Başlıktan aslında her şeyi anladınız ^^ Ay, heyecanlandım :D Bizim Zeynep hamile mi olmuş, şimdi? Bölüm de Mert'li sahneler çok :)) Neyse, bugün bir nisan. Aslında ülkemizde yaşanan o olaylardan dolayı çok ama çok üzgünüz. Dilim lâl, kelimeler anlamını yitirir bu durumda... Allah rahmet eylesin, diyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum.
Finale adım adım...
Keyifli okumalar diliyorum.
"Amca, ben bir şeye karar verdim." Bakışlarımı yakışıklı - ultra yakışıklı- kocamdan çekip, Mert'e bakmaya başladım.
"Ne karar verdin, velet?" diye bıkkınca nefesini dışarı verdi. Sabahın erken saatlerinde Koray Abiler, Mert'i bize bırakmışlardı.
Koray Abi ve Derin Abla iki günlüğüne tatile çıkmışlar ve Mert'e bakmamız için rica da bulunmuşlardı. Kerem tabii bu duruma karşı çıkarken ben kabul etmiştim. Sonuçta yabancı değildi... Mert'ti. Bizim veledimiz.
"Mira'yı kaçıracağım." dedi, kesin bir dilde.
Anlamaz gözlerle ona bakmaya başladı. "Kaçıracağım derken Mertciğim?" diye sordum.
Mert, burnunu dikleştirerek, "Artık evlenmemizin vakti geldi. Madem babası vermiyor kızını ben de onu kaçırırım." dedi.
Mert'in konuşurken, bazı harfleri çıkartamaması, harfleri yuvarlayarak konuşması onu çok sevimli kılıyordu. Ve kendinden büyük hâli yok muydu... İşte o çok tatlıydı.
Ama şimdi dediklerin de o kadar ciddiydi ki karşında evlilik çağına gelmiş bir adam var zannederdiniz. Ama o sadece beş yaşında bir çocuktu. Ama yaşına göre fazlası ile bilmiş artı hareketleri de yaşına göre çok büyüktü.
"Babası vermedi, derken neyden kastediyorsun velet? Sen gidip babasıyla mı konuştun?" diye sordu, tüm ilgi odağını Mert'in üzerine çekerek.
"Tabii ki de. Mira'yı bizim kreşten almaya gelirken, karşıma alıp konuştum. Mira'yı ne kadar sevdiğimi söyledim."
"Ee, peki babası ne dedi?" dedim, ciddi bir şekilde.
Mert sırıtarak, "Bana yakışıklı herif dedi." dedi.
"O niye lan? Çocuk gelmiş kızını sevdiğini söylüyor, sen çocuğa yakışıklı olduğunu söylüyorsun... Ne değişik adamlar var." dedi, Kerem.
"Aslında tam olarak bana yakışıklı demedi. Yani dediği kelimenin adı, yakışıklı demek ya ben oradan anladım." dedi, iki elini yanağına yerleştirip derin derin düşünür bir hâl aldı.
"Tam olarak ne dedi?" diye sordum, merak dolu sesimle.
"Sik herif." Gözlerim anında irileşirken, Mert'e öylece bakakaldım. Peki, Kerem ne yaptı? O eriyip bittiğim kahkasını bir attı, pir attı.
Kerem'in kahkahası odayı doldururken, Mert onun bu hâline anlam vermeyerek bakıyordu.
"Velet..." dedi, Kerem kahkahalarının ardından. "Bence sen o adamdan uzak dur. Bir dahaki yanına gidişinde, anan babandan girer doğmamış torunlarına kadar söver."
Mert hâlâ anlamamıştı. Ben konuyu çok iyi anlamış ve Kerem'e öldürücü bakışlar atmakla meşguldüm.
"Ne diyorsun amca?" dedi. Kerem'in hâline kınayan gözlerle bakıyordu. "Biz burada aşk acısı çekiyoruz. Sen kahkaha at, dur." dedi, iç çekerek.
Mert'in efkârlı hâli ben de gülme isteği yaratırken, bu isteğimi gerçekleştirmemiştim. O da bir insandı ve duyguları gerçek olabilirdi. Ne kadar kulağa garip gelsede.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFESİM
عاطفيةİlk görüşte aşk'a inanır mısınız? Kerem ve Zeynep birbirlerine ilk gördükleri andan itibaren birbirlerinden başka hiçbirşey düşünemez oldular. Her saat,her dakika,her saniye,her salise.. İkiside birbirlerinin Nefesi oldular Peki bu aşk hikayesinde Z...