sürpriz

343 50 8
                                    

Hakan elini kalbinin üzerine koyup derin bir nefes aldı. Gözleri doluyordu. Hemen sakinleşmeliydi. Hemen.

Derken bir anda biri yaslandığı duvara sırtını verip yanında durdu. Dönüp baktığında gelenin Mert olduğunu gördü. "Lan ödümü kopardın." diyerek damağını kaldırdı.

"Korkma korkma benim." Mert cebinden çıkardığı sigara paketini uzattı. Bir şişe de soğuk su getirmişti.

"Sağ ol." Hakan suyu içti ve sigarayı yaktı. "Sen niye buradasın?" Diye sordu.

"Yurt Manas sergi açıyor koçum. Bu büyük ihtimalle hat sanatının zirvesi. Sadece ben değil, tanıdığım yerli yabancı ne kadar taşaklı sanatçı mimar varsa burada. Asıl soru sen neden buradasın?"

Hakan tedirgin bir şekilde baktı. "Bilmiyorum" dedi. "Ömer Bey'i, babayı, Demir abiyi hepimizi davet etti. Katılmak zorundaymışız. Herhalde kendini bir panik odasına kapatıp mekânı uçuracak." Güldü ama bir yanı bunun olası olup olmadığını tartıyordu.

"İçeride bazı dillerden bile eski yazmalar var Hakan. Yurt Manas ı şahsen tanımıyorum ama bunu size yapsa da yazmalara yapmaz bence. Ayrıca oğlu da az önce teşrif etti. Hepimizi uçursa onu uçurmaz." Dedi Mert. Yanlarına gelen kıza şaşkınlıkla bakana kadar güldü. Her zaman kıvırcık ve dolgun saçları bu kez düz ve sıkı bir topuz yapılmış, biraz uzak doğulu esintileri taşıyan elbisesi ve yüksek topuklu ayakkabılarıyla onlara doğru geliyordu.

"İyi akşamlar Hakan Bey " diyerek gülümsedi. Sonra ciddiyetle Mert e döndü. "Mert Bey nasılsınız?" Diyerek kibarca baş selamı verdi. "Demirbey bu akşam size eşlik etmem için beni gönderdi efendim." Diyerek sözünü tamamladı.

Mert parmağını kendi göğsüne götürüp"Bana mı?" Diye sordu.

"Hayır efendim. Hakan Bey e. Hemen hemen herkesle ilgili malumatım var. Üstelik davet ve protokol kurallarına hakimim. Sanırım sizinle olmamın geceyi daha kolay atlatmanızı sağlayacağını düşündü."

Hakan kızın ellerini tutup "Seni kim gönderdiyse ömrüne bereket bacım." Dedi. "Gerçekten de panik oldum Tülay. Ne konuşacağım, hangi soruya ne yanıt vereceğim?"

Tülay ellerini gülümseyerek kurtarıp, "sakin kalmaya çalışın efendim" dedi. "İlk sefer her zaman zordur. Ben tek bir kelime konuşamamıştım. Ve karides kulesini devirmiştim. Mert Bey hatırlar. Ama merak etmeyin. Siz bunu yaşamayacaksınız. Eğer biri canınızı sıkarsa bana bakın. Sanki gördüğünüz en güzel şeymişim gibi. Göz temasını koruyun. Sizi hemen uzaklaştırırım. Bu geceye özel size isminizle hitap edebilir miyim?"

"Tülay bana istediğin her şeyi söyleyebilirsin hayatım. Biz seninle iş arkadaşıyız. Patronlarından biri değilim. Demir le hiç bir ortaklığım yok ve bu züppelerden biri olmadığımı da biliyorsun." Hakan kızın elini alıp koluna geçirdi. "Demir abimin beni düşünmesi çok güzel" dedi.

"Sanırım benim ailem olmaması da önemli rol oynadı efendim." Diyerek güldü Tülay. "Sonuçta bu geceyi sağ atlatamayabilirim." Birlikte içeriye girerken gülüyordu. "Karan Bey yalnız katılmayı tercih edermiş. Fakat bu kez o da yabancı bir hanımefendi ile geldi. İskoç bir ailenin kızı. İsmini henüz bulamadım. Fakat Karan Bey için çalıştığını tahmin ediyorum. O kaslar pilates sonucu oluşmaz. Asilzade kadınlar genelde düşmek üzere olan bir tabağı havada yakalamaz. Sanırım beyefendi bana biraz öfkelendi ama endişe etmeyin başka kimse tuzağımı fark etmedi."

Hakan tedirginliğini aşırı belli ediyordu.

"Gerçi elimi bu kadar sıkmayı sürdürürseniz tamamen farklı bir nedenle beni ortadan kaldırmayı düşünecek." Dedi kız.

KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin