Merhaba ben geldimmm, sizler de hoş geldiniz yeni bölüme. Bölümü okumaya başlamadan önce bir şey açıklamak istiyorum. Geçen bölümde Merih ve Hazar'ın arasındaki ilişkiyi romantik ilişki olarak algılayan okuyucularım kesin yargıyla yorumlar yaptı hatta bazı okuyucular böyle olursa okumam kurguyu deyip kesip atti. Ben zaten aralarında böyle bir ilişki ihtimali olsaydı daha ilk bölümde size bundan bahsederdim. Ama onların arasında romantik bir yakınlaşma yok. Kdramadaki bromance ilişkileri bilirsiniz öyle bir arkadaşlıkları olacak. Neysee, yanlış anlaşılmayı hallettiğimize göre bölüme geçelim.
İyi okumalar dilerim. ♡
Medya: Gülendam & Yaser Sancaktutan
Şarkı: Adıyaman Yolu Yaman - Mavinin Ezgisi
*
Heyecanım beni terletirken ellerimi yelpaze gibi kullanıyordum. Üzerimdeki kabarık gelinlik hareketimi kısıtlıyordu. Üstümdeki ağırlık olmasaydı volta atıp, heyecanımı giderirdim. Düğün salonuna ait gelin odasında tek başımaydım. Rukiye Hanım ve Buçe bir nebze beni sakinleştirmişti aslında ama birkaç dakika yalnız kalınca tekrar heyecanlanmıştım.
Aniden kapı açılınca Yaser'i gördüm. Onu damatlık giymiş bir şekilde ilk kez görüyordum. Siyah takım üzerinde bir başyapıt gibi görünüyordu. Kapıyı kapattığında benim aksime acelesiz hareketleriyle yanıma yaklaştı. "Çok terlemişsin." dediğinde aynadaki yüzüme baktım.
"Çok sıcak!" dediğimde, gözleri odayı taradı. "İşte burada." Odadaki sandalyenin üstündeki küçük kumandayı eline aldı.
"Klimayı çalıştırsaydın ya, cehennem gibi olmuş burası," Klimayı çalıştırdığında dudaklarımı büzdüm. Küçük kumandayı bırakıp yanıma yaklaştığında, "Gelinlik çok ağır, seni dinlemeseydim basit bir gelinlik giyerdim." dedim. Aniden omzumdan tutunca, gözlerimi karanlıklarına diktim.
"Bir bak bakalım," deyip aniden boy aynasına çevirdi. "Sen basit bir gelinliği hak ediyor musun?" dediğinde, aynadaki aksimi izledim. Görkemli görüntüme karşın dudaklarım kıvrıldı.
"Sen beni gerçekten beğeniyorsun." deyip kollarımı birbirine bağladım. Ona döndüğümde siyah gözlerini benden kaçırdı.
"Sadece sana neyin yakıştığını söylüyorum."
"Yani beğenmiyor musun?" dediğimde Yaser kaşlarını çattı. Onunla uğraşmak istiyordum.
"Görürsün seni beğeniyor muyum beğenmiyor muyum," deyip sinsice sırıtınca ofladım. Evet, yine delice bana ima yapan Yaser dönmüştü.
Yanından uzaklaşıp makyaj masasına yaklaştım. "Ben... Düğün bitince, senden bir şey isteyeceğim." Anlamaz ifadesiyle bana baktığında üzgünce ona baktım.
"Böyle gizemli gizemli takılınca hoşuna mı gidiyor?" diye sorduğunda başımı olumsuzca salladım. "Maksadım seni meraklandırmak değildi. Ama ricam çok garip olacak," dediğimde şimdi daha çok meraklı görünüyordu.
"Yoksa... Sen, yatakta BDSM mi seviyorsun?"
Şok olmuş ifademle ona baktım. "Ne?!"
"Olabilir, elbette."
"Allah'ım yardım et! Öyle bir şey değil, aklına nereden geldi?!" dediğimde omzunu silkti. Bu adam gerçekten utanmazdı. Oflayıp ona göz devirdim. Ona yetişemiyordum. Benim hakkımda hep çok farklı düşünüyordu. Benim gibi bu yaşına kadar cinsellik adına hiçbir şey bilmeyen bir kadının üstüne bu kadar da gidilmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZLERİ VE ÖPÜCÜKLER
Romance❝Sen ve beni, birbirimizden başka kimse iyileştiremez. Çünkü biz yaralarımızı nereden öpeceğimizi biliyoruz.❞ Otuz üç yaşında basit bir terzi olan ama zorunluluktan bir fabrikada çalışan Gülendam, yaşadığı mahallede adı çoktan 'evde kalmış kız kurus...