BÖLÜM 5: "MERAK"

14.1K 950 78
                                    

Herkese merhaba, bölüm yayınladıkça ben ve siz yavaş yavaş birbirimize uyum sağlıyoruz. Bir de yorum gelse, her çok daha iyi olacak. Neyseee, uzatmadan bölüme geçelim .

İyi okumalar dilerim.

Görsel: Yaser Sancaktutan (Nam-ı diğer müdürümüz)

Bölüm Şarkısı: Selda Bağcan  - Kara Yazı












*




Ateş hattında gibi hissettiren bir grup kadının arasında sadece bana verilen işi yapmak istiyordum. Fidan abla, arkadaşlarını da toplamış benim incir ayıkladığım kasaların yanına çökmüş, dün yaşanan görücü olayının detaylarını soruyordu. Ben bu kadına ne kadar laf etsem de kadın benim hayatımı o kadar ilgi çekici buluyordu ki elinde çekirdeği eksikti. Mahalledeki diğer kadınlar da merak içindeydi. Ama inat ediyordum, anlatmak istemiyordum. Bu kadınlara en küçük bir şeyi anlatsam bir saate kalmadan tüm mahalle her şeyimi öğrenecekti. Buna gerek yoktu.

''Hamiyet sen mi görmüştün arabaları?'' Fidan abla bizim evin biraz çaprazında oturan Hamiyet ablaya sorular soruyordu.

''Ben görmedim ama benim kızlar görmüş bana da söylediler de ben o sıra yemek yapıyordum yetişemedim.'' Hamiyet abla benim gibi o da incirleri hızlı bir şekilde kasaya diziyordu. Fidan abla oyalana oyalana sorular sormaya başladı.

''Rukiye ablanın oğluna seni istediklerine hala inanamıyorum. Kaç sene önceydi tabii ben o zaman hastanede yatıyordum. Siz de yeni taşınmıştınız bizim mahalleye, Rukiye ablanın oğlu da almış gitmiş başını. Çok sonraları gittiğini öğrenmiştim. Bunun oğlunun eski karısı ortalığı birbirine katmıştı. Herkese Yaser beni dövüyor, aldatıyor deyip boşandı. Dedim ya ben o zamanlar mahallede değildim. Hiçbir şeyden haberim yoktu.'' Fidan abla bildiklerini anlatırken sanki çok da umrumda değilmiş gibi davranırken bir yandan aslında pür dikkat yaşlı kadını dinliyordum. Anlatacaklarını merak etmiyorum desem yalan olurdu.

''Abla, sen gördün mü hiç eski karısını, nasıl biriydi?''

Ne? Bunu ben mi sormuştum? Bana neydi eski karısından!

''Birkaç kere görmüştüm sadece, tanımıyordum ki soğuk bir kadındı zaten. Selam sabahı pek yoktu. Bu mahalleyi de hiç sevmezdi. Ama birkaç kere yanımıza gelip derdini anlatırdı. Yazık o kadına, nasıl ağlardı o adam yüzünden, şimdi kadın nerede bilmem.'' Kadının söylediklerini dinlerken salak kafam neden bunu sordun diye kendime sinirlendim.

Yaser denen adam hakkında hiç olumlu bir şey duyamayacak mıydım? Kime sorsam herkes kötü şeyler söylüyordu? Bu da benim korkularıma korku ekliyordu.

Fidan abla başka bir kasa çıkarıp incirlerini dizerken konuşmaya devam etti. ''Onu boş ver de Mahide o salak tipiyle nasıl çöpçatanlık yapabildi. İki kelimeyi yan yana getiremiyordu.''

''Abla sanki bilmiyorsun Mahide'yi üvey annemle yan yana gelince ona da sinsilik yükleniyor.'' dedim oflayarak. Mahide denen kadın Allah'tan dün istemede eve gelmemişti. Bir de onu görsem tam anlamıyla tımarhanelik olabilirdim.

''Bilmem mi Mahide yeter ki Nermin istesin her şey yapar, tam bir yalakadır.''

''Sırf üvey annem benden kurtulsun diye sorunlu bir adamı mecbur ettiler, elimden bir şey gelmedi.''

''Öyle söyleme, belki de düzelmiştir Yaser, hem de fabrikanın iki sokak ötesindeki lisede müdür olmuş, öyle diyorlar.'' Fidan abla incirle doldurduğu kasayı yere indirip boş kasayı önüne koydu. Onu dinlerken Yaser denen adamın sadece ismini bildiğimi fark ettim. Mahalledeki yaşlı teyzeler bile onun hakkında her şeyi biliyordu.

YARA İZLERİ VE ÖPÜCÜKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin