(15) Kıyamet.

46 3 83
                                    


Bu kurguda geçen karakterler ve olaylar tamamen hayal unsurudur. Hiçbirinin gerçeklik payı yoktur.

Sıla - Acısa Da Öldürmez

Pera - Aşk Koydum Adını

Koyu - Sen Benim Başıma Gelen En Güzel Şey.

İlahi bakış açısı.

Bir kurşun patladı ama o kurşun hedefe değil hedefin her şeyi olan ve yaşama sebebi olana geldi. Bir kurşun patladı ve çift gece gözler kapandı.

"Elif!" diye bağırdı Aras. Polat hemen askeriye hastanesine haber vermek için giderken Aras, Elif'in başını dizlerine yasladı. Baktı en kıymetlisine. Dokunmaya bile kıyamadığı güzeline. En kötüsü de bunu yapan kişinin şuan burada olmamasıydı. Saye hemen Elif'in üzerine atlayıp tişörtünü yırttı. Daha dokunduğu ân en değerlisinin kanı geçti eline. Gözyaşları bir bir düşerken akan kanı yırttığı tişört parçasıyla bastırdı. Kanı yavaşlatması lazımdı yoksa sağ göğsünden vurulmasına rağmen onu kaybedebilirdi. Onu kaybedemezdi. Çünkü o yalnızlığına renk katmıştı.

"Yalvarırım yaşa Çilli," diye fısıldadı göğsüne baskı uygulayarak. "Sensiz yapamam," Sadece kendisi duyuyordu. Zaten Aras şuan kolları arasında olan kadına dolu gözlerle bakıyordu. Bir ânda bir kolunu bacaklarının altına diğerini de beline atıp kucağına aldı. Koşarak tesis hastenesine giderken arkasından ilerleyen kadını gözü görmüyordu.

"Bir şey olmayacak sana," diye fısıldadı kolları arasında kan içinde olan kadına. Daha çok kendine söylüyordu. Onu daha yeni bulmuşken yine kaybedemezdi. Doktor odasına geldiğinde doktor yoktu. Polat nasıl söyleyeceğini bilememişti ama Aras anlamıştı. Saye hızla cerrahi dolaba ilerleyip ameliyat kıyafetlerini giydi. Polat ve Aras ona bakarken Saye çoktan giymişti. Hâlâ Aras'ın kolları arasında kan kaybeden Elif'i gördüğünde sinirle bağırdı.

"Koysana, doktorum ben!" dediğinde ona güvenmeyi seçmişti. Elif'i koyduğunda Saye maskesini takıp Elif'in üzerindekileri makasla yırttı. "Herkes dışarı," dediğinde Aras öne atılsa da Polat onu durdurmuştu.

"Acı çekiyorsun görebiliyorum Altay ama şuan senin yapacağın hiçbir şey yok. Bırak bu işi profesyonel kişi halletsin," dediğinde Saye'ye bakıyordu. Saye çoktan uyuşturucu iğnesini vurmuştu ama yanında birisi olmadığı için zorlanıyordu. Polat kapıda duran Oğuz'a kafasıyla Aras'ı işaret etti. Oğuz, Aras'ın kolundan tutup sürüklerken son bir kez baktı Ala'sına. Ay Parça'sına. Gece saçlısına. Kıymetlisine. Hayatı olan kadına.

Oğuz ve Aras çıktığında Polat önlüğü giyip Saye'nin karşısında. Yıllar önce aldığı eğitim işe yarıyordu. Saye umursamadı Polat'ı. Şuan ihtiyacı olan kadını kurtarmakla ilgileniyordu. Saye, Polat'ın verdiği neşteri aldığında kurşunun geçtiği yeri açtı.

Saatler birbirlerini kovalarken Saye artık nefes alamıyordu. İşini hep profesyonelce yapardı ama söz konusu bu kadınsa profesyonelliği bir kenara bırakıyordu. Polat'ın uzattığı her bir alette biraz daha gözyaşlarını tuttu. Şuan eğer ona bir şey olursa diye geçirdi içinden kurşunu çıkartırken. O günü hatırladı. Elif yine sedyedeydi. Ama bu sefer Saye yoktu onun başında. Onun o gün cezası o hayatı elinden alınırken onu izlemekti. Bugün gibi...

Bir hastane koridorunda altı kişi vardı. Oğuz , Amara, Sarp, İpek, Hakan ve Aras. Oğuz gözlerinden her ân yaş akayacak karısının yanından ayrılmıyor; Sarp, komalık olacak kadar ağlayan İpek'e sıkı sıkı sarılmıştı ama onun gözlerinden akan yaşları durduramıyordu, Hakan bakışları tavanda öylece bakıyordu. Aras ise. O ameliyat masasına oturan oymuş gibiydi.

Katilin YörüngesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin