KAFASI KARIŞIK

247 42 19
                                    

Size sunulan ile sizin umduğunuz bu hayatta her zaman örtüşmeyebilir. Zira hayat insana oyun oynamayı sever. Öyle ki hayat sizi yapmam dedikleriniz ve inanmadıklarınızla sınayacak oyunlar sunarak gerçekliğinizi yargılamanızı sağlar.

Yaser'in kapıma gelip söylediği ve yaptığı o kadar şeye rağmen aradığında içimde oluşan sızı ile ayaklanıp hızla giyindim. Zira önemli olan Yaser'in yaptıkları değil küçük bir kızın hayatını değiştirebilecek bir travma ile karşı karşıya olmasıydı. Ben de ilk Yasemin ile karşılaştığımda korkmuştum ama bu küçük kızdan farklı olarak benim hem ailem yanımdaydı hem de yaşım bu küçük kızdan büyüktü. Buna rağmen yaşadığım korku dün gibi aklımdaydı. Çocuklar soyut kavramları algılayana ya da saf yapılarından çıkana kadar ruhları görmek gibi bir ayrıcalığa sahiplerdi. Yaş ilerledikçe bu durum ortadan yavaş yavaş kaybolsa da karşılarına çıkan ruhların durumu gelecekte hayatlarını etkileyebiliyordu. Şu an ise durum bu düşündüklerimden daha vahimdi. Çünkü bu küçük kız kendisini kaçıran insanların ruhları ile muhataptı ki korkusunu hayal bile edemiyordum.

 Yaser beyin attığı konuma geldiğimde büyük kapı ben yavaşladığımda kendiliğinden açıldı. Beni bekliyordu ve o an yanımda beliren beden ile başımı yolcu koltuğuna çevirdim. 

"Suna çok kötü , bu ufacık aklı ile olanları anlamıyor ama bilmen gerek bu ruhları burada tutan da Suna'yı kaçırttıran da Yılmaz."

 Derin bir iç çektim ve sormam gereken soruyu sordum.

 "Neden?"

 Yanımda oturan adam derin bir iç çekerken cevap arkamdan geldi.

" Ne kadar zengin olursa olsun ihtiyaçları için legal ve illegal desteğe ihtiyacı var."

 Arabayla büyük bahçe yolundan giderken hala kafamı kurcalayan dünya kadar soru vardı ama şu an hiç birinin önemi olmadığını düşündüğümden daha fazla konuşmayıp kapının önüne arabayı park ettim ve  yan tarafımdan çantamı alarak araçtan çıktım. Kapıda beni orta boylu esmer bir bey karşıladı.

" Yaman bey değil mi?"

" Evet " 

" Bu taraftan efendim Yaser bey sizi bekliyor."

Eve girdiğimde beni karşılayan boğucu enerji ile derin bir nefes aldım. Çok fazla yaşanmışlığın olduğu çok eski bir evdi burası. Hızla büyük holü geçip büyük bir kapıya ulaştığımızda küçük kızın ağlama sesi ile önümdeki adamı geçip aceleyle  kapıyı açtım. Gördüğüm manzara ürkütücüydü. Küçük kız babasının göğsüne sığınmış ağlarken annesinin ruhu deli gibi iki ölü adamın önüne geçmeye çalışıyordu.

" Çekilin Maya hanım." dediğimde kadın durdu ve kayboldu. Çantama elimi atıp bir şişe koruyucu tozdan alıp Yaser bey ve kızının etrafına bir bariyer çemberi yaptım. Adamlar geriye giderlerken içlerinden başında mermi olan :

" Sen ruh görensin. Yılmaz beyin istediği adam. Ama neden biz varken onun olasın ki?" dediğinde bu hırslarını yanlarında taşıyan akıl fukaralarına bakıp tek kaşımı kaldırdım. Bunları söyleyen ruh hızla bana geldiğinde sadece durdum ve bekledim. Adam içimden geçip giderken gülümsedim. Bir ruh gerekli enerjiye ve deneyime sahip değilse normal bir insanın bedenine bile giremezken bu adam benim bedenime girmeyi hayal ediyordu. Geriye döndüm ve elimi çantama atıp kırmızı bir şişe çıkararak içindeki tozu adamın üzerine attım. Adam çığlık çığlığa  yanarken bir kaç saniye içinde kayboldu.

 Bu esnada unutmadığım ama ondan daha dikkatli davranan adama dönüp:

" Hayatınız sona erdi. Bu dünyada kalan bir işiniz yoksa gitmeniz için her yerde karşınıza çıkan ışığa girmelisiniz. Yoksa ..." dememe kalmadan karanlık bir deliğe çekilen adam da o delikle birlikte kayboldu. Bu tarz bir karanlık deliği ilk defa gördüğüm için şaşkın olsam da ifadesizce boşluğa baktım. Kadim yazıtlarda bu karanlıktan söz edildiğini duymuştum. Birine tutunacak kadar değer vermeyenler zamanında geçiş yapamazlarsa daha güçlü ruhların yemi olarak o kişilerin karanlığına çekilirlerdi. İşte o an baktığım yerde beliren karanlık sülietle derin bir nefes aldım.

RUH-U REVANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin