Bölüm 3: Bilgiler

722 61 10
                                    

Ophelia olmaya karar vermemin üstünden sadece birkaç saat geçmişti. Bu süre zarfında sadece kahvaltımı yapmıştım ve daha sonra bahçeyi dolaşmaya çıkmıştım. Arşidüşes yani 'annem' güneşli havanın tadını çıkarmam konusunda ısrarcı olmuştu.

"Lia, bu tarafa gidelim bebeğim. Hatırlamana yardımcı olacağını düşündüğüm bir şey var."

Kol kola yürüyorduk. Dışardan bakıldığında anne-kız sohbet ediyor gibi görünüyorduk. Ama işin aslı bir şeyler öğrenmeye çalışıyordum.

Bahçenin solunda kalan kocaman beyaz bir kafes vardı. İçeriye girdiğimizde çiçek bahçesinden çok farklı çiçekler vardı. Tamam, kabul ediyorum. Çiçeklerle aram iyi değildi. Eva'yken bir kaktüs alıp masama koymuştum. Kaktüsü bile ikinci gün çürütmüştüm. Kimse bana kaktüslerin suya ihtiyacı olmadığını söylememişti ve kaktüsüm fazla hidrasyondan çürümüştü.

"Buradaki çiçeklerin tamamını sen seçmiştin. Bahçıvanlara bile bırakmadan hepsini kendin diktin ve her gün onlarla ilgilendin. Onlar senin sevgin ve ilginle büyüyüp taçlandılar. Hatırlıyor musun?"

Elbette ki hatırlamıyorum çünkü bu anılar bana ait değildi.

Cevap olarak yavaşça başımı sağa sola salladım. Üzüldü. Hem de çok üzüldü. Dünya gerçekten hassas kalpliler için cehennemdi. Onu üzmemek adına konuyu istediğim yere getirmeye çalıştım.

"Aslında kütüphane belki bana yardımcı olur diye düşündüm. Biraz kitapları kurcalasam bir şeyler hatırlarım diye umuyorum."

Biraz düşündü, elini kollarıma uzatıp beni kendine çekti. Bir elini sırtıma koydu, diğer elini ise saçlarımın üstünde gezdirdi. Böyle şeylere hiç alışkın değilim Arşidüşes. Beni zor durumda bırakıyorsun..

"Haklı olabilirsin, bebeğim. Öğrenmek istediğin şeyleri bana da sorabilirsin. Elimden geldiğince yardımcı olurum sana." başımın üstüne küçük bir öpücük koyup benden birkaç adım uzaklaştı. Yürümeye başladığında köşeye yerleştirilmiş bir bank gördüm. İlerleyip oraya oturdu. Benim de oturabilmem için elini bankın üstüne koydu. Pat pat yapıp yanına çağırdı.

"Leydi'miz ne öğrenmek istiyor bakalım?" diyip omzunu hafifçe omzuma vurdu. Bu ikimizi de gülümsetmişti.

"Hangi krallıkta yaşıyoruz? Bizden başka kaç farklı yer var? Onlar da mı kraliyet şeklinde yönetiliyorlar?"

Böyle ciddi sorular beklemediğini tahmin etmiştim.

"Bizim yaşadığımız krallığın adı Arian Krallığı. Krallığımız dört bölgeden oluşuyor. Biz batı kısımdayız. Olduğumuz bölgenin adı Clementine. Yani bize ait. Her bölge bir düklüğe veya arşidüklüğe bağlıdır. Böylelikle halkın ferah, güvenli, ekonomik açıdan sorunsuz yaşamasını sağlıyoruz. Diğer bölgeler farklı düklüklere ait. Bizim haricimizde Krallıkta Arşidük yok canım." kendimizle ne kadar gurur duysak azmış.

"Güney bölgesi Carlston, Kuzey bölgesi Valencian, Doğu bölgesi ise Normbria düklüklerine ait. Tüm bu bölgeler de Kral'a bağlıdır." sonlara doğru biraz sinirli çıkmıştı sesi.

"Anne, sanırım kraliyet ailesinden pek hoşlanmıyorsun?" anında yüzü değişti. Gözlerini devirdiğinde ufak bir kahkaha attım. Böyle çok tatlı görünüyordu.

"Kraliyet ailesi.. Nasıl anlatsam? Biraz tuhaflardır Lia. Arşidüklük onlara en yakın ve en tehlikeli ünvan. Parlamento ve konsey toplandığında dükler ve diğer lordlar zaman zaman babanın düşüncelerine fazlasıyla destek oluyorlar. Tabi ki bu Kral'ın hoşuna gitmiyor. Her seferinde babanı zor durumda bırakmaya çalışıyor. Babanın onun otoritesini sarstığını düşünüyor. Bu yüzden artık tüm konsey toplantılarına veliaht prensi de dahil ediyor. Hiç haz etmiyorum onlardan ama bunu kimseye söyleme." göz kırptı. Bir kadın aynı anda hem nefes kesici hem de sevimli olabilir miydi?

Karma Zincir ReaksiyonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin