"Gel kızım, demek bana onu sevdiğini söylemekten utandın? Ah güzel kızım sen benim tek torunumsun. Herşeyim senin. Madem siz birbirinizi seviyorsunuz, ben de seni bu genç adamla evlendireceğim."
"Nee?"
Galip koltuktan kalkarak yanıma gelip elimi tuttu.
"Sevgilim, dedene seni nasıl sevdiğimi anlatmak zorunda kaldım. Seni zor durumda bıraktığımı biliyorum."
Elinde tuttuğu elimi öperek, "Deden bana söz verdi. Birkaç gün sonra nişanımız var. Sana yüzük takacağım. Nihayet namusum olma yolundaki o ilk adımı atacağız." diyerek alnımı öptü.
Galip'in elini bıraktım dedemin yanına oturdum. "Dede peki ya Tarık? Tarık ne olacak?"
Galip o anda bizim fısıltılı konuşmamızı duymuş. Tarık kim derecesine kaşlarını kaldırmıştı.
"Ben ona uygun bir dille anlatırım. Zaten onların amacı yeni kuracakları şirketi finanse etmemdi. Bu işi öyle çözerim. Ortak olurum onlara."
"Ben gideyim müstakbel nişanlım. Daha çok işim var, malum birkaç gün sonra nişan var."
"Ben seni geçireyim."
Kapıya kadar gittik. "Galip neden bana sormadan buraya geldin?"
"Ne yapayım Şimal? Sen telefonlarına bakmıyorsun baksan da beni geçiştiriyorsun. Seni seviyorum. Hem her kız benimle evlenmek ister. Sen istemiyor musun yoksa?"
"Galip saçmalama konu bu mu? Bu çok emrivaki oldu. Sadece hazır değilim."
"Hazırlansan iyi edersin. Deden uzatmamızı istemiyor. Önce nişan, bir ay sonra da düğün dedi." Bana iyice yaklaşıp beni duvar ile kendi arasına aldı. Duvara sırtımı iyice verdiğimde, kaçacak yerimin olmadığını anladım. Galip kulağıma nefesini vererek "Üstelik hemen de torun istiyor."
Pisliğe baksen! "Galip git. İşim var hem de çok." diyerek kendimi tutarak yanlış birşey söylemedim. O ise dudağıma yaklaşarak dudağıma bir öpücük kondurdu ve sonra kapıdan çıkarak arabasına bindi.
Bu pislikten nasıl kurtulacağım ben ya! Ben kim, bu işlerle uğraşmak kim?
Dedeme veda ettikten sonra arabayı sahile sürdüm. Kafam iyice karışmıştı. Ya o mafyayla gerçekten evlenmek zorunda kalırsam diye içim içimi yiyordu. İçimdeki sıkıntı gitmek bilmiyordu. Ay ışığının aydınlattığı yağlı boya tablosunu andıran deniz, biraz da olsa iyi gelmişti.
Yanıma aniden bir kadın geldi. Bir dakika kadın da kim? Gece gece...
"Asral..."
Yüzüne baktım. Kimse benim Asral olduğumu bilmiyordu. Korkmaya da başladım.
"Biliyorum Asral olduğunu. Herşey onunla başladı."
Hala mal mal bakıyordum. "Ne? Ne istiyorsun benden?"
"Herşeyi hatırlamanı... Senin ilacın, hocalar yada hacılar değil. Senin ilacın yaşamlarında saklı. Zaten sona geldin. Her insan 7 kere yaşar, 7 kere sınava tutulur. Çoğu insan hatırlamasa da dnaları hatırlar. Dnalar ise, ona göre davranır. Beynin önceki hayatlarını unutmamıştı sadece anılarını uyutmuştu. Herkes gibi ama vücudun hatırlıyordu hatta korkuyordu ama bak, önceki yaşamlarındaki her yeteneğini hatırladıkça vücudun da sanki hiç kaybetmemişsin gibi onları hatırlamaya devam etti. Savaşmak gibi, yabancı diller gibi yada erkekleri yönetme becerilerin gibi. Toplamda 7 günah ile sınandın. Bu senin son hayatın bu hayatında mutlu olmak ise sana kalmış. Bu hayatına kadar karmaların devam etse de bu hayatında son bulacak artık. Karmalarını temizlemeye hazır mısın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reenkarnasyon
SpiritualBazı ruhlar özel ruhlardır. 7 günah ile sınanıp her seferinde farklı hayat yaşarlar. Şimal'in Asral olarak Göbekli Tepe'de başlayan hayatı; Julia, Celine, Elay, Jülide ve Okşan olarak devam etmiştir. Son hayatında ise Şimal olarak ya ödülünü alacak...