Şamanlarla süren eğitimim sırasında en zevk aldığım kısım Şehzade'nin bana ders verdiği kısımdı. Pek çok farklı şamandan eğitim almıştım. Çoğu değişik alanlardaki şifacı şamanlarken bir tane de ışık şamanı vardı. Ama hepsi işinde ve bana karşı iyi olsalar da hiç biri Şehzade kadar beni anlamaya çalışmıyorlardı. Aramızda o zaman kurulan bağ ta ki Şehzade yön değiştirene kadar devam etti. Açıkçası karanlık tarafa geçerken de yaşadığı acıyı ve öfkeyi hissettiğimde içimde onun adına bir umut olsa da zamanla bu umudum boşa çıkmıştı. Şehzade rüyalarımla baş etmeyi, gerçeklik algımı korumayı, şamanlarla kurduğum bağları kullanmak gibi pek çok hayati konuyu yavaş ve titizlikle bana anlatmıştı. Üzerinde durduğu ve en önemli konu diye ısrarla tekrarladığı ise bir ruh ile kurduğun bağın sonucunda ruhun bedenini ele geçirmesi konusuydu. Ancak o zaman öngöremeyeceğimiz şey yıllarca senin yanında senin enerjinle beslenen güvendiğin bir ruhun seni ele geçirmesiydi. Herhangi bir ruhun bedenime sızabilme şansı olmasa da düşünün şu an bedenim için mücadele ettiğim ruh benim tüm bildiklerime hakim olan kadim dostum Yasemin'di.
Şu an yaslandığım merdivenin duvarının soğukluğuna odaklanarak bedenimin kontrolünü tutmaya çalışıyordum ama bu nedensizce zordu. Zira Yasemin bedenimdeki duygularımla oynuyor ve korkularımı kullanarak beni zihnen zayıf bırakmaya çalışıyordu. Aslında kilometrelerce uzakta da olsa Eşref ya da Atakan gibi kadim dostlara aramızdaki bağ ile yardım çağrısında bulunabilirdim ama ben şaman olmadığım için bu çok fazla konsantrasyon gerektiriyordu. Ben ise şu an tüm enerjimi bedenimi korumaya yönlendirmiştim. Bu arada bedenimde hissettiğim bir sıcaklık ve kulaklarımı dolduran bir çığlık ile kısa bir an nefes alabildim." HAYIIIR"
Şehzade, büyük ihtimalle Yasemin'e saldırmıştı ama Yasemin ile aramızdaki bağın büyüklüğü ve Yasemin'in değişen ruh yapısının verdiği öfke ile başarısız olmuştu. Çünkü vücudumun kontrolü yavaş yavaş elimden kayıp giderken bacaklarım benden izinsiz kendilerini bıraktı.
...........
YAZARDAN
Şehzade yere çöken bedene hamle yaptığında ani gelen acı ile geri savruldu. Karşısındaki artık normal normlar içinde bir ruh değil karanlık bir ruhtu ve yılların verdiği deneyimle onu savuşturmuştu. Gözü hızla salondakilere kaydı. Gördüğü bedenle önce şaşırdı ama sonra hemen kendini toparlayarak istemeden de olsa Yaman'ı bırakıp o bedene yönlendi. Atakan , Yaman'a tek yardım edebilecek kişi. Bedenine giremezdi , evet Atakan'dan deneyimliydi ama bir kara şamanın bedenine girmek yok olmak demekti. Konsantre oldu değerli öğrencisinin sessiz çığlıklarına kulaklarını kapayarak konsantre oldu ve Atakan'ın elindeki kadehin bir anda patlamasını sağladı. Yaşadığı şaşkınlıkla Atakan gözlerini kadehe çevirirken kulağına var gücü ile bağırdı.
" Yaman Yaman'ın başı dertte."
Atakan kısa bir süre ne olduğunu anlamazken bakışlarını çevrede dolaştırdı ve bahçe kapısının merdiven girişinde gördüğü beden ile kendine geldi. Doğru duymuştu Yaman buradaydı ve biri onun için yardım istiyordu. Karşısında kendine endişe ile bakan Sevdiğine dönüp:
" Yaman abinin başı dertte." dedikten sonra hızla bahçe çıkışına yöneldi. Burnuna dolan çürümüş koku ile yüzünü buruşturdu. Şamanlar ruhları göremeseler de varlıklarını sezecek güce ve görüye sahiplerdi. Hele de bir kara şamansanız bütün varlığınızla kara bir ruhu hissedebilirdiniz. Atakan da hissettiği karanlığın her duyusuna işleyişi ile irkildi. Sencer'e dönerek:
" Aşkım içeriden çantamı getir ve çabuk ol." dediğinde elleri ile Yaman'ı tutup gözlerine odaklandı. Kızaran gözlerindeki büyüyen gözbebekleri ile nefes aldı. Hala savaşıyordu ve Yaman abisi savaşmak zorunda kaldıysa karşısındaki normal bir ruh değildi. Çok sürmeden Sencer elinde ufak omuz çantası ile geldiğinde Atakan çantanın ön gözüne yerleştirdiği ruh kovma tozunu çıkardı. Yanından hiç ayırmıyordu zira Şehzade ile savaştıktan sonra bir kaç defa ruhların saldırısına uğramıştı. Gücü çaresiz ruhları ona çekerken Yaman ona bu tozu vererek gücünü kontrol altına alıp baş edecek seviyeye gelene kadar düzenli kullanmasını söylemişti. Hala öğrenecek çok şeyi vardı ve öğrenebileceği değerli bir hocasını kaybetmek gibi bir lüksü yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH-U REVAN
FantasyO ne bir şaman ne de bir büyücü. O bu dünyadan gidemeyen ruhlara kılavuzluk eden bir ruh gören. Yaman Kırcı İstanbul üniversitesinde Türk tarihi dersi veren bir doçent olsa da asıl görevi gidemeyen ruhlara yardımcı olmak. Yakup Yaser Tezman, Yahudi...