5. Şimal'in Merakı

55 4 0
                                    

Birden uyandım. Ah! Neyse ki rüyaymış. Uyandığımda ellerim boğazımdaydı. Sanırım uykumda kurtulmaya çalıştım.

Nasıl böyle birşey olabilir? Acısını bile hatırlıyorum, çok gerçekçi hissettim. Sanırım artık kafayı yedim. Sonra çok gerçekçi göründüğüm aklıma geldi. Yoksa sahiden geçmişe mi gitmiştim?

İnternetten bakayım Okşan diye arattım. Çıkmıyor. Belki de kendi kendime kurduğum birşeydir. Bazı arşivlerde olur. Beyazıt'ta bulunan kütüphanede arşiv vardı.

Soluk bile almadan kütüphanenin gazete arşivi bölümüne gittim. 11 Eylül 1980'den itibaren her günü araştırdım. Ertesi günü zina haberi yapılmış. Gerçekten de Belediye Başkanının ve benim otel odasında polisleri gördüğümüz andaki çekilen fotoğrafımızı koymuşlar. Anlaşılan bu rüya değil peki öyleyse ne? Geçmişe mi gittim yoksa?

Arşivde öldüğüm günün haberini bir türlü bulamadım. Sonunda 1 ay sonrasının ufak bir köşesinde haberi buldum.

İsminin Okşan olduğu öğrenilen hayat kadını tecavüze uğradıktan sonra boğularak öldürüldü ve cesedi çıplak şekilde ormana atıldı. Cesedin bir ay öncesine ait olduğu düşünülüyor.

Birden hafızam boşaldı sanki elim ayağım titredi. Ölmüşüm, yani o kadın ölmüş. O ben miydim. Tıpkı bana benziyordu. O adamlar da kimdi? Onları tanımıyorum bile!

Birkaç sokak öteye park ettiğim arabama binmek için arabama yaklaştım. Yalnız, arabamın kapısının önünde iki adam var. "Ayy yok inanmıyorum. Bunlar benim arabama mı vurmuşlar?"

Arabama yaklaştım ve arabamın başında konuşan iki adama bakmaya başladım. Tanıdık da gelmişti o mavi gözler...

"Bu aracın sahibi siz misiniz?"

"E-evet benim. Arabama mı çarptınız?" dedikten sonra onun cinci hoca olayındaki komiser olduğunu hatırladım. Yanındaki de, 'memur değil komiser' diyen çaylaktı. Şimdi elime düştünüz! İçimden pek de keyiflendim aslında.

"Hanımefendi siz de öyle bir park etmişsiniz ki, aracı çıkarırken azıcık sürtmek zorunda kaldık."

"Beyefendi ben 10 senedir araba sürüyorum aktif olarak, daha hiç kazam bile olmadı. Trafik cezası bile almadım."

"O işler deneyime bakacaksa biz de gün boyu İstanbul sokaklarında direksiyon sallıyoruz, hem biz de her gün kaza yapmıyoruz."

"Bu böyle olmayacak beyefendi. Polis çağırıyorum ben!" Elime telefonu alarak tuşlarmış gibi yaptım. Bu cesareti nereden alıyorum acaba? Komiserden geçenki olayın acısını çok fena çıkarasım geliyordu. Eskiden olsa erkek olduğu için pek konuşmazdım ama iyileştim belki de. Yoksa içime Okşan mı kaçtı? Ruhumu esir mi aldı?

Komiser durmam için elimdeki telefona dokundu. Beni sakinleştirmekti amacı. O arada yanındaki polis biriyle telefonda konuşup komisere; "Abi karım doğumhanedeymiş gitmem lazım. Buralar sende!"

"Tamam aslanım. Hadi git sen. Ben de burayı halledip geliyorum."

Polis arabayı alıp gitti.

"N'oluyor polis çağıracaktım. Fotoğraf çekecektim daha? A-aaa araba gidiyor. Heey kime diyorum?"

"Hanımefendi bakın ben polisim zaten. Bu konuyu uzatmasak tutanağa filan gerek yok. O işler bizde uzun oluyor. Sarpa sarıyor. Ben hasarınızı halletsem?"

"Polis misiniz gerçekten?"

"Evet gerçekten."

Cebini yoklar gibi oldu ama; "Hay Allah ya, kimliğimle cüzdanım arabada kaldı. Şansın böylesi..."

"Tamam sorun yok inandım. Şöyle yapalım. sanırım hastaneye gitmeniz gerekiyor. Ben sizi gideceğiniz yere bırakayım."

"Zahmet olmazsa?"

"Olmaz olmaz. Türk polisine bu kadarını yapalım bari."

Arabada ona sorular sorsam da, pek konuşkan biri değil komiser. Hastaneye çabuk gelmiştik. Yakındı zaten. İnerken, "Numaranızı yazın yani zararı konuşmak için."

O da mahçubiyetle numarasını yazıp uzattığım telefonu geri verdi. Adını Atakan olarak kaydetmişti.

Arabadan indi, camı indirdim ve ona "Görüşürüz Atakan Komiser." dedim. Birşey diyecek gibi oldu ama ben gaza basmıştım bile. Yani bana polis olduğunu söylemişti ama komiser olduğunu söylememişti. Belki de tahmin etmeme şaşırdı. Adamı ikinci görüşüm ama nasıl onunla flört edebildiğimizi sorguluyordum. Hatta, onunla konuşurken Okşan'ın bedenindeyken yaşadığım tecavüzü, işkenceyi dahi bir süreliğine unutmuştum. Düzeldim sanırım ollley be!

Eve gidip internette araştırmaya başladım. Bu şekilde gerçekçi rüya gören epey kişi var. Dejavuyu da ekleyince bunun reenkarnasyon olduğu konusunda karar kıldım. Rüyamda reenkarnasyonumu mu görmüştüm yoksa? Şayet böyleyse taşlar yerine oturuyordu. Hem bu hayat, benim neden erkeklerden korktuğumu açıklıyordu.

Forumlarda dolaştım. Yaşadıklarımı yazdım. Gelen cevap şöyleydi.

Önceki yaşamlarından birini gördün. Biraz daha deneyim kazanarak belki daha çok bilgiye sahip olabilirsin. Kendinizi iyileştirme zamanı. Belki de şifan önceki hayatlarındadır.

Peki neydi beni tetikleyen öylece mi görmüştüm yani? Nedensiz? Gözüme leptoptaki usb takıldı. Ben bunu çalmıştım dün gece. İçindeki müzik durmuş, sabah hiç farketmedim. Yoksa bunun içindeki müzik miydi beni tetikleyen?

O müziği tekrar çalmaya korkuyordum. Gerçeklerle yüzleşme gücünü bulamadım.  Birkaç gün daha ertelemeye karar verdim.

Aradan geçen 10 günde önceki hayatımı unutmaya çalışıyordum. Yaşadığım deneyim hala hem gerçek hem değil gibi geliyordu. Şimdi bir psikologa gidip böyle bir hikaye olmuş gibi anlatsam ne olur ki, hayır olmadı bile... N'apsam? Her gece gözlerimi kapattığımda o adamların pis ellerini vücuduma dokunmalarından tiksinerek uyudum. Okşan'ın anılarını hatırlıyorum. Bazı adamların benimle sadece sohbet etmesi, bazılarının ise hoyratça sevişmesi... Akıl alır gibi değil! Okşan yeterince para da kazanmıştı. Bu iş ona yeterince kazandırmıştı fakat çeteden dolayı kaçamıyordu.

*******

Bir ay sonra,

Bir süre sonra, Okşan'ın hayatı daha da çok ilgimi çekmeye başladı. Okşan, merakımı acıktırıyordu. O açlık korkumu dahi bastırıyordu.

Bu merak beni bir ay sonra içine çekti ve usb'yi tekrar çalıştırmama neden oldu. Okşan neden öyleydi, kimlerle ne yaşarken, ne hissetmişti? Neden bir çetenin elinden kaçmıyordu?

Usb'yi sakladığım çekmeceden aldım ve tabletime taktım. Müziği duyduğumda uykumun geldiğini farkettim. Yatağa uzanıp gözlerimi kapattım.

Gözlerimi açtığımda, kendimi tanıdık gelen bir yerde buldum. Burası Göbekli Tepe! Tarihin sıfır noktası, inanamıyorum.

Reenkarnasyon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin