Sabah uyandığımda midem feci şekilde bulanıyordu. Aynı şekilde başım da çok kötü şekilde ağrıyordu. Sanırım hasta olacaktım.
Yattığım kanepeden kalktım ve battaniyeyi üstümden attım. Hala tae nin gömleği üzerimdeydi.
Etrafıma baktığımda tae yoktu. Korksamda telaşa kapılmak istemedim. Dışarı çıkmıştır.
Gidip sobanın üzerinde ki kıyafetleri mi aldım. Ve mutfak tezgahının arkasına geçtim. Hemen tae nin gömleğini çıkartıp kendiminkileri giydim.
Biraz hava almak için kulübeden dışarı çıktım. Belki bu mide bulantısı geçerdi. Hava parçalı bulutluydu. Bulutlu havaları seviyordum.
Temiz hava iyi gelmişti. Etrafıma baktığım da tae yi gördüm bir elinde telefonu diğer elinde ise sigarası vardı. Üstü hala çıplaktı. Hiç mi üşümüyordu?
Ona bakarken oda arkasını döndü ve kulübeye doğru yürümeye başladı. Bende onu görmemiş gibi yapıp etrafı izlemeye başladım.
Yanımdan geçip kulübeye girdi. Sonra ise tekrar çıktı gömleğini giymişti.
"Gidiyoruz"
Diyip hızlı adımlarla yürümeye başlamıştı. Bende ona yetişmek in daha hızlı yürüyordum. Ona zar zor yetiştiğimde yanında yürümeye yürümeye çalıştım. Ama adımları çok hızlıydı.
"Gömlek için teşekkür ederim"
Dediğim de bir şey dememiş sadece kafasını sallamıştı. Cevap vermemesi beni üzsede sonuçta terslemedi. Bu da bir şey.
Orman yolunda ilerlerken etraftaki sesler dışında ikimizde derin bir sessizliğin içerisindeydik.
O sadece yola bakıyordu. Bir şeyler düşündüğü çok açıktı. Bende bir süre sonra kendi düşüncelerime daldım.
Tae nin bana o kadar acı vermesine rağmen ondan nefret etmemem çok büyük bir hataydı. Evet ondan elime geçen her fırsatta kaçıyordum. Onu ucunda kendi iyiliğim için yaralamam gerekirse bunu da yapardım.
Her gece ona karşı soğuk olacam diye kendimi uyarıyordum. Ama1a onunla olunca kendime verdiğim tüm sözler toz bulutu gibi hemen dağılıyordu.
Ve ben bunu engelleyemiyorum.
Onun yanındayken kendimi güçsüz gibi hissediyorum. Sanki ona karşılık verirsem sonum kötü olurmuş gibi, ki zaten oluyordu.Böyle ne yapacaktım bilmiyorum. Sonum nasıl olacak bilmiyordum ama bir şekilde yaşamaya çalışacaktım. Çünkü öğrenmem gereken çok şey vardı.
Yavaş yavaş asfalt yola yaklaşmıştık. Hemen önümüzde siyah bir araç vardı. Etrafında ise kimse gözükmüyordu. Arabanın kapısı açılınca içinden bir adam çıktı. Ellerini önünde birleştirdi ve kafasını eğdi.
Arabaya yaklaştığımızda adam hemen arka tarafım kapısını açtı. Tae kafası ile içeriyi gösterince içeri girdim. Cam tarafına geçip oturdum tae de içeri girip karşıma oturdu.
Adam kapıyı kapatıp ön tarafa geçti ve arabayı sürmeye başladı. Araba çalıştığında ön taraf ile arka tarafta ki yer kapandı.
Onunla karşı karşıya oturmak benş rahatsız etmişti. Göz teması kurmamaya çalıştım. Dışarıya baktığımda hafif yağmurun çiselediğini gördüm.
Bu aralarda yağmurlarda hiç dinmiyordu. Acaba ne zaman güneş açacaktı. Sahi ben neredeydim. Nerede olduğumu bile bilmiyordum.
Hala koredemiydik yoksa başka bir ülkede mi. Ki benim pasaportum yoktu diyecemde o her şekilde hallederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya KİM TAE
De TodoBu hayatta gerçek anlamda kimsesiz olan ve çok acı tramvalara maruz kalan yn ve onu intikam için kaçırılan kim tae. Merak ettiysen devamı kitapta...