05.05.2024
Yirmi dokuzuncu bölüme hoş geldiniz.
Keyifli okumalar:)Bölüm şarkısı:
4 yüz- Kız kıza
🎀“Konser Teklifi”
13 Kasım 2023
İstanbul, TürkiyeKoskoca masada sadece kaşık, çatal sesleri vardı. Aynı yıllardır olduğu gibi. Ama daha farklı.
Bu sefer yine uzun bir masadaydım, o eski masada iki kişiydik. Bir o vardı bir ben. Şimdiyse bu masada 9 kişiydik. Bir aile gibi oturmuş masaya yemek yiyorduk.
Okuldan geleli bir saat olmuştu, Cihan Bey de bizden kısa bir süre önce gelmişti ve onun da gelmesiyle masaya oturmuştuk.
Kimse konuşmuyordu, bu suskunluğun sebebi olduğumu bilmeme rağmen konuşmak için bir çaba sarf etmiyordum. Artık onlar için kılımı bile kıpırdatmazdım.
"Mert, bugün okulda garip bir şeyler sezdin mi?" Alparslan'ın sorusu sessizliği bir bıçak gibi yararken bakışlarım ikisi arasında mekik dokudu.
"Yo, fark etmedim, her zamanki okuldu işte." Alparslan derin bir nefes aldı rahatlamış gibi bunun üzerine Mert tam konuşacaktı ki Ceyda araya atladı.
"Ben fark ettim ama abi," Abisinin gözlerine baktı, ardından duymaktan korktuğum o şeyi duydum. "Zahir geri dönmüş diyorlar."
Öğrenmişler miydi? Nereden öğrendiklerini sorgulamak manasız olurdu fakat Mert duymamışsa Ceyda nasıl biliyordu?
Ben yemekhanede karşılaşmıştım ama Ceyda ve Mert benden önce yemeklerini yiyip kalkmışlardı, yani Zahir'i görme ihtimalleri çok azdı.
"Ne!" Mert'in tepkisiyle birlikte korkarak onlardan tarafa baktım. "Nasıl gelebilir abi? Bu ne cesaret?"
"Sakin ol oğlum konuşuruz bunları, şimdi yemekteyiz vakti değil." Cihan Bey'in aile saadet saati adı altında bizi topladığı bu yemek masasında gerginliğin yasak olduğunu öğrenmiştim bugün.
Ama beni bu masada -kendisi de dahil- çok germişlerdi.
İçimde bir fırtına vardı ve o fırtınanın dinmesi için tek lazım olan şey intikamdı sanki.
"Ne vakti değil ya, o çocuk senin kızını bizim de kardeşimizi kaçırdı baba!" Mert'in söylediği laflardan tek kelimeyi cımbızla çektim çıkardım. Kardeşleri olmuşum ya ben uyku moduna geçtiğim şu on günde.
Yeni mi düşüyordu akıllarına benim varlığım? Yoksa hep farkındalardı da benimle dalga geçer gibi umursamıyorlar mıydı? Büyük ihtimalle ikincisiydi onların yaşadığı ve bana yaşattıkları...
"Ben senin hiçbir şeyin değilim!" Bakışları bana döndü, bu kez hüzünle bakıyordu. Garip bir mağlup olmuşluk hissini hissettiriyordu bana.
"Sen, sen gördün mü onu?" Zahir'i soruyordu.
Kafamı salladım, "Evet, gördüm hatta konuştum bile!" kime olduğunu bilmediğim bu saçma tribim biraz da reglimin yaklaşmasındandı sanırım.
"Nasıl olur böyle bir şey, o çocuk seni kaçırdı Peyda!"
"Sanane, sana ne oluyor ya? Kaçırılan benim, istediğim tepkiyi de veririm!"
"O p*çe istediğin tepkiyi veremezsin, ona haddini bildirmek zorundasın." Kaşları çatılıydı, bana onlarca şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi. "Hem siz nerede ve ne ara konuştunuz, seni korkuttu mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peyda
Teen Fiction-Karanlık Adımlar Serisi 1. Kitap- Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı masada oturuyordum. Birbirimizi tanıyalı yarım saat bile geçmemiş...