(20) Süpriz

11 0 0
                                    



Tehlikeli miydi yaptığım şey? Evet, hemde çok, ama şu ân bunu umursayacak değildim. Acar denen salak zaten piçin tekiydi. Bir sürü masum insanı öldürmüş, kafasını rahat rahat yastığa koyabiliyordu. Ona göre doğru olanı yapıyordu. Sadece yaptığı şeylerin sonucu ölümle sonuçlanmıştı. Hakettiğini almıştı.

Duvarda kanla çizilen Kasırga'nın sembolü vardı ve tam onun gibi çizmişti. "Daha önce buna çalıştın mı?" diye sordum keyifle duvara bakarken. Bir bana bir duvara baktı. Dudağının kenarı kıvrıldığın da bakışlarım yüzüne çıktı.

"Düşmanımı tanıyorum diyelim," dedi o da oldukça keyifli bir şekilde duvara bakarken. Elleri cebinde önce duvara sonra bana baktı, sonra da yerdeki cesede en sonunda kapıya baktı. "Gidelim mi?"

"Gidelim." Yanıma gelip elimi tuttuğunda bunu istemsizce yaptığını anlamıştım. Refleks olmuştu onun için. Beraber kapıdan çıktıktan sonra diğer eliyle kapıyı kapattı. İkimiz beraber mekandan da çıktığımızda kapının önünde ki korumalar yerine başka korumalar vardı. Onlar da gitmişti.

Arabanın yanına gelip kapımı açtığında bunun da refleks olduğunu anlamıştım. Bana karşı oldukça nazik ve centilmendi ve bu benim oldukça hoşuma gidiyordu. Farkında olmadan yaptığı şeyler ona daha fazla çekilmemi sağlıyordu. Adam bilmeden beni kendine bağlıyordu ve bu bunu öğrenmese de olurdu. Zaten daha ne kadar bağlanacağımı bilmiyordum. O da diğer taraftan arabaya bindiğinde arabayı çalıştırıp mekandan iyice uzaklaştık.

"Bayan Morgan ne diyecek buna?" diye sordu ama umurunda olmadığını istese bu kadar belli edemezdi.

"Bilmeyecek," diye mırıldandım bakışlarım pencereye dönerken. "İlk defa yaptığım bir şey değil." diye devan ettiğimde bakışlarını üzerimde hissediyordum.Saçımda ki çubuklar artık başımı ağrıtmaya başlamıştı. Ne zaman birini öldürsem üzerimde böyle bir ağırlık olurdu. Her birini öldürdüğümde benden bir parça daha gidiyordu. O saf kızı bir parça daha kaybediyordum ve benim en çok korkuttuğum şeylerden birisi de o saf kızı kaybetmekti. Araba durduğunda kırmızı ışıklarda durduğunu anladım. Aras benim çocukluğumdu. En saf hallerimi bilen kişiydi ve şimdi böyle bir canavara dönüştüğümü kendi gözleriyle görüyordu. Hayal kırıklığına uğruyor mudur?

"Uğramıyorum," dedi bir elini çıplak bacağımda hissettiğimde. Bakışlarımı ona çevirdiğimde anlamsız bakışlar attım. "Hayal kırıklığına uğramıyorum Elif," diyerek içimden geçen soruyu cevapladı. Sesli mi konuşmuştum acaba? Bir eli yanağıma yerleşirken bacağımda eli hafifçe okşuyordu. İçim ısınırken onun yüzünde doğan gülümseme içimi daha da ısıtmıştı. "Seninle anca gurur duyabilirim Ala, hiçbir zaman benim için hayal kırıklığı olmayacaksın." Kırmızı ışık yandı ve yanağımdan elini çekip gaza bastı. Sözleri içimdeki saf kızı neşelendirirken kuralcı tarafım bile susmuş ve içimde neşeli cıvıltılı sesleri duyuyordum. Bu adam yıllardır ölen kalbimi harekete geçirmişti.

Eve gelene kadar ne o ne ben tekrar konuşmuştuk. Ama bu sürede biçimli, uzun parmakları çıplak bacağımdan ayrılmamıştı. Her dokunduğunda alev alev olmam bana fazlasıyla tersti. Hiçbir erkeğin dokunuşu beni bu kadar fazla etkileyemezdi. Ama Aras bu zamana kadar bütün hayır dediğim şeylere bile evet dedirtmişti. Eve girmeden önce kapının önünde ki zarfı alıp içeriye girdim. Arkamdan Aras'ta girip kapıyı kapattı. Işığı açtığı ân zarfı açtım. Bir çeşit davetiye gibiydi. Zarfı kenara koyup içindeki kağıda baktım. İçini açıp okuduğumda ağzım açık kalmıştı.

Çünkü bu bir düğün davetiyesiydi.

Sarp ve İpek'in düğün davetiyesiydi.

Ve bir hafta sonrasınaydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Katilin YörüngesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin