Merhaba çiçeklerim, yeni bölüme hoş geldiniz.
Keyifli okumalar dilerim. ♡
Medya: Gülendam (arkadaşlar yaser ve ben ii diğilizzz)
***
Masanın üzerindeki yığınlarca evrakların arasında kaybolan Yaser, düzenlediği son evrağı da dosyalayıp, diğer dosyaları da alıp odasındaki kitaplığa dizdi. Düğün ve balayı derken işleri birikmişti. İşini zor da olsa bitirince derin bir nefes alıp verdi. Saatlerdir odasında olduğu için bilgisayardan saatin kaç olduğuna baktı. Birazdan yedinci dersin teneffüs zili çalacaktı. Öğrenciler koridora doluşmadan önce okulu biraz turlamak istiyordu. Odasından çıkınca sessiz koridorda biraz dolaştı. 12-C sınıfının önünde durunca sınıfın sessiz olduğunu fark etti. Sadece matematik öğretmeni olan Engin Bey'in sesi duyuluyordu. Yaser sınıfın sessiz olmasına karşın gülümsedi. Onlara şart koştuğu günden beri iyice uslu bir sınıf olmuşlardı. Artık eskisi gibi öğretmenler ona şikayet için gelmiyordu. Bu da Yaser de zafer kazanmış hissi yaratmıştı. Ne de olsa öğretmenlerin ve eski müdürlerin illallah ettiği sınıfı muma çevirmişti. Mütevazı davranmak zordu. Koridorda öylece dalıp gitmişken bir ses duydu.
''Müdürüm, bir sorun mu var?'' Ona seslenen kadına baktı. Müdür yardımcısı Aysel Hanım yanına ulaştı.
''Yok, sabahtandır dosya işleriyle uğraştım. Biraz dolanayım dedim.''
''Siz yokken benim de izin almam gereken bir durumum oldu. Biriken işler için kusuruma bakmayın.'' Kadın başını eğip konuşunca Yaser de kendini kötü hissetti.
''Zaruri bir durumunuz vardı. Yanlış hatırlamıyorsam dedeniz ve babaannenizle yaşıyordunuz.''
''Evet, dedem rahatsızlandı. Refakatçi olarak hastanede kalmam gerekiyordu.''
''Geçmiş olsun. Şimdi iyi mi?'' diye sordu. Kadın bu genç yaşında tüm hayatını dedesi ve babaannesine adamıştı.
''Çok şükür iyi şimdi, teşekkür ederim.''
Yaser bu okula ilk atandığı zaman Aysel Hanım ona çok yardımcı olmuştu. Galiba genç bir müdür olmasının yanında, bir de genç bir müdür yardımcısının olması ona yapılan bir kıyaktı. Aysel Hanım felsefe grubu öğretmeniydi. Henüz yirmi dokuz yaşında olmasına rağmen, kırk yıllık müdür yardımcılarına taş çıkarıyordu. Oldukça soğuk bir görünüşü olan bir öğretmendi. Yaser ondan daha despot bir yardımcısı olduğu için ilk zamanlar çok gergin hissediyordu. Neyseki şimdi aralarındaki müdür ve müdür yardımcısı ilişkisini düzeltmişlerdi. Teneffüs zili çalmadan koridorda daha fazla vakit harcamadan kendi odalarına ilerlediler. Yaser'in halletmesi gereken birkaç işi daha vardı. Onu da bitirip yarına hiçbir şey bırakmak istemiyordu. Bilgisayarından dosya açmadan önce Instagram hesabına girip Gülendam'ın profiline girdi. Karısının profiline günde bir kez bakmasa eksik hissediyordu. Gülendam'ın hesabında çok fazla fotoğraf yoktu. Uygulamayı aktif kullanmıyordu. Evlendikten sonra fotoğraflar atmaya başlamıştı. Düğün günü gelinliğiyle bir fotoğrafı vardı. O kadar güzeldi ki Yaser elini çenesinin altına koymuş kadının güzelliğine dalmıştı. Açıklamaya koyduğu evlilik tarihlerine bakıp gülümsedi. Daha sonra balayına gittikleri günden bir fotoğraf ve video vardı. Kaydırmalı gönderiye yana kaydırmadan ilk sırada Gülendam'ın fotoğrafı vardı. Başındaki mavi renk keşan mavi gözleriyle uyum içindeydi. Sarı ve kıvırcık saçlarıyla gerçekten gözünü alamayacağı kadar güzeldi. İkinci gönderiyi kaydırınca onun salıncaktaki videosu vardı. Bu videoyu kendisi kayda almıştı. Kadın salıncakta kollarını iki yana açmış bulutları kucaklıyordu. Videoyu baştan sona kaç kez izlediğini bilmiyordu. Gülendam'ı böyle mutlu görmek çok güzeldi. Bir sonraki gönderide ise horon tepen bir Yaser vardı. Yaser kendisini videoya alan kadını düşününce başını masaya gömdü. Bu kadın gerçekten çok tatlıydı. Sonunda başını kaldırıp silkelendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZLERİ VE ÖPÜCÜKLER
Romance❝Sen ve beni, birbirimizden başka kimse iyileştiremez. Çünkü biz yaralarımızı nereden öpeceğimizi biliyoruz.❞ Otuz üç yaşında basit bir terzi olan ama zorunluluktan bir fabrikada çalışan Gülendam, yaşadığı mahallede adı çoktan 'evde kalmış kız kurus...