Herkese selamlar! Nasılsınız?
Bölüm kısa mı oldu uzun mu oldu tam karar veremedim ama bu kadar yazabildim. İyi değilim bugün. Ama sözümü tutmak için bir şekilde yazmaya başladım. Umarım beğenirsiniz. Beğenmezseniz şimdiden özür dilerim. Ama sözümü tutmak zorundaydım.
Bu bölümü, zepzep15'e ithaf ediyorum. Umarım beğenirsin ve özlem giderirsin. 💞
Yorumlarınızı ve oylarınızı özür dileyerek bekliyorum. İyi bir yazar olmadığımı biliyorum. Kısa bölüm için özür dilerim. İyi okumalar. <3
⏳
Beş ay önce
İş yemeğine gelen üç arkadaş arasında bir kişi sinirden deliye dönmek üzereydi. Safa, Öznur'a bakan her gözü oymamak için sandalyede zor oturuyordu. Zaten yeterince büyük olan bedeni küçücük sandalyeye daha da sığmıyordu sanki.
"Safa.." diyen ince bir ses duydu. Öznur'un sesiydi.
"Efendim, güzelim?" dedi Safa. Öznur gülümsedi.
"Sinirli misin?"
"Evet." dedi Safa.
"Neden?" diye sordu Öznur. Soruyu sormasıyla Safa'nın bakışlarını insanlardan ayırıp savaşçısına çevirmesi bir oldu.
"Bu kadar güzel gözüküyorsun ve burada onlarca şerefsiz var. Nasıl sakin olayım? Gözlerini oymamak için kendimi sıkıyorum." dedi Safa. Siniri sesinden bile belli oluyordu. Öznur zarifçe gülümsedi. Yapmamalıydı. Zaten bu kadar güzel gözüküyorken, bu kadar güzel gülmemesi gerekiyordu.
"Bu elbise..." dedi Safa dişlerinin arasından. "Yırtacağım bu elbiseyi."
"Neden?" diye sordu Öznur. Oysa sebebini çok iyi biliyordu. Sadece duymak istiyordu.
"Sinirlerimi bozdu elbise. Neden bu kadar yakıştı üzerine?"
"Safa... Elbisenin ne suçu var?" diye sordu Öznur. Hâlâ zarifçe konuşuyor ve gülümsüyordu. Böyle yapması hiç hoş değildi. Safa daha da sakinleşiyordu çünkü o ses tonunu duyunca.
"Neyse ne. Yırtacağım." dedi. Öznur güldü.
"Nasıl yapacaksın onu? Üzerimde elbise."
"Çıkarttığın zaman gizlince keseceğim her parçasını." dedi Safa. Öznur daha da güldü.
"Sanki çok gizli olmadı?" Öznur'un gülmesi Safa'yı da gülümsetti.
"Olsun. Yapacağım." dedi ve dediğini yaptı. Yaklaşık iki gün sonra Öznur'un haberi olmadan dolabından elbiseyi alarak parçalara ayırmış, ardından çöpe atmıştı. Hiç pişman değildi. Bir daha olsa bir daha yapardı.
***
Yazar anlatımı
Evlilik teklifinden sonra Öznur ve Safa ne yapacaklarını bilemeyerek kendi odalarına çekilmişlerdi. Öznur sürekli parmağında duran yüzüğe bakıyor, Safa ise sakinleşmeye çalışıyordu. Birisi otuz yaşında olacaktı, diğeri otuzlu yaşlarındaydı ama aşk duygusu her yaşta insana çocuk gibi hareketler yaptırıyordu.
Safa ve Öznur, ikisi de aynı anda telefonundan bildirim sesi duyunca heyecanla telefonu eline aldı. Gelen mesaj, Berkin'dendi.
Şehirdeki evime gelin.
Bu kadardı. Başka hiçbir şey yazmamıştı ama ikisine bu bile yetmişti. Öznur heyecanla ayağa kalkmış odasından çıkmıştı. Safa da aynı heyecanla ama biraz daha sakinlikle odadan çıktığında odasından çıkmış olan Öznur'u görmek yüzünü gülümsetti.
"Hazırlan, birlikte gidelim. Hem bu durumu açıklarız." diyerek elini havaya kaldırıp yüzüğünü gösterdi Safa. Öznur utançla gülümsedi.
"Berkin bizden daha çok sevinecek." Safa başını salladı. Haklıydı.
"O zaman ben hazırlanmaya gidiyorum. Sende hazırlan. Yani, zaten hazırlanırsın ama söylemek istedim. Neyse çok konuştum. Gittim ben!" diyerek odaya attı kendini Öznur. Safa sırıtarak sevdiği kadını izledi. Ne güzeldi bu hâlleri. Safa için Safa'nın önünde heyecanlanıyordu. Safa için bu en güzel zamandı.
"Bende hazırlanmaya gideyim." diyerek odasına çekildi Safa. İkisi de hazırlanmaya başladılar.
***
Yaklaşık bir saatin sonunda her ikisi tam anlamıyla baştan aşağı hazırlanmıştı. Sanki özel bir yere gidiyor gibiydiler. Aslında gittikleri yer özeldi kendilerine göre ama sonuçta düğüne, nişana gitmiyorlardı. Sadece bir birlerine güzel ve yakışıklı gözükmek istiyorlardı. İkisi de bunu biliyordu.
Öznur sade olan ama üzerine çok fazla yakıştığı dizinden aşağı olan elbisesini giymişti. Saçlarını ise her zaman ki gibi toplamıştı. Küpeleri toplanmış saçına ve giydiği elbisesine aşırı yakmıştı. Hafif makyaj yapmıştı.
Safa da odasından çıktığında erkek parfümü direkt onunla birlikte koridora girdi. Çok fazla parfüm sıkmıştı. Siyah gömlek, siyah pantolon giymişti. Gömleğin kollarını dirseğine kadar çekmişti. Saçlarını da özenle taramıştı.
Bir birlerine değdi bakışları. Safa güzelce süzdü Öznur'u. Öznur da aynı şekilde Safa'yı. İkisinin de yüzünde gülümseme belirdi.
"Çok güzel olmuşsun." dedi Safa. Öznur gülümsedi.
"Çok yakışıklı olmuşsun." dedi Öznur. Safa gülümsedi.
"Ben elini tutabilir miyim? Yani, çok değil. Bir saniye bile olsa razıyım. Sadece parmaklarına dokunmak istiyorum." dedi Safa. Öznur'un gözleri dolmuştu. Tabi ki istiyordu.
"Sorun yok, Safa. Elimi tutabilirsin." dedi Öznur. Safa bu teklifi bekliyor gibi bir anda Öznur'un elini kendi eliyle birleştirdi.
"Ben tuttuğum eli bırakmam. Biliyorsun değil mi?" diye sordu Safa.
Öznur, "Biliyorum." dedi. "Yıllardır yakından şahit oldum bu duruma."
"Daha çok şeye şahit olacaksın, güzelim. Zaman gerekli." diyerek sırıttı Safa. Öznur ise sadece kitlenmiş ellerine odaklandı. Gülümsemeden edemedi. Her erkeğin dokunuşundan kaçan Öznur Naz Aydemir, Safa'nın eline tutmasına izin vermişti. Her ikisi bunun anlamını çok iyi biliyordu. Öznur, iyileşiyordu ama sadece Safa'ya karşı iyileşiyordu.
⏳
Öznur'um. Canım benim, güzelim. Daha iyi olacağın bölümleri okuyacağız. Seni iyi görmeye ihtiyacımız var. 🥺
Artık yavaş yavaş geçmişten sahneler okuyacağız ve çocukluklarını da okuyacağız. Neler yaşadıklarınızı göreceğiz İnşaAllah. 🥲
Çok konuşasım yok. Sadece özür dilerim. Belki de buralarda yazmaya başlamamalıydım. O kadar beklettikten sonra böyle bir bölümle gelmek utandırdı. Özür dilerim.
Bölüm nasıldı?
Öznur ve Safa hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sizce Berkin ne tepki verecek?
Sorularıma cevap vermeyi unutmayın, lütfen. Düşünceleriniz her zaman benim için çok önemli. Yorumlarınızı ve oylarınızı hikayemden eksik etmeyin. Hikayemin sizin desteğinize ihtiyacı var, unutmayın. Tüm destekleriniz için şimdiden teşekkür ediyorum. Sizleri çok ama çok fazla seviyorum, kendinize çok iyi bakın. Gelecek bölümde görüşmek üzere! 🤎🩹
Allah'a emanetsiniz! 💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Aşkı
Spiritual"Zira gerçekleri kaybetmektense, gerçekleri kazanmak daha zordur." Gerçekleri kazananlara ithafen... 22 yıl önce işlenmiş cinayet unutulur muydu? Akalın ailesi unutmuştu. Bir cinayeti, bir kadının ölümünü, bir annenin çocuğunu annesiz bırakmak zor...