1. Korkularımın nedenine inememek

137 4 1
                                    

Bugün başka bir psikologdan daha çıktım. Yine yardımcı olamadılar. Tamam okumuşlar, etmişler, emek vermişler. Bu işi biliyorlar amma velakin, benim derdimin dermanı onlarda değil belli ki. Beni nasıl düzeltecekler Allah aşkına!

Aaa pardon! Size kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Şimal. 27 yaşındayım. Pek de tanımadığım bir kertmem var, beşik kertmem Tarık... Dedelerimiz bu şekilde karar vermiş. Tarıklar eskiden zenginmiş ama işleri bir yerde ters gidince, Tarık'ın dedesinin aklına yıllar önce bizi kerttikleri geliyor. Böylece şirketlerinin durumunu da düzeltebilirler belki de. Bir nevi şirket evliliği diyelim bizimkine. Benim evliliğim dedemin verdiği sözle alakalı ama Tarık'ın olayı şirketini kurtarmak... Dedem de farkında bunun ama sözünü tutmak istiyor. Hala sözüne sadık insanların olması şaşırtıcı! Bunun ucunun bana dokunması ise, daha bir şaşırtıcı!

Bugüne kadar sevgilim olmadı. Erkeklere karşı hep içine kapanık bir kızdım. Çirkin değildim ama nedenini anlayamadığım bir şekilde onları hep kendimden uzaklaştırdım. Yıllar sonra, Tarık'ın dedesi benim dedeme verdiği sözü hatırlatınca evlilik mevzusu açıldı. Uzun süre bu mevzudan kaçınmaya çalıştım ama nafile. İki dede de inatçı. Laf aramızda dedemin başka torunu yok tek varisi benim. Bu şirket evliliği yapılmak zorunda. Mecburum!

Neyse işte, yaklaşık bir senedir bu mevzu konuşulunca madem bundan kaçış yok dedim öyleyse alışacağım bu evlilik meselesine. Kendimi psikologlara attım. Beni evliliğe hazırlasın, erkeklerden nefret etmeyeyim istedim. Nafile!

Telefonum çalıyor. Eyvah dedem! Bu sefer de mi olmadı diyecek kesin. Ne diyeceğim?

"Alo dedeciğim."

"Kızım oldu mu?"

"Dede. Şey... Olmadı bu sefer de."

"Bak ben anlamam Tarık ile evleneceksin. Sen benim tek torunumsun. Erkek torunum da yok. Bu serveti kime bırakacağım? Bu gidişle senin çocuğunu göremeden öleceğim!"

"Dede böyle yapma ama!"

Dıt dıt dıt

"Dede!"

Off kapattı. Ne yapacağım ülkedeki psikologların yarısına gittim. Psikiyatristler de çare olamıyor. Nörologlara falan mı gitsem? Aslında psikiyatristler de çare olabilirdi ama nedenini bulabilselerdi!

Beni evlilikten korkutacak bir sebep de yok ki. Kötü bir evlilik görmedim hiç! Daha doğrusu hiç evlilik görmedim. Dedem, babaannem erken yaşta vefat ettiği için ben doğmadan dul kalmış. Annemle babamı zaten tanımadım hiç.

Neyse işte şirkete gidip genç yaşta yerleştiğim pazarlama müdürü koltuğuma oturdum. Evet şirket benim. Ne yapayım genç yaşta müdür olduysam azıcık torpilim olsun! Beni dedem büyüttü. Şirketten de vazgeçemediği için okuldan sonra hep şirkete gelirdim. Daha küçük yaşlarımdayken şirketin işlerini yapıyordum. İşin mutfağını daha küçükken öğrendim diyebilirim. Genç yaşta müdür olduğuma bakmayın. Şirketin varisi olmak beni torpilli yapsa da, bu koltuğu hakedecek kadar şey biliyorum. Tecrübem var!

Ben asansörden çıkınca yine her zamanki gibi asistanım oturduğu yerden karşılar beni. Elimdeki çantayı alır ve masama koyar. Sonra telefonundan mutfağı tuşlayarak benim için bir kahve ister. O odadan çıkınca, yerine müdür yardımcım gelir. Müdür yardımcım da Ayşim. Üniversiteden sınıf arkadaşım. Aslında özel bir üniversitede okudum. Ayşim ise bursluydu. 6 senedir şirkette birlikte çalışıyoruz. Ben müdür olunca yardımcım olarak onu tayin ettim. Allah var. Bana her konuda destek oluyor canım arkadaşım. Her günüm böyle geçer anlayacağınız...

Odama geçmek için odamın kapısını açarken Ayşim geldi yanıma ve yine o neşeli sesiyle;

"Karadeniz'de gemilerin batmış anlaşılan."

Reenkarnasyon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin