(19) Savaş.

26 1 0
                                    

Tam huzuru bulmuşken bozulmasına artık alışmıştım ama bu kadar çabuk değil.

İçeride Saye varken Bora Korkmaz burada olmaması lazımdı, ki zaten o zindana değil miydi?

Bora Korkmaz'ı ellerinde tutamazlar, bunu biliyorsun Alara.

Evet, bunu biliyordum.

"Baba," diye döküldü dudaklarım arasında iki hece. Babam elinde kırmızı güllerle kocaman gülümsüyordu ama benim bakışlarım onun arkasında ki adamdan ayırmıyordum.

"Güzel kızım," dediğinde bakışlarımı ona çevirdim. "Kapıda mı bırakacaksın bizi?" dediğinde kendime gelip kapıyı onlar için açtım.

"Kim gelmiş?" diye ortama giriş yapan Saye'yle kadro tamamdı sanırım. Önce babama baktığında gözleri öfkeyle parladı sonra Bora Korkmaz'a baktığında o öfke harlandı. Saye'nin burada olması hiç iyi değildi. Babamın bakışları Saye'ye döndüğünde gülümsemesi büyüdü.

"Saye nasılsın kızım?" diye sordu nazik sesiyle. Sertçe yutkunduğumda tek dileğim şu ân Saye'nin babamın üzerine atlamamasıydı. Saye de gözlerinde ki öfkeye rağmen gülümsediğinde derin bir oh çektim.

"Sana sormalı, her zaman ki gibi dinçsin!" dedi gülerek. Babam küçük bir kahkaha attığında istemsizce gülümsedim. Saye birkaç saniye bana baktıktan sonra babamın koluna girip içeriye çekti. Babam ve Saye gülerek içeriye girdiklerinde Bora Korkmaz'la baş başa kaldık. Ben ona dönerken aynı zamanda yüzümde ki gülümsenin yerini buz gibi bir soğukluk kapladı. Bora Korkmaz bana keyifli gülümsemesiyle bakarken her zaman ki gibi sakinliğim yerli yerindeydi.

"Şaşırdın mı Mercan?" dedi keyifle. Bence yüzünü dağıtabiliriz Elf, ne dersin? "Özledin ama beni ,bakma öyle!" dediğinde kolunu kavrayıp dışarıya çıkarttım. Kapıyı arkamdan kapatıp sertçe onu kapıya yasladım.

"Ne işin var senin burada?" dedim sakince. Hâlâ salak salak gülümsediğini gördüğümde bile sakinliğim yerli yerindeydi.

"Geçmiş olsuna geldim, ayıp ama insan abisine böyle davranır mı?" dedi kınarcasına. Onu kapıya daha yasladığımda ellerini teslim ediyormuş gibi kaldırdı. "Tamam kızma, ne istiyorsun?"

"Siktir olup gitmeni!" dedim sakin bir sinirle. Ayıplarcasına bana baktıktan sonra arkama baktı. İmâyla gülümsedi.

"Sevgili nişanlının önünde böyle yapman çok ayıp ama Mercan," dediğinde bakışlarımı ondan ayırmadım. Şu ân buradan gitmeliydi. Onu bıraktığımda üzerinde ki takım elbiseyi düzeltti. "Çok sakin sinirleniyorsun." dedi yakasını düzeltirken. Yanımda iri cüsseyi hissettim ama bakışlarımı karşımdan ayırmıyordum. Bora Korkmaz bir bana bir de yanımda ki cüsseye baktı. Sonra "Voav," dedi hayran gibi. "Aslanın eşi de aslandır derler de inanmazdım!"

"Ya sikim sikim konuşma, siktir git!" dedim sakin bir terslikle. Korkmaz ellerini teslim oluyorum der gibi kaldırdı. 

"Tamam Mercan," Sonra bana doğru adımladı ama adımladığı ân önüme geçen iri cüsseyle Korkmaz bakış açımdan çıktı.

"Yasaklı bölge," dedi beni bile soğutacak sesiyle.

Ay ben ölenzi, bitenzi, geberenzi!

Korkmaz'ın yüzünü görmüyordum ama yüzünün aldığı ifadeyi görmek için nelerimi vermezdim şu ân. Korkmaz ve Aras'ın arasında ölüm sessizliği olurken gerildiğimi hissetmeye başlıyordum. Aras, Korkmaz'ın kulağına eğilip bir şeyler fısıldadı ve Bora Korkmaz'ın kasıldığını ve keyifli ifadesinin solduğunu gördüm. Aras'ın ne söylediğini deli gibi merak etsemde ses etmedim ve saniyeler içinde Bora Korkmaz'ın gidişini izledim. Bora Korkmaz bahçeden ayrıldığında bakışlarımı Aras'a çevirdim. Hâlâ arabanın arkasından ifadesiz bakışlar atarken ona baktığımı hissetmiş olmalı ki bakışlarını bana çevirdi. Hafif bir tebessümle bana baktığında gülümsemeden edemedim.

Katilin YörüngesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin