Lütfen düşüncelerinizi ve tepkilerinizi yorumlarda bildirir misiniz? Yorumlarınızı benden esirgemeyin. Şimdiden teşekkür ederim.
İyi okumalar dilerim. ♡
Görsel: Merih Altuna
---☆
Elinde yarım tur döndürdüğü tesbihiyle birbirine benzeyen sokakların arasında Yaser'in müdür olarak atandığı okulu bulmaya çalışıyordu. Merih için okul yüzü en son lisede görülmüştü. Haşarı bir ergenken bile okuduğu lisenin yolunu da unutup dururdu. Okula karşı ilgisizliği de ta o zamanlar belli olmuş, rahmetli babası da Yaser'in babası Seymen Bey'e, 'Ben bu hergeleyi adam edemiyorum, senin dükkanda çalışadursun zanaat öğrensin' deyip araba tamirhanesinde yarı zamanlı olarak işe başlatmıştı. Liseden mezun olur olmaz sanayi yağı yutmaya ilk adımını atmıştı. Merih'in el becerisi Seymen Bey'i gün geçtikçe etkiliyordu. Yirmi iki yaşına geldiğinde koca adam karşısına ortağım ol diye çıkmıştı. Merih bu teklif karşısında şaşırsa da yeteneğini fark eden Seymen Bey'in teklifini hemen kabul etmişti. Şimdilerde Yaser'in abisi Atilla ile koca işletmenin başındaydı. Babası yaşasaydı onunla gurur duyardı.
Yön bilgisinin zayıf olmasıyla en son Yaser'i aradı. Kesin telefonu açar açmaz çok kızacaktı.
3,2,1...
''Yine bulamadın değil mi?! Konumu mesajla gönderdim ya, açıp baksana!"
Yaser'in sinirli sesi ile yüzünü buruşturdu. Bu adamın bir gram eksilmeyen öfkesi ve huysuzluğuna alışmıştı.
''Bulamadım işte, hadi tarif et yolu.'' dedi oflayarak.
''Beş dakikalık yol için kendimi yoramam, hadi çabuk gel, geç gelirsen güvenlik görevlisine seni içeri almamasını söylerim, oyalanma.''
''Yaser şerefsizlik yapma,''
''İyi tamam, etrafında ne var? Sokak ismi falan var mı?''
Yaser'in sorusuyla kumral adam etrafına baktı. ''Ya şimdi pek ilgi çekici şeyler yok. İki üç tane çam ağacı var.''
''Hasbinallah!'' Yaser sabır çekti. Nasıl beş dakikalık yolu bulamıyordu?
''Tamam kızma, şimdi dikkatli bakınca bir fabrika gördüm.''
''Fabrika mı?'' dedi Yaser sessizce.
''He ya, fabrikanın bahçesinde de kadınlar sigara içiyor, dur bi'...'' Merih aniden duraksadı. Bahçede kadınların arasında kıvırcık saçlı kadını fark etti. Müstakbel yengesi burada mı çalışıyordu?
''La yenge burada, valla gördüm.'' Merih'in heyecanlı sesiyle Yaser'den de hemen karşılık geldi.
''Rahatsız etmeden gel hadi, ben biliyorum orada çalıştığını,'' Yaser'in söyledikleri ile Merih'in yüzünde bir sırıtma belirdi. Bu ikili arasında ne oluyordu?
''İyi dinle tekrarlamayacağım. Fabrikanın giriş kapısından dümdüz ilerle. Sokaktan çıktığında sağa sola sapmadan yokuş in, tam karşıda okul var. Oyalanmadan gel.''
''Gardaşım benim çay hazır değil mi? Geldiğimde tavşan kanı çayı karşımda görmem lazım.'' Merih aklına gelen çay ile gülümsedi. Çay içmeyi çok seviyordu. Özellikle de Yaser'in 3 hafta önce Rize'den getirdiği tazecik çay ile iştahı kabarmıştı.
''Hazır hazır acele et, bir saat sonra tarih dersine gireceğim.''
''Senin bu idealistliğin şaka mı ya? Adam müdür olmuş hala derse giriyor, enayi misin?'' Merih bugün çok cesurdu. Yaser'i fazlasıyla sinirlendirmekten keyif alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZLERİ VE ÖPÜCÜKLER
Romance❝Sen ve beni, birbirimizden başka kimse iyileştiremez. Çünkü biz yaralarımızı nereden öpeceğimizi biliyoruz.❞ Otuz üç yaşında basit bir terzi olan ama zorunluluktan bir fabrikada çalışan Gülendam, yaşadığı mahallede adı çoktan 'evde kalmış kız kurus...