(9) Güven.

87 8 3
                                    

Herkese merhabalar, ben Emlia. İlk başta Ramazan bayramınız mübarek olsun canlarım. Umarım güzel harçlıklar topluyorsunuzdur. Geç ama bayrama özel bölüm geldi. Umarım seveceğiniz bir bölüm olur. Yazarken yüzümde oluşan derin tebessümü bir ben bir de Allah biliyor. Neyse çok konuşmamayım.

Keyifli okumalar :).

Bu kurguda geçen olaylar ve karakterler tamamen hayal unsurudur. Hiçbir gerçeklik payı yoktur

🩶

Ölüm müydü bana yakın olan yoksa yaşam mı bana uzak olan? İkiside mi? Hayır, ölüm kadar yakın, yaşam kadar uzaktım. Ben sadece ölüm getirirdim. Yıllar önce kulağıma ezberlemem için fısıldamaları gibi.

"Ölüme yakın ol Mercan, ölüme. Birine hayat değil ölüm vereceksin."

Peki ya şimdi? Arabadan inmek istiyordum. Ama ben verdiğim sözü tutardım. Birkaç metre ötemde konuşulan şeyleri duymamama rağmen kötü şeyler olduğu belliydi. Aras'ın sırtı bana dönük olduğu için dudaklarını okuyamıyordum ama Kasırga ve Rüzgar'ın dudaklarını kolaylıkla okuyabiliyordum.

"Adamımı verin." diyordu Kasırga. Aras bir şeyler söylüyordu ve Kasırga'nın yüz ifadesi buz kesiyor. Ne dediği hakkında en ufak bir fikrim olmamasına rağmen Kasırga'nın yüz ifadesi beni keyiflendiriyordu. Artık daha fazla bu konuşmaya tahammül edemediğim için gözlerimi kapatıyorum, çünkü birazdan olacak şeyler için kendimi hazırlıyordum. Aras'ta biliyordu. Buradan elimizi kolumuzu sallaya sallaya gidemeyeceğimizi. Silahımı alıp tetiği çektim. Birkaç dakika sonra ise arabanın kapısı zorlandı. Kilitli olacak ki açmak isteyen kişi açamıyordu. Bakışlarım kapıyı zorlayan kişiye döndüğünde, gördüğüm kişiyle şaşırtmamıştım. Birkaç dakika sonra kapı açıldığında silahımdan çıkan kurşun bir olmuştu. Kurşun onun omzunu yarıp onu yere düşürürken arabanın anahtarının takılı olduğunu gördüm. Sürücü koltuğuna binip hızla gaza bastım. Araba asfalta kayıp çıkarabildiği en yüksek sesi çıkarttı. Hızla Aras'ın olduğu yere giderken saniyeler içerisinde yan koltuk açıldı. Aras bindiğinde ikimizde silahlarımızı kuşanmıştık. Pencereleri sonuna kadar açıp bir elim direksiyonda arabayı hükmederken dikiz aynasından gördüğüm kişileri gözümü kırpmadan ateş açıyordum. Aras aynı benim gibi yaparken o kafasını pencereden çıkartmış tek bir kurşunla iki kişiyi deviriyordu. Bakışlarım az önce vurduğum Rüzgar'a değdiğinde orada değildi. Gaza hızla basıp başka bir yola saptım. Saptığımda sağ kalan adamları da atlatmıştık. Kolumu içeriye çektiğimde pencereyi kapattım. Hemen bakışlarım Aras'a çevrildiğinde sağlam olduğunu gördüm. Saçı alnına yapışmış, terlemişti. Saçım açık olduğu için her bir kurşunda saçım önüme gelmiş ve sadece bir kişiyi vurabilmiştim. Ama Aras'ın benim gibi bir sorunu yoktu.

"İyi misin?" dedi endişesi sesinden belli oluyordu. Kafamı belli belirsiz sallarken bakışlarımı ona değdirmemeye çalışıyordum. Dikiz aynasından tekrar baktığımda hepsini aklamıştık. İkimiz de derin bir oh çektiğimizde nerede olduğumuza baktım. Uzun yıllardır gelmediğim için yolları hatırlamıyordum ve şuan nerede olduğumuzu bilmiyordum. "Sağa dön," dedi Aras. Dediğini yapıp sağa döndüm. Yolu sadece yukarıda ki ay ışığı ve arabanın feneriydi. Sağa döndüğüm bizi boş ve düz bir yol bekliyordu.

🩶

İlahi bakış açısı.

Katilin YörüngesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin