Sinir bozucu komiser

31 3 0
                                    

Gelen Atakan'dı. Komutan Richard. Onu görünce istemsizce gülümsedim. Yerimden doğrulmak istedim.

"Kuzum dur daha yeni iyileştin."

"Hasta mısın? O yüzden mi mesajlarımıza dönmedin?"

Atakan'ı görünce bu sefer farklı hissettim sanırım. Celine'nin hayatı beni etkilemişti. En çok da komutan etkilemişti. Zaten hoşlanıyordum bu adamdan, Richard'dan sonra tam oldu. Eminim artık bu adam benim kaderim!

"Şimal hastalık seni fena vurmuş, konuşmayı unuttun sanırım."

"Daha yeni uyandı iki gündür hasta, üşütmüş biraz. Bu arada ben Ayşim. Şimal'in arkadaşıyım."

"Ben de Atakan."

"Şimal'in sizin gibi bir arkadaşı olduğunu bilmiyordum."

Fazla sessiz kalmıştım. Ne oluyor bana?

"Atakan hastayım kusura bakma. Şimdi kendime geldim." diyerek elime telefonu aldım. "Oo Asım Abi'yle ikiniz beni epey aramışsınız." gözlerimi faltaşı gibi açarak Atakan'a baktım. Beni araması beni merak etmesi, beni heyecanlandırdı galiba. Galip beni birkaç kez aramış son mesajında da, beni tehdit etmişti.

Galip: Nerdesin Şimal? Beni çıldırtma. İki gün oldu iki gün! Elim kolum geniştir benim, seni anında bulurum. Bulunca da iyi şeyler olmaz. Hemen ara beni!

Mesajı anında Atakan'a gönderdim. Ayşim'in yanında Galiple olanlardan bahsedemezdim. Galip'i tanısa da, bu tarz işlerin içinde olmam onu korkuturdu.

Atakan: Şimal, şimdilik arama. Biz bi düşünelim.

"Kuzum işe gitmem lazım. Atakan sen burada mısın daha?"

"Canım Atakan ile biraz işim var. Akşama görüşürüz yine."

Konuşmak için Ayşim'in gitmesini bekledim.

"Atakan ne yapacağım ben? Bu adam benim başıma dert olursa?"

"Şimal onu, adamı öpmeden düşünecektin? Hem de şapur şupur!"

Sinirle yataktan kalkıp odadaki banyoya girip yüzümü yıkarken;

"Atakan, babana soylemedin değil mi?"

"Söylemedim tabiki. Yeteri kadar rezil oldun zaten!"

Yüzümü havluya silip "Ondan kurtulmaya çalışıyordum. Ne yapabilirim?"

Banyoya kadar gelip kolumu tuttu. "Gitmeyebilirsin mesela."

Kolunu çekiştirerek ondan kurtuldum. "Atakan eğer gitmezsem anlayacak biliyorsun."

Bu sefer kapı eşiğine kolunu koyarak beni kapı eşiği ile kendi arasına sıkıştırdı. Bana çok yakın, Celine'nin ölümündeki gibi... Allah'ım niye yeni uyandım? Saçım başım dağınık. Üstüm başım ter içinde. Atakan ya beni öperse? Öper mi gerçekten? Dişlerimi de fırçalamadım.

"Ben seni korurum."

Ayy geliyor galiba öpücük. Hayır dişlerim... Bir dakika korurum mu dedi?

Kolunun altından geçip odaya doğru gittim. Şuan yanaklarım kıpkırmızı yanıyor. Kesin!

Bi dakika ya! Yoksa Galiple öpüştük diye beni herkesle öpüşebilecek bır kız mı sanıyor?

Sinirle arkamı döndüm. Dönüp de bir adım attığımda, ona çarptım. Salak mıyım neyim ben ya? Belli değil mi tam arkamdaydı. Salak gibi ona çarptım. Aramızda 20-25 santim boy farkı vardı. Evde olduğumdan dolayı ayağımda topuklu ayakkabı da yok. Boy farkını azaltamıyordum. Ona çarpınca yüzüm gömleğinin açıkta kalan bağrına gömüldü. Şaşkınlıkla İki üç saniye orada beklesem de, şaşkınlığım geçince bir adım geri çekildim.

Reenkarnasyon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin