~18.Bölüm~

35 4 2
                                    

Aradan bir hafta geçmişti. Alaz elinde ki çiçekler ile kapıya doğru yürüdü.
"Yaman nasılım? İyi değil mi?"
Yaman onu aşağıdan yukarıya doğru süzdü.
"İyisin de bu çiçeklerin üzerinde ki kelebekler nedir?"
Göğsünden uzaklaştırdı ve bakındı.
"Süs işte."

"İyi de abi bu kelebeklerin bokunu çıkardın. Bunlar bir gün başına bela olacak."

Alaylı bir tavır ile kafasına vurdu.

"Lan sus! Başıma bela olacakmış. Sana soran da kabahat."

"Abi kızman için söylemedim." Kolundan tuttu ve onu itti.
"Tamam hadi yürü."

Ayşe ve Aydan hanım onları arkalarından takip ediyordu. Zil çalındı.

"Hoş geldiniz."

Çiçeği uzattı ve gülümsedi. Herkes oda da yerini aldı. Yaman telefonu ile oynuyordu. Alaz ise Melinayı yakın takip altına almıştı. Nazan hanım sessizliği bozdu.

"Yaşadıklarınız gerçekten çok güzel şeyler. Herkesi ayağa kaldırmışsın evladım."
Alaz tebessümle cevapladı.
"Biraz öyle oldu efendim." Yaman araya girdi.
"O kadar balık tutmaya gittim ya ayakkabı geldi ya da mendil." Alaz ona doğru döndü ve dizini sıktı.
"Yaman! Ne alaka şimdi?"
"Hiç abi öyle aklıma geldi." Serpil ona yaklaşarak kulağına fısıldadı.
"Bende mi bileklik kaybetsem?" Yaman derin bir nefes aldı.
"Abi duydun mu?"
"Duydum. Sanki sana yeşil ışık yaktı."
"Geçeyim mi abi?"
Alaz gülerek; "Gazla." Dedi.
Serpil'e doğru yaklaştı. "Kaybedecek başka şeyler bul özenti olmasın."

"Ya kendimi sende kaybedersem." Derin nefes almaktan kuruyan dudaklarını dili ile ıslattı. "Bunu daha sonra konuşalım mı?"

Aydan hanım boğazını temizledi. " Ben artık lafı uzatmak istemiyorum. Nazan hanım durumlardan haberdarsınız. Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Melinayı, oğlumuz Alaz'a istiyoruz."
Nazan hanım başını kaldırdı ve ona doğru baktı.
"Sende eşimin gençliğini görüyorum. Sizin bu isteğinize sıcak bakmamın en büyük sebebi de bu. Kızım bana hep babam gibi bir adam seveceğim derdi."
    Melina aynanın köşesinde bulunan babasının fotoğrafına doğru baktı. " Senden bahsettiğinde bana hep eşimi anlattığını fark ettim. O zaman bir kez daha düşündüm. Kararımı da verdim.
Senden tek istediğim şey kızımı üzme"

Melinaya baktı. " Verdim gitti."

"Siz hiç merak etmeyin onu hayatım boyunca üzmeyeceğim."
Ayağa kalktı ve onun elini öptü. Herkes birbirini kucaklıyor ve bu mutlu anın tablosunu çiziyordu.
Yaman ayağa kalktı.
"Ya bir şey soracağım? Biz neden kahve içmedik? Yani istemeden önce mi yoksa sonra mı içiliyor?"
Herkes birbirine bakıyordu. Kahkahalar eşliğinde gülmeye başladılar.
Melina gülerek; "Ben hemen yapıyorum." Yaman onu takip ederek mutfağa girdi. Rafa uzandı ve karabiberi onun önüne koydu.
"Bunun hepsini içine koyalım?"

"Hayır. Böyle bir şey yapmayacağım."
Kapıya yaslandı.
"Böyle kız isteme olmaz ki. Bu adettendir."

"Ben böyle bir adeti gerçekleştirmek istemiyorum."

"Azıcık bari koy. Ölmez ya." Başını kaldırdı ve kulağını salona doğru uzattı. "Sesi duydun mu?"
"Ne sesi?"

"Aydan teyze seslendi. Bir bak istersen ayıp olmasın." Fincanları masaya yerleştirdi. "
"Hemen geliyorum."
Masaya yaklaştı ve yarım bardak dolusu karabiberi kahveye boşalttı. Onun ayak seslerini duydu ve kapıya doğru hoplayarak yaslandı.
"Çağırmamış."
"Yanlış duydum demek ki." Kahveleri tepsiye yerleştirdi. Adım adım salona ilerledi.  Yaman tepsiyi elinden aldı.
"Dur ben yardım edeyim."

"Hayır Yaman ben hallederim." Karabiber dolusu fincanı eline aldı ve ona uzattı.
"Abimin kahvesini bari ben vereyim." Gülümsedi.
Kahveler masa da yerlerini almıştı. Alaz kahvesini yudumladı. Kahvenin acı ve ekşi tadı yüzüne yansıyordu.
"Ya bu kadar da olmaz ki adam nefes alamıyor."
Nazan hanım, Melinaya fısıldadı. "Kızım az koysaydın."
Alaz sehpaya uzandı. Bir bardak dolusu suyu içti Yaman'ın bacağını sıkıca tuttu ve cimcikledi.

~ KUVARS ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin