04/08/24
Kırk birinci bölümümüze hepiniz hoş geldiniz.
Keyifli okumalar:)Bölüm şarkısı:
Oğuzhan Koç- Gitsem Diyorum
🎀Bu bölümde geçenler hayal ürünüdür, gerçeklikle bir alakası yoktur.
"Hesaplaşma"
22 Kasım 2023
İstanbul, TürkiyeHayatım genel anlamda kötüydü ve bazı şeylerin daha kötüye gittiğinin farkındaydım ama bunu engelleyecek neredeyse hiçbir şey yapmıyordum.
Çünkü yorulmuştum.
Bu, öyle alelade bir vücut yorgunluğu da değildi. Benim kalbim yorulmuştu, bir şeyler için ümit eden çocukluğum yorulmuştu, küçük de olsa bir iyilik huzmesi için yalvaran tarafım yorulmuştu.
Ben yorulmuştum.
Fakat şu an onlarca yorgunluğun içinde uğraştığım bir şey vardı, içimde içten içe büyüyen o intikam duygusu gibi...
Şu an Haşmet Bey'in bağırıp çağırmasından memnun olmam kötü bir şey miydi?
Duygularımı kontrol edemediğimi çok önceden fark etmiştim ama şimdi içimde gitgide büyüyen bu acımasız tarafımı Alatonlara göstermekten çekinmemem beni kötü biri yapar mıydı?
Hayır, yapmazdı.
Onlar, iyilik meleği gibi hayatlarına devam etmişlerdi, hem de bana yaptıkları onlarca şeyden sonra. Ne var ki ben de hayatıma onlar gibi devam edebilirdim."Ne yani benim torunum yıllardır Cavit Alaton'un elinde miydi?" Haşmet Bey'in gür sesi büyük salonda yankılanırken Cihan Bey'in yerinde dikleştiğini fark etmiştim çünkü bakışlarımı bir an olsun ondan ve karısı Nazlı Hanım'dan çekmiyordum.
"Bu ne demek lan?! Ne demek bu, Cihan?!" Cihan Bey çekingence bakışlarını kaldırıp Nazlı Hanım'ın en büyük abisine yani Adem Bey'e bakmıştı, onun bu sözlerinin ardından. Adem Bey de en az Haşmet Bey kadar sinirlenmiş duruyordu.
"Adem abi-" Nazlı Hanım'ın araya girme çabası Haşmet Bey tarafından bölünmüştü. "Sen karışma, Nazlı! Zaten bunca zaman buna karşı susmuşsun, hâlâ onca olana rağmen bu adamın peşinde dolanıyorsun!"
Cihan Bey, Haşmet Bey'in bu çıkışına sinirlenmiş olacak ki sonunda konuşmayı başarabilmişti. "Bana istediğinizi söyleyin ama bu konuda hiçbir suçu olmayan kızınıza kızmayın, Haşmet Bey!" Haşmet Bey'in ateş saçan bakışları Cihan Bey'e döndüğünde Cihan Bey de ona aynı şekilde bakıyordu.
"Sen, sus! Suç zaten onun değil, bu suç hepimizin! O gün, ikizlerin doğum gününde Peyda'nın ölümünü öylece kabul etmeseydiniz hiçbir şey böyle olmayacaktı." Her kelimesini vurgulamıştı Haşmet Bey, her kelimesi öldürücü bir darbe gibiydi. Bunu, Nazlı Hanım'ın gözlerine bakarken anlamıştım. Babasının onu suçlaması onu üzüyordu belli ki, ama benim kadar üzülmediği belliydi.
Bu kadar az üzülmesi bana yetmezdi, daha fazlasını istiyordum.
Zehirliydi bu istediğim biliyordum ama içimdeki arzuyu durduramıyordum.
"Bize kızın öldü dediler! Ne yapmamızı bekliyordun baba, kabullenmeyip ne yapsaydık? Sorgulasaydınız diyorsun ya, ölümün nesini sorgulayacaktım ben, baba? Neyini, ha, neyini sorgulayacaktım?!" Nazlı Hanım'ın bir anda bağırması herkesi korkuturken kucağında oturan Can ise yerinde zıplamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peyda
Teen Fiction-Karanlık Adımlar Serisi 1. Kitap- Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı masada oturuyordum. Birbirimizi tanıyalı yarım saat bile geçmemiş...