Saatler süren uykunun ardından uyanan Alaz, başında hissettiği ağrı ile beraber uyanır ve elini başına koyarak gözlerini kapatır. Aydan hanım onu fark ettiğinde heyecanlı ve meraklı bir şekilde seslenir.
"Alaz! Günaydın teyzesinin bir tanesi."
"Sen kimsin ya.?"
"Hadi ama Alaz, beni tanıyorsun." Alaz şakacı kimliğini bir kez daha kullanmak istediğinde artık bunun Aydan hanım için anlaşılabilir olduğunu düşünür.
"Artık seni kandıramıyorum. Ama bir an inandın sanki."
"Hayır tabi ki. Ben senin ciğerini biliyorum." Odanın kapısı "tık,tık"sesleri ile çalındı. Odaya giren ortopedist doktoruydu. Onun uyandığını gördüğünde gülümseyerek onlara yaklaştı.
"Uyanmışsınız Alaz bey."
Ben size iyileşme sürecinden bahsetmek için geldim. Gördüğünüz üzere bacağını alçıya aldık. Bu alçı bir süre boyunca kalacak. Sizden istediğim tek şey haftaya tekrar kontrole gelmeniz. Bacağında ki kırığı takip etmemiz gerekiyor. Bu yüzden film çekilmesi gerekecek. Gün ve tarih konusunda sekreterim size yardımcı olacaktır. Diğer bacağında ki bazı kas grupları da zarar görmüş. Sık sık yürümesini öneririm. Bir fizik tedavi size bu konuda yardımcı olabilir. Bu tedaviyi hastanemizde alabilir dilerseniz de size bir hemşire ayarlayabilirim. Bu konuda yakından tanıdığım mesleğinde iyi olan hemşire arkadaşlarımız var. Bir kaç gün boyunca ağrılar devam edebilir. Bir takım ilaçlar da reçete ettim."
Elindeki reçeteyi uzattı.
" Bu ilaçları kullanmanız gerekiyor. Zamanında ve saatinde alınmasına özen gösterirseniz sizin için daha iyi olur."
"Biliyor musunuz bilmiyorum ama tanınmış bir isme sahibiz. Atölye ve fabrikalarda yetiştirilmesi gereken çok iş var. Çok yoğun bir dönemdeyim. Toplantılarım, seminerlerim... Demek istediğim bize hemşire ayarlasanız bu bizim için iyi olabilir."
" Öyleyse anlaştık. Ben arkadaşlara haber vereceğim. Bugün onlarda sizle beraber evinize gelirler ve yapılması gereken neyse size bu konuda yardımcı olurlar. Ben de onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyeceğim.
Alaz bey de yavaş yavaş kendine gelecektir diye umut ediyorum. Aksi bir durum gelişirse ki gelişeceğini hiç düşünmüyorum. Arkadaşlar bize konu hakkında haberdar olmamızı sağlayacaklardır. Görüşmek üzere, hoşçakalın."
Alaz bir şey soracağım biliyorum hiç sırası değil ama?
"Sen de biliyorsun ki bu yıl yarışma var ve az bir süre kaldı. Paterica 'da çizdiğin tasarım hayalini evde çizebilecek misin? Alaz durgun ifade ile odanın her köşesine göz gezdirdi. "Deneyeceğim" diyerek camdan dışarı doğru baktı. Aydan hanım "sana güveniyorum" diyerek karşılık verdi.
"Güvenini boşa çıkarmayacağım teyze ama sana bir şeyler anlatmam gerekiyor."
"Anlat dinliyorum." Diyerek merakını uyandırdı. Galiba ben birini kendime çok yakın hissettim ya da sanırım birine ilgi duyuyorum." Onun ağzından bu sözler ilk defa çıkıyordu. Daha öncesinde aşka dair herhangi bir şey yaşamamış biri için bunları duymak Aydan hanım içinde mutluluk vericiydi.
"Kime?" Diyerek ellerini çenesinde birleştirdi.
"Tanımıyorum ama daha öncesinde onu tanıyormuş hissine kapıldım. Sanki daha öncesinde tanıyormuş gibiydim. O kadar güzeldi ki, görmeliydin."
"Nerede gördün?"
"Paterica' da karşılaştık daha doğrusu o beni buldu. Bende hayatımda hiç bu kadar güzel kaybolmadığımı fark ettim.Her zaman olduğu gibi Patericaya gittim. Oltamı hazırladım müziğimi açtım. Kalemi elime aldım ve başladım düşünmeye. Bir ara denizi izlerken oltamı çeken gücün olduğunu fark ettim. İlk balık diye düşünmüştüm nihayetinde balık tutmaya gittim. Kalemi kulağımın arkasına sıkıştırdıgım gibi kalktım. Oltanın makarasını çektikçe hafiflediğini anladım. Balık kaçtı diye düşündüm, çektim çektim... Bir baktım oltamın ucunda bileklik var. Çok şaşırmıştım. O esnada etrafıma bakınmak istedim ve onu gördüm. Uzun saçları vardı. Rüzgârın yüzüme vuran serinliğiyle rüyada olmadığımı anladım. Ben o gün mavinin tonunu unuttum. "Aydan hanım tüm olanlara şaşkın bir ifade ile karşılık verir. "Eyvah! Eyvah! Seni kaybediyoruz biz." Diyerek gülmeye başlar. Elinin altında duran yastığı Aydan hanım'ın yüzüne doğru fırlatır." Dalga geçme. Gözleri diyorum çok güzeldi. Mavinin tonunu unuttum diyorum sana ya. " Diyerek başını yastığa koydu ve gözlerini tavana dikti.
" Tamam dalga geçmiyorum. Peki ya sonra ne oldu?"
Yüzünü ona doğru döndü. Yüzündeki kırışıklıklar belirginleşti. Vücudunda hissettiği acıyı dile getirdi. "Teyze bacağım! Bu çok acı veriyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ KUVARS ~
RomanceUnutulamayan gözlerin özlemini yaşayan iki insanın eşsiz buluşması. Bu bir kaçış, herkesten uzak bir yaşam hikayesi. Alaz ve Melina'nın karavan da hayat sürmesi ve sonrasında bir dağ evinde yaşananlar. 🦋 "Bir kelebek ağrısıydı. Vakit dardı, mevsim...