Multi; Hayat'ımız... Ve onun o yenilesi bir bornozu. Sevgilerimle! :)
"Kerem, Hayat'ı versene emzireceğim," dediğimde Kerem, Hayat'ı hiç kucağından indirmek istemeyen bir ifadeye büründü.
"Birazcık daha seveyim," dedi bir çocuk gibi mızmızlanarak. Gülerek Hayat'a bakmaya başladım. Minik ellerini babasına uzatmış, ve onun gözlerini parmaklamaya başladı.
"Kızım, ne yapıyorsun sen," dedi Kerem gülmeye başlayarak.
Hayat, babasının kahkaha atmaya başlamasıyla birlikte gülmeye başladığında bundan daha güzel manzara olabilir mi diye düşünmeye çoktan başlamıştım.
"Aaaa," diye ağzından sesler çıkaran Hayat'ın yanına çoktan yaklaşmış ve onun o minicik dudaklarına ufak bir öpücük kondurmuştum.
"Kıskanıyorum ama," diye alınganlık gösterek Kerem'e, güldükten sonra dudaklarına ateşli bir öpücük kondurdum.
Hayat birden ağlamaya başladığında, "Hayat acıktı, sevgilim. Ver de emzireyim artık," dedim. Kerem, Hayat'ın ağlamasına dayanamayarak bana doğru uzattı.
Üzerimdeki tişörtü sıyırarak, sutyenimin içinden sağ göğsümü dışarı çıkartarak Hayat'ın ağzına doğru uzattım. Hayat, göğsümün ucunu ufacık ağzına alarak 'cok cok' sesleri ile birlikte oldukça iştahlı bir şekilde emerken, ben de onu büyük bir ilgiyle izliyordum.
"Güzelim, göz hakkı diye bir şey var. Azıcık ben de diğer tarafa geçebilir miyim?" Kerem'e ters bir bakış attım.
"Bu süt sadece Hayat'ın hayatım... Şansına küs," dedim Kerem'e doğru. Hayat, hâlâ 'cok cok' emmeye devam ederken, gözlerini de kocaman bir şekilde açık duruyordu.
"Haksızlık bu ama," dedi Kerem, yalandan sitemkâr bir tonda.
"Kızım, görüyor musun babanı? Senin sütünde gözü var," Hayat, sanki dediğimi anlıyormuş gibi o yumuşacık ve tombul elini emdiği göğsüme yerleştirerek, babasının daha da somurtmasını sağladı.
"Aslında hatun... Hayat'ımın sütünde değil de senin göğsünde gözüm var desek daha doğru bir cümle olur."
Hayat'ın yavaş yavaş gözleri kapanmaya başlayınca, "Kerem, şu arsız sözlerini söylemeyi lütfen bırakır mısın? Kızımızın ilk kelimesinin 'göğüs' olmasını istemiyorum." Kerem, güldü.
"İlk kelimesinin o olduğunu düşünsene, hayal bile edemiyorum ya,"
"Allah korusun," diyerek hafif eğilerek ve Hayat'a dikkat ederek, elimi masaya vurdum.
Hayat emmeye devam ederken, eliyle de sıkıca göğsümü kavramıştı. Gözleri kapanıktı ama uyumuyordu.
"Her gece kulağına 'anne' diye fısıldamazsan sevineceğim Zeynep. Kızımın ilk dediği şey 'baba' olacak."
Dudaklarım alayla yukarı doğru kıvrılırken, Hayat da ağzını göğsümden çekmiş yarı açık ağzıyla uykuya dalmıştı.
"Rüyanda görürsün," dedim, üzerimi düzelttikten sonra. Çok ağır bir şekilde, yavaşça yerimden kalkıp Hayat'ın odasına doğru ilerledim. Hayat'ı yatağına yatırıp, üzerini örttükten sonra salona tekrardan gittim.
Kerem hâlâ aynı yerdeydi.
"Hatun gel şöyle yamacıma..." diyen Kerem'e gülerek yanına gittim. Kerem, beni kollarının arasına alıp saçlarıma öpücükler kondurmaya başladı.
"Hayat da uyumuşken, senin lohusa dönemin de yeni yeni bitmişken... Gel seninle şu özlemimizi tazeleyelim."
Bedenim alev alarak kavrulurken onu ne kadar özlediğime ben de farkına vardım. "Ne kadar özledin?" diye sordum, şehvet dolu sesimle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFESİM
Romanceİlk görüşte aşk'a inanır mısınız? Kerem ve Zeynep birbirlerine ilk gördükleri andan itibaren birbirlerinden başka hiçbirşey düşünemez oldular. Her saat,her dakika,her saniye,her salise.. İkiside birbirlerinin Nefesi oldular Peki bu aşk hikayesinde Z...