(11) Üçü Otuz dokuz Geçe.

78 5 93
                                    

Herkese merhabalar, ben Emlia. Yeni bölümle sizlerleyim. Umarım bölümü beğenirsiniz. Hiç uzatmayacağım ve bölüme geçeceğim.

Keyifli okumalar.

Bu kurguda geçen olaylar ve karakterler tamamen hayal unsurudur. Hiçbir gerçeklik payı yoktur.

🩶

Paytak adımlarla yürüdü küçük Elif. Hedefi belliydi. Saçları uzun ve açıktı. Saçlarını kesmeyi sevmezdi. Annesi kırıklarını alırken bile çok ağlardı. Saçlarında bir tane manolya çiçeği tokası takmıştı Mehir Teyze'si. Mehir Teyze'sinin manolya çiçeğine bir ayrı sevdası vardı ve bunu kaç yaşına gelirse gelsin galiba bilemeyecekti. Elinde ki bez bebeği sıkı sıkı göğsüne bastırmış ileride oynayan iki çocuğa gidiyordu. Sarp bugün öğrendiği sektirme hareketini Aras'a göstermek için daha okul formasını bile çıkarmadan Aras'ların kapısına dayanmıştı. Elif sakin adımlarla oynayan iki çocuğun önünde ki banka oturdu. İki çocuk top sektirmeye o kadar çok odaklanmıştı ki gelen minik şeyi fark etmememişlerdi bile.

"Sağ ayak," dedi Sarp sol ayağıyla topu Aras'a yönlendirirken. Aras sağ ayağıyla karşılık verdi. Bu sefer Sarp sağ ayağıyla karşılık verdi. Aras sol ayağıyla attı derken 15. atışta top yere düştü. Düştüğü ân iki çocuğun bakışları önlerinde oturan kıza çevrildi. İlk defa bu kadar sakin ve uysal görüyorlardı Elif'i. Elif genelikle bağırır çağırır, ağlardı. Ama şuan elinde ki bez bebeği sıkı sıkı sarılmış, düşüncelere dalmıştı. Sarp yanına ilerleyip yanına oturdu.

"Neyin var Karam?" diye sordu. Sarp, Elif'e sürekli Karam derdi. Neden olduğunu kendi bile bilmiyordu. Sessiz kaldı Elif. Ağlamak istiyordu ama daha Aras yanına gelmemişti. O sırada Aras topu bırakıp Elif'in diğer yanına oturdu.

"Neyin var Ala?" diye sordu. Elif bakışlarını Aras'a çevirdi. Bir süre baktı alık alık. Sonra bakışlarını Sarp'a çevirdi. Sarp'a da alık alık baktı. Sonra dank diye ortaya attı.

"Çocuk nasıl yapılır?" diye sordu saf saf. Sarp öksürürken Aras ise hâlâ masum masum Elif'e bakıyordu. Çünkü Aras bilmiyordu ki. Elif baktı Aras'a. Onun yanına gelmişti, çünkü o her zaman bir çare üretir. Bilirdi her şeyi. Umuttu onu için. Ama bu sefer değildi çünkü Aras'ta bilmiyordu.

"Karam nereden çıktı bu?" diye sordu Sarp. Elif bakışların Sarp'a çevirdi. Dudakları titredi kısa bir ân.

"Anneme dedim ki ben çocuk istiyorum, çocuk nasıl yapılır dedim. Aynı senin gibi sordu. Onun gibi bir anne olmak istiyorum ben. Böyle onun saçlarını tarayım, öreyim, yemek yedireyim, kıyafetlerini değiştireyim, ağladığında öpeyim. Ama annem şimdi olamayacağımı söyledi," Sonra elinde ki bez bebeği gösterdi. "Bunu verdi bana. Buna bak, dedi. Bunun saçlarını tara, ör, yedir, değiştir, öp, dedi. Annem bana sürekli bebeğim diyor, ama benim de bebeğim olsun!" Konuşması bittiğinde neredeyse ağlayacaktı. Ama birinin yanında ağlamamayı Mehir Teyze'sinden öğrenmişti. Yalnızca Aras'ın yanında ağlardı o hem.

Tam o sırada oradan gelen Damla'yı gördüğünde banktan inip hızla annesine ilerledi Elif. Elif gittiğinde diğer iki çocukta arkasından ilerledi. Damla kızını görünce diz çöküp kızıyla aynı boya geldi. Elif kollarını boynuna sarıp annesini sarmaladı. Damla iç çekerek kızına sarıldı.

"Noldu bebeğim?" dedi şefkat dolu sesiyle. Elif annesine siyah gözlerle bakmaya başladı. Annesinin küçük kopyasıydı. Siyah gözler, siyah saçlar, peynir gibi beyaz ten... Her şeyiyle aynıydılar.

Katilin YörüngesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin