Kalmak mı daha zordu yoksa arkada seni bekleyen kimsen olmadığını bilerek gitmek mi?
hazanın kimsesi yoktu. onun sadece bedeninde kabuk tutmuş yaraları kalbinde dipsiz bir ölüm çukuru vardı.
ölmek istiyordu. yaşamamıştı ki daha önce , ölmek istiyordum yaşamak için değer görmeyen bu amansız bedenimdeki acı ruhumu canımı çok acıtıyordu. çok acıyordu.
acı kötüydü acı çok kötüydü. sanki bir boşluktaydım. anılarım zihnimde bir pencere açmıştı fakat o pencereye giremiyordum.
bazı sesler duyuyordum fakat devamını işitemiyordum. sesler çok kalabalıktı. canım yanıyordu.
"vazgeçersen o kazanacak "diyen ses önümde beliren yansımamdı. "sen hazansın vazgeçemeyen asi hazan "dedi aynadaki yansımam.
"çok yoruldum "diye elimi uzattığımda yüzümde yorgunluğun emareleri beliriyordu.
"şimdi olmaz hazan "diyen konuşan sanrıma baktım. "şimdi olmaz vazgeçemezsin şimdi kalk ve mücadele et sana yazılan kaderi gerçekleştir" dedi.
"kaderim kim "diye dudaklarımdan kaçan soru yansımamın bana gülümsemesi ile sonlandı.
"behram "diye fısıldayan sanrı yavaş yavaş aynadan silinirken gözlerim kapandı ve son gördüğüm şey koca bir karanlıktı.
ciğerlerime dolan nefes ile gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. başımda bekleyen hemşire ve doktorlar bana bakarak konuşurken kulaklarım uğulduyordu.
"hazan bey beni duyabiliyor musunuz "dedi yaşlı doktor. "behram "diye yavaşça fısıldadığımda bana bakan doktor yanındaki hemşireye bir şeyler söyledikten sonra odadan çıkan hemşirenin ardından beni kontrol etti.
uyuşan bedenimin ve hafif ağrıyan başım ile kesik bir nefes aldım. kapı açıldığında içeri giren nur teyze yanıma geldiğinde onun burada olması tuhafıma gitmişti.
"hazan oğlum Allahıma şükürler olsun ki uyandın "dediğinde ona bakıyordum. "behram nerde nur teyze " çatallaşan sesim yüzünden boğazım acıyordu.
nur teyze gözlerini gözlerime indirerek "behram bey oğlumu polisler aldı "dediğinde şaşkınca ona bakarken ellerimi yatağa bastırarak kalkmaya çalıştım fakat pek etkili olduğu söylenemezdi.
"oğlum dur ne yapıyorsun "diyen yaşlı kadın yanıma gelerek kolumu tutuğunda "neden böyle bir şey yaptılar "dediğimde bana bakan kadın yutkundu.
"sen vurulduğunda behram bey oğlum delirdi seni vuran adamı fena halde hırpalayarak dövmeye başladı polisler zar zor ellerinden aldıklarında adam yerde kanlar içinde bayılmıştı "dedi. şaşkındım öfkeliydim ve kendimi çok kötü hissediyordum.
benim yüzümden hatta benim de değil azatın yüzünden bu olayların olması kendimi çok kötü hissetmeme neden oluyordu.
"onu görmem lazım "dediğimde kalkmaya çalıştım fakat kolumu tutan kadın buna izin vermedi.
"oğlum daha yeni uyandın merak etme sen behram bey oğlum kendi başının çaresine bakar çıkar o "dediğinde gözlerimi yaşlı kadını gözlerine çevirdim ardından yatağa uzandım.
"bir şey ister misin "dediğinde başımı iki yana salladım. "yok nur teyze sağ ol "dediğimde bana tebessüm eden kadın başını salladı.
"ben o zaman çıkayım sen biraz dinlen kapının önündeyim bir şey istersen söylemen yeterli "dediğinde gözlerimi kapatıp açtım.
odadan çıkan kadın ile gözlerimi beyaz tavana çevirdiğimde kalbime düşen vicdan azabı içimi kemiriyordu.
böyle olmamalıydı. masum bir insanın hayatını benim yüzümden mahvedemezdim. bu çok kötüydü.
bunu düzeltecektim. hastaneden çıktığımda her şeyi düzeltmeye çalışacak azat denen o şerefsiz hasta herife gününü gösterecektim.
******************************************************************************************
HAZAN YAPAR MI YAPAR BAKALIM NELER OLACAK BOL YORUM BEKLİYORUM ANAM BENİ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN GENÇLER.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAN-MPREGxB
Jugendliteraturbenim adım hazan. uygarlıklara ve bir çok medeniyete ev sahipliği yapan güzel şehrim Mardinin bilinen ve saygı gösterilen viran aşiretinin tek ve yüz karası oğluyum. ben bir erkektim ama babama göre ben bir erkek değildim. ben onun için utanç kaynağ...