Sabah uyandığımda başımda ki ağrı azda olsa geçmişti ve midemin bulantısı azalmıştı. Etrafıma baktığımda yine o üst katta ki odada olduğumu gördüm.
Yataktan yavaşça kalktım. Ve lavaboya gittim. Dün tae beni küvete koymuştu. Beni çıplak görmüştü!!
Yetti artık ama istediği zaman bana dokunamazdı. Bu benim vücudum du onun değil.
Hızla odadan çıktım aşağı kata indiğimde elinde kahve bardağı işe oturduğunu gördüm. Hızla gidip elindeki tableti çektim ve masanın üzerine bıraktım.
Bir dakika ben ne yapmıştım. İşte şimdi sıçtım denilebilirdi. Hayır yani bunu yakmak zorundamıydın yn, düzgünce konuşabilirdin. Herneyse olan olmuştu. Kollarımı önümde bağladım ve üstten ona bakmaya başladım.
O ise kahvesini yavaşça tezgaha koydu ve tek kaşını kaldırarak bana baktı.
"Canına mı susadın?"
Dedi. Onu duymamazlıktan geldim.
"Hangi hakla bana dokunabiliyorsun. Dün benim kıyafetlerimi çıkarıp küvete koydum. Yapma dememe rağmen!!"
Yavaşça ayağa kalktı ben bir adım geri gittim. Artık ben değil o üstten bana bakıyordu. Birbirine bağladım kollarım açıldı ve aşağıya saldım.
Artık az önceki cesaretimden eser yoktu.
"Karım değil misin?"
"Senin karın olmam bana dokunabileceğin anlamına gelmiyor"
"Ha yani karım olduğunu kabul ediyorsun"
"Ben öyle bir şey demedim bi kere"
Evet şuan çok kötü bir şekilde rezil olmuştum ve hala devam ediyorum.
Tek kaşını kaldırarak bana bakıyordu. Kızardığımı hissediyordum.
"Her neyse bir daha bana dokunma."
Dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Ama o beni belimden tutup duvara yasladı. Aramızda birkaç karışlık mesafe vardı.
"Dokunursam ne olur?"
Dedi ve daha fazla üzerime geldi. Onu itmiyordum. Hiç bir şekilde cevap bile veremiyordum. Donup kalmıştım. Kalbimde hızlanıyordu.
"Hem sonuçta senin hayatını kurtardın bana teşekkür etmen gerekmiyor mu. Ne bu sitem?"
Dediği ile iyice sinirlendim.
"Niye teşekkür edeceğim ki zaten bana yaptıklarınla o borcunu kapatıyorsun"
Dediğimde bu sefer susma sırası ona gelmişti. Bir iki dakika sadece gözlerimizin içine baktık. Ve ben gülümsememek için zor duruyordum.
En sonunda aramıza bir kaç adım koydu.
"Beni dinlersen bir şey olmaz"
Dedi ve koltuğa geri oturdu. Bende odama gideceğim sıra bana seslendi.
"Gel buraya"
Dediğinde gidip karşısına oturdum.
"Seni bir planım da kullanacağım."
"Ne planı?"
"Sadece beni dinle"
"Başlamadan önce sadece bir soru sormak istiyorum. Bu işin sonunda bana bir şey olacak mı?"
Sustu. Bu evet demek oluyordu galiba.
"Bilmiyorum. Gelmemesi için elimden geleni yaparım hem sana tek zarar verecek kişi ben olacağım."
Dediğinde gözlerimi devirdi. Bu sahiplenmesi yokmu öldürüyordu beni.
"Şimdi benim bir düşman var ismi felix ( fotosunu gösterdi) bizi ormanda kovalayanlar ise onun adamlarıydı. Ormanda benden çok seni almak istiyorlardı. Çünkü senin o baban felix'e de zamanında acı çektirmiş. O yüzden o da senden intikam almak istiyor. Ben ona bir antlaşma sunacağım seni ona verecem. Senin karşılığında ondan bir şey isteyeceğim."
"Ne isteyeceksin"
Benş ne uğruna ona vereceğini merak ediyordum.
"Sözümü kesme ve bu seni ilgilendirmez"
Demişti.
"Eğer söylemezsen bende bh plana dahil olmam herşeyi ona söylerim"
Dediğimde bana şaşırarak bakmıştı. Çünkü düşmanı ile bir olacağımı düşünmemişti.
"Öyle olsun. Senin karşılığında ondan bir bellek alacağım o, belleğin içinde ne olduğunu bilmiyor ama ben biliyorum. Bu bellek ile onun işini sonsuza kadar bitireceğim."
"Peki belleği aldıktan sonra ben onda mı kalacağım."
"Niye hoşuna gitmedi mi sonuçta benden kurtulmak istiyordun."
"Evet senden kurtulmak istiyorum ama..."
Tek kaşını kaldırıp bana baktı. Söylediklerim hoşuna gidiyor olacak ki gülümsüyordu.
"Ama ne?"
"Onun yanında olmakta istemiyorum. Burada kalırım daha iyi. Yada sen beni sal artık."
"Senş asla salmam bu bir. İkincisi beni ona tercih etmen gururumu okşadı."
Dediğinde gözlerimi devirdim.
"Plan bu kadar sen sadece bana ayak uydur ve sesini çıkarma. Herşey yarın akşam olacak. O yüzden şimdi odana git."
Dediğinde kalkıp odama gittim. Bu planı kabul etmemin en büyük nedeni artık sonsuza denk ondan kurtulacak olmamdı.
Hayır felix de kalmayacaktım. Hepsinin işini ben bitireceğim. Çantamda ki belgeleri çıkardım. Bunları evde tekken almıştım.
Tae evde yokken evi gezmiş ve bir çekmecede bu belgeleri bulmuştum. Tae uyuşturucu veya silah kaçakçılığı gibi işleri yoktu.
Ama belgelerde öldürdüğü insanların fotoğrafları vardı. Bir kaçında ise birini öldürürken ki fotoğrafı vardı.
Bunları neden yakıp yok etmemişti bilmiyordum. Elime geçmişti işte. Onun planı bittikten sonra benim ki başlayacaktı. Felix den kaçıp karakola gidecektim.
Zaten tae bir suçluyu bu biliniyordu. Hatta tae şehirde bile rahat rahat dolaşıyordu çünkü işlerini temiz hallediyordu.
Ama polisler elinde bir kanıt olmadığı için onu hapse atamıyorlardı. O kanıtlar ise bendeydi. Onun sonu olacaktım. Sadece onun da değil arkadaşlarının da sonu olacaktım.
Çünkü tae yakalandığı an oklar arkadaşlarına dönecekti.
Beni hafife almamalıydı.
Bu bölüm kısa oldu biliyorum ama diğer bölüm uzun olacak hatta onu da 2 bölüm yapabilirim. Diğer bölümde işler karışacak yeni bir karakter de girecek. Hatta şimdi o bölümleride yazıp hemen atmak istiyorum
<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya KİM TAE
De TodoBu hayatta gerçek anlamda kimsesiz olan ve çok acı tramvalara maruz kalan yn ve onu intikam için kaçırılan kim tae. Merak ettiysen devamı kitapta...