Herkese merhaba. Bugünkü bölümde uyarıda bulunacağım. Bölüm yüksek dozda sexual tension içeriyor. :) Bol bol yorum istiyorum. Hiç çekinmeyin canlarım, rahat olun.Bir de kitabımızı arkadaşlarınıza tavsiye etmeyi unutmayın.
İyi okumalar dilerim. ♡
Görsel: Yaser Sancaktutan (Müdürüm de müdürüm)
---☆
Yaser gürültülü sınıfın önünde durup birkaç dakika bekledi. Okulun en haylaz sınıfı olan 12-C sınıfı, boş derslerinde akıllı tahtalarından sosyal medyada dönüp duran roman müziğini açmışlardı. Diğer sınıflardaki öğretmenlerin şikayeti ile Yaser soluğu sınıfın önünde aldı. Yumuşak ifadesini sertleştirdi. Çünkü bu sınıf asla yumuşak tavırdan anlamıyordu. Aniden kapıyı açıp içeri girdi. Öğrencileri Yaser'i görür görmez çil yavrusu gibi sıralarına koşmuştu. Yaser kapıyı kapatıp sınıfı izledi.
''Burayı düğün salonu mu sanıyorsunuz yavrum siz? Bir ders horon bir ders roman havası bir ders halay, doymuyor musunuz hiç?'' dediğinde öğrencileri başını eğmişti.
''Okuldaki dokuzuncu sınıflarda sizden feyz alıp kudurmaya başladılar şimdiden, abilere ablalara bak,'' Yaser öğretmen masasına köşesine oturdu. Okula müdür olarak atandığından beri bir tek bu sınıf ile bu derece uğraşıyordu. Artık öğretmenler değil okuldaki öğrenciler bile onları şikayet ediyordu.
''Lütfen çocuklar ne yapacaksanız teneffüste yapın. Yazık değil mi test çözmeye çalışan arkadaşlarınıza ya da kitap okumaya çalışan arkadaşlarınıza? Bakın yan tarafta matematik öğretmeniniz Burcu Hanım ders işliyor. Hocanız yeni doğum izninden geldi. Evinde zaten bebeğiyle ilgilenip yorgun ve uykusuz oluyor, bir de siz burada bas bas bağırıp gürültü yapıyorsunuz. Lütfen biraz empati yetinizi kullanın.''
''Haklısınız hocam,'' dedi sınıfın elebaşısı olan Sinan.
''Haklı olmak bazen yetmiyor Sinan, bu haklı oluşumu dinleyip bir de uygulamaya ne dersiniz?''
Sinan, hocasının sözleri ile sessiz kaldı. Yaser sınıf defterini eline aldı. Henüz yoklama alınmamıştı.
''204,'' deyip sınıfa baktı.
''Burada.'' Elini kaldıran Bahar ile sıra sıra numaraları söyleyip yoklamayı aldı. Sınıf defterini kapatıp tekrar sınıfı izledi.
''Birkaç gün önce sınıfınızdan birkaç kız öğrencim yanıma uğradı. Benim evleneceğimi duymuşsunuz. Düğün hakkında merak ettikleriniz varmış,'' Yaser kollarını birbirine bağlayıp sıra aralarında dolaşmaya başladı.
''Hocam ilk kez bir öğretmen evleniyor diye heyecanlıyız, size layık bir kadın merak uyandırıyor. Hocam eşiniz çok mu güzel? Meraktan öleceğim.'' dedi öğrencisi Ünzile. Yaser gülümsedi. Aklına Gülendam gelmişti. Ona layık bir kadındı. Bunun gün geçtikçe farkına varıyordu.
''Öyle, tabii siz düğüne davetli değilsiniz.'' dedi Yaser topukları üzerinde sınıfa döndü.
''NE?!'' dedi sınıf hep bir ağızdan. Hepsi çok şaşırmıştı.
''Hocam ciddi olamazsınız.'' dedi Sinan. Yaser'in dudakları kıvrıldı. Şu an çok eğleniyordu.
''Ya Sinancım, öyle.''
''Hocam okuldakilerin hepsi mi davetli değil?"
''Yoo, sadece siz davetli değilsiniz.''
Sınıf tekrardan, ''Ne?!'' diye bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZLERİ VE ÖPÜCÜKLER
Romance❝Sen ve beni, birbirimizden başka kimse iyileştiremez. Çünkü biz yaralarımızı nereden öpeceğimizi biliyoruz.❞ Otuz üç yaşında basit bir terzi olan ama zorunluluktan bir fabrikada çalışan Gülendam, yaşadığı mahallede adı çoktan 'evde kalmış kız kurus...