27.08.24
Kırk üçüncü bölüme hoş geldiniz.
Keyifli okumalar:)Bölüm şarkısı:
Seksen Dört- Kendime Yalan Söyledim
Kalben- Yara
♟️“Haksız Esaret”
Zahir Etka Varel
24 Kasım 2023
İstanbul TürkiyeYedi aile vardı Türkiye'de.
Yedi büyük aile...Bu yedi ailenin ülkeyi yönettiği söylenirdi, daha doğrusu böyle kabul edilirdi.
Bu yedi bölgeden biri olan Marmara Bölgesi, Alatonlara aitti. Varisleri Peyda'ydı.
İç Anadolu Bölgesi ise Varellere aitti. Varisi ise bendim.
Ailelerimiz yıllardır bu karanlık düzene hem hizmet eder hem de ona hükmederlerdi. Bu düzen kaç kuşaktır böyle de devam etmişti.
İçinde doğduğum karanlık düzende masum olan veya olmayan, kendi kanlarından olan ya da olmayan herkese hatta her şeye zulmederlerdi.
Kademesi yüksek, parası bol olana hak doğardı. Bölgelere hükmedenler ise en kötüleriydi. Onların egoları zulümleriyle yarışır derecede fazlaydı.
Kendi çocuklarının -bizlerin- güçlü olmalarını isterlerdi fakat onlardan güçlü olmamamız için de bir bacağımızı kesecek kadar gözleri kör olabilirdi.
Aklım erdiğinden beridir bu düzenin içerisinde olduğuma lanet etmiştim. Bu yüzden gitmek istemiştim. İlk anneme söylemiştm bu isteğimi. Saçlarımı okşamıştı sadece ve "Yerin kulağı vardır, dillendirme." demişti. Bunun bir izin olduğunu yıllar sonra fark etmiş ve onun da dediği gibi bir daha dillendirmemiştim.
Bir gece ansızın, kaçıp gelmiştim İstanbul'a. Orada yanıma bir adam gelmiş ve bana elini uzatmıştı. O adam, Cüneyt Zalim'di. Zalimliğini görmemiştim ilk başta, o da benim karanlığımla tanışmamıştı. Ardından ikimiz de kötü yanlarımızı açmıştık birbirimize.
Bana bir kızı olduğunu söylemişti, beni en az onun kadar sevdiğini. Bunu söylediğinde birkaç aydır onun yanında yaşıyordum, yanımda tek kuruş olmamasına rağmen beni yanında tutmaktan vazgeçmiyordu. Bu da beni ona bağlıyordu.
O beni oğlu gibi severken ben de onu babam gibi benimsemiştim resmen. Ona hayatımı anlattığımda beni anlamıştı ve ailemin -ki onlara aile bile denmezdi- beni bulmamaları için tüm gücünü kullanmıştı.
Vareller yıllarca beni ararken ben onun yanında güvendeydim. Bunun karşılığını ise onun kızına bakarak ödeyeceğimi düşünürdüm fakat öyle olmamıştı.
Peyda'yı korumak artık benim için bir görevin dışındaydı sanki, onun arkasından bakarken elindeki papatyayı burnuna götürdüğünü görmüştüm. Bir çiçek gibi narin bedenini sınıfına doğru sürüklüyordu.
Ben ise her zamanki gibi arkasından ona bakıyor ve bir gün arkasına dönüp de beni görmesini bekliyordum.
O arkasına dönmedi, bana bir daha bakmadı, o bana bir daha seslenmedi ama çalan zilin ardından geç kalmadan çiçekleri öğretmenlere vermiş ve çoktan sınıfıma dönüyordum.
Sınıfımın olduğu yere okulun kapısının önünden geçerek gidiyordum ki arkamdan bir ses duymamla duraksadım.
"Demek sevgilisi sensin." Yüzümü sesin geldiği yöne doğru çevirdiğimde sarı saçlı, boyu neredeyse benimkiyle eşit olan bir çocukla karşılaşmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peyda
Teen Fiction-Karanlık Adımlar Serisi 1. Kitap- Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı masada oturuyordum. Birbirimizi tanıyalı yarım saat bile geçmemiş...