Bölüm 17: Sürprizler

321 36 3
                                    

"Yatağımda ne işin var? Sapık mısın? Git şuradan!" Gözümü açar açmaz Astarion'u görmeyi beklemiyordum. Yattığım göğsünden kalkıp yatağımda oturur pozisyona geçtim. Başım çatlıyordu. Uzun zamandır alkol kullanmadığım için çarpmış olmalıydı ya da Ophelia'nın bünyesi hiç alışık değildi.

"Kolumdan tutup beni yatağına çektin. Sapık olan sensin minik tavşan. Gece bana neler söylediğini ya da neler yaptığını hatırlamıyor musun?" yattığı yerde kolunu başının altına koyup sırıtarak beni izledi. Ne yapmış olabilirdim ki? Umarım salakça bir şeyler yapmamışımdır. Hem niye tam benim içtiğim gece gelmek zorundaydı ki?

"Saçmalamayı kes gri kafa. Günlerdir neredesin?" dediğimde elimi saçlarımın içine daldırıp ovdum. İnanılmaz bir baş ağrısı vardı. Boğazımda kurumuş gibiydi.

"Saçmalamıyorum, eğer gece kendimi korumasaydım bana zorla sahip olacaktın." dedikten sonra kahkaha attı. Çok yüksek sesle gülüyordu ve sesi beynimin içinde yankılanıyordu.

"Yüksek sesle gülme, rahatsız ediyor." deyip somurttum. Elimle şakaklarımı ovup yataktan çıktım. Üstümde dünkü kıyafetlerim vardı. Demek ki dün gece Astarion'un üstüne atlamamıştım. Bu iyiydi. "Gece her ne olduysa hatırlamıyorum. Biraz sessiz ol, ölüyorum burada."

"Dün gece bana 'Çok seksisin. Sevişelim mi?' diye sorduğunu hatırlamıyorsun yani? Minik tavşanlar uslu durmalı Lia yoksa tehlikeli bir kurt onu birkaç saniye içinde mideye indirebilir." Astarion'un ses tonundaki keyfe diyecek yoktu. Dalga geçmesi sorun değildi. Sorun olan şey bunları bana hatırlatmaya çalışırken benimle oynamasıydı.

"Sonuç olarak sevişmemişiz. Yoksa kendine güvenemedin mi gri kafa?" sinsi sinsi güldüm. Onu kızdırmak istiyordum ama hiç kızmışa benzemiyordu.

"Ateşle oynuyorsun, bu gidişle üstüme atlaman an meselesi, kesinlikle senin karşında iffetimi koruyamam. Malum çok güçlü, dövüşmeyi bilen ve soylu birisin. Sana nasıl hayır diyebilirim?" şuan çok eğleniyordu. Söyledikleri karşısında kahkaha attım. Eğlenceliydi.

"Sana zorla sahip olacağım. Tanrıya yalvaracaksın!" sesimi kalınlaştırıp oyununa ayak uydurdum.

Gür kahkahası odamda yankılandı. "İşte tam bundan bahsediyorum."

"Sorumu geçiştirdiğini unuttum sanma. Neredeydin?" sorum karşısında gülüşü soldu. Sormamam gereken bir şey mi sormuştum?

"Birkaç önemli işi halletmem gerekiyordu." sıkıntıyla nefesini verdi.

"Detayları sorma söyleyemem ses tonunu kullanmana gerek yoktu. Sadece yanımda olsan fena olmazdı." sesim sonlara doğru kısıldığında yattığı yerden kalkıp yanıma yürüdü.

"Seni zehirlemeye çalıştıklarını duyduğumda önemli işler önemini yitirip sana koştum ama sarhoş minik bir tavşan bulmayı beklemiyordum. Endişelendim Lia. Beni hep endişelendiriyorsun." elini saçlarımda gezdirdi.

Astarion'la aramızdaki çekimi inkâr edemezdim ama ne olacağımızı da bilmiyordum. Ona karşı hissettiğim bir çekim vardı, sevgi ve saygı da vardı ama aşk yoktu. Astarion'a aşık değildim. Değil mi?

"Baldıran Otu'nu duymuş muydun?" eli saçımdayken duraksadı. Dondu kaldı sanki.

"Ne?"

"Baldıran Otu karıştırılmış bir çayla zehirleniyordum. Yaşadığım korkuyu düşünebiliyor musun?" dün yaşanan her şeyi üstüne uyuşmak istemiştim. Alkol almamın sebebi buydu. Bir nebze de olsa unutmak istemiştim.

"Baldıran Otu olduğuna emin misin?" ses tonundaki değişimi farketmemek imkansızdı.

"Eminim. Doktor Bruce öyle söyledi. Görünüşe göre babam da öyle olduğuna inanıyor. Neden? Sorun ne?"

Karma Zincir ReaksiyonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin