçmişti. Masaya herkes oturmuştu tek Mirza'nın yeri boştu, sandalyesine otururken babasının ters bakışlarına maruz kaldı ama o tarafa bakmadan yemeğini yemeye başladı. Ne kadar erken bitirirse o kadar erken odasına geçebilir ve daha rahat olabilirdi. Yemek boyunca hiç kimse konuşmamıştı, tek sesler çatal ve bıçak sesleriydi.

"Mirza yediysen gidebilirsin. Neyi bekliyorsun?" Annesinin bu sorusu üzerine ona doğru döndü, bekliyordu çünkü doymamıştı. Bunu ona söylese her zaman ki gibi bir tepki mi verirdi yoksa bir kez olsun oğlunu düşünüp onun için bir şey yapar mıydı? Mirza bu sorusunun cevabını ne kadar çok almak istese de hiçbir şey söylemedi. Sessizce masadan kalkıp merdivenlerden odasına geri çıkarken duyduğu ses duraksamasına neden olmuştu. Annesi, abisine "Doymadıysan bir tabak daha ister misin oğlum?" demişti. Gözlerinin dolmasına izin vermeden merdivenlerden hızlıca indi ve annesinin yanına geçti, "Ben doymadım anne." dedi. Annesi ona doğru dönerken yüzünü buruşturdu ve Esma ablayı çağırıp Mirza'ya bir tabak getirmesini söyledi, sonra da kalkıp Turan'ın elinden tuttu ve masadan kaldırdı, abisinin üstü başı hep yemek olmuştu, onu değiştirmeye odasına gidiyorlardı. 

ZİNCİR | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin