~3.Bölüm~

60 11 2
                                    

"Sanırım hastanedeyim."
"Evet, hastanedesiniz ama sert bir kahvemiz yok." Alaz bir kez daha kendini tutamadı ve bir dedektif modeline büründü.
"Şu kahve olayını biraz açar mısınız? Geriliyorumda!" Pratisyen hekim onun omuzlarına hafifçe dokundu.

"Size şöyle anlatayım, biz sizi kısa bir süre için uyutmak zorunda kaldık. En başından anlatmak gerekirse siz kaza geçirdiniz. İlk yardım müdahaleniz başarılı şekilde yapıldıktan sonra hastaneye geldiniz. Hayati bir durumunuz söz konusu değil fakat geldiğinizde kısa süreli bilinç kaybı vardı. Bu durumu biz şok tablosu olarak değerlendirme altına alıyoruz. Aynı zaman da anksiyete gelişen tablonuz da mevcuttu. Bacağınızda kırık olduğundan şüphe ettiğim için sizi uyutmak zorunda kaldık. Çünkü siz bizim tıbbi cihazlarımız ve bacağınıza ciddi oranda zarar verdiniz. Üst bacağınızda kırık tespit ettik. Şuan korkulacak bir şey yok. Bacağınıza müdahale ettik. Sizden ricam kendinizi zorlamayın. Yalnız şöyle bir durum var ki bu alçı ile geçecek bir durum değil. Sizi ameliyata almamız gerekiyor."

"Çok özür diliyorum. İnanın şaşkınlıklar içerisindeyim. Şuan bazı şeyleri yavaş yavaş hatırlamaya başlıyorum. Bir gün öncesinde yani dün bir kadını görmüştüm. Daha sonrasını hatırlamıyorum."
Başını tuttu. "Çok ağrım var."

" Ağrı kesici yaptık. Merak etmeyin geçecektir. Ayrıca her şey hazır sadece uyanmanızı bekliyorduk. Teyzenize ulaştık ne gerekiyorsa yapılmasını istedi. "
Teşekkür ediyorum doktor bey.
Koridorda yankılanan ayak sesleri Aydan hanımın sert platformlu ayakkabılarından geliyordu. Ses acil kapısından içeri sızıyordu.

"Bu yürüyen teyzem."
"Annem, oğlum hepimizi korkuttun." Alaz doktora dönerek; " Ben Demiştim"

"Korkulacak bir şey yok annem. Biraz uyumuşum hepsi bu."

"Seni deli. Neden dikkat etmiyorsun? Hem sen balık tutmaya neden araban ile gitmedin?"

"Yürümeyi seviyorum anne, biliyorsun."

"Evet ama Ali bey seni bırakabilirdi."

"Hadi ama anne, olan oldu. Bak iyiyim."

"Sana bir şey olacak diye çok korktum." Aydan hanım'ın uzun yıllar çocuğunun olmaması nedeniyle bu durum karşısında Alaz için endişeleniyordu. Ona doğru yaklaşarak sımsıkı sarıldı.

"Doktor bey her şey hazır mı? Bir an önce ameliyata alalım? Ne zaman alacaksınız?"
"Her şey hazır efendim. Uyanmasını bekliyorduk şimdi haber veriyorum."
"Teşekkür ediyorum."

Süit, denize bakan güzel bir oda Alaz için tutulur. Bir yandan da ameliyat için gerekli onaylar Aydan hanım tarafından imzalanmaktadır. Alaz'ın aklında ise hala adını bilmediği gizem dolu bir kadındadır. Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra ameliyathane hemşiresi ona yaklaşarak; "Hazırsanız sizi ameliyata alacağız." Eliyle baş parmağını simgeledi. Aydan hanım araya girerek;
"Hadi bakalım annem, bekliyorum seni korkma."
"Ameliyattan çıkmadan önce bana sert bir kahve söyle."

Yaşlı amcanın pansumanı bitmiş ve koridorda dinleniyordu. Onun bu sözlerine karşılık;

"Starbucks 'dan mı?" Alaz şaşkın bir şekilde ona doğru baktı ve güldü. " Öğrenmenin yaşı yoktur evlat. Hadi sana geçmiş olsun." Alaz eliyle selamladı. Hemşireler eşliğinde ameliyathaneye alındı. Vücudunda hissettiği ağrılar hala canını yakıyordu.

Paterica dan dönen Melina evin kapısının eşiğinde ayakkabılarının bağını çözmek için eğildi. Bacağında hissettiği titreşim ve beraberinde gelen melodi sesi kulaklarını tırmaladı. Arayan ise uzun süre evde baktığı hastası olan Ayşe hanım'ın oğluydu.

"Efendim?"

"Melina nasılsın? Seni rahatsız ediyorum ama biz şuan aynı hastaneye geri geldik. Evde durumlar iyi olacak derken daha da kötüye gitti. Annemi tekrar hastaneye kaldırdılar. Seni ne kadar çok sevdiğini biliyorsun. Rica etsem bu akşam bizimle ilgilenir misin? Benim de acil bir şekilde yurtdışına çıkmam gerekiyor. Durumu eskisinden biraz daha iyi ama telaş ve stres yapıyor. Yanında biri olsun istiyorum ve bu kişi sensin." Melina'nın maddi bir güce ihtiyacı vardı. Babasından kalan emekli maaşı ile zor bela geçiniyorlardı. Hiç düşünmeden teklifi kabul etti ve annesine haber vermek için sabırsızlanıyordu.

~ KUVARS ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin