Herkese selamlar. Nasılsınız?
Yeni bölüm ile karşınızdayım. İnşaAllah yakında taslakta olan bölümleri paylaşacağım. 🤍
Instagram hesabıma da beklerim.
İg; zeytmr_Kim okuyabiliyorsa oy verirse ve bir tane bile olsa yorum atarsa çok sevinirim. Biliyorsunuz, az kişiyiz ve benim de biraz motivasyona ihtiyacım var. Siz benim ilham kaynağımsınız. Desteklerinizi bekliyorum. 🌸
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. İyi okumalar! 🎀
⏳
Safa
Safa.
Sadece Safa. Soy ismi yok, bir ailesi yok, kimsesiz bir çocuk. İsmi var sadece. İsmi; Safa.
Ailemden bana kalan tek şey ismim. Soy ismimi bile bilmiyorum. Onu bile aldılar benden. İsmimi de sanki bir eşya gibi kağıda yazıp üzerime bırakmışlar küçükken.
Otuz dört yıldır sadece Safa, bir tek Safa olmuştum. Yetimhanede büyüyen, kimsesiz bir çocuk olmuştum. Ne akrabalarımı tanıyordum, ne de ailemi, kimseyi tanımıyordum. Benim ailem yoktu. Benim ailem sonradan var olmuştu.
Ben bir ailede doğup büyümemiştim. Ben kendi ellerimle kendi ailemi yaratmıştım. İlk önce Berkin gelmişti o aileye, sonra ise Öznur ve en son Asena.
Berkin benim erkek kardeşimdi, oğlumdu. Babam yoktu belki de, baba olmak ne demekti bilmiyordum ama oğlumun olması ne demekti biliyordum. Berkin benim oğlum gibiydi. On beş yıldır yanımdaydı. Benim elimde büyümüştü. Benim oğlumdu. O şerefsizin oğlu değildi. O benim yanımda büyümüştü. Onu kendi oğlum, kendi erkek kardeşim gibi benimsemiştim.
Berkin'i ilk gördüğümde berbat hâldeydi. Dışarıdan bakan ondan iğrenir, iki metre bile yanına yaklaştırmazdı belki. Çok kirliydi, kokuyordu, yüzü gözü toz içindeydi ama buna rağmen gözlerinde oluşan pırıltılar onu yanıma almama sebep oldu. Ona su verdiğimde öyle içmişti ki suyu, yıllardır su içmediğini düşünmüştüm. Ona aldığım kıyafetleri giydikten sonra yüzünü ve ellerini yüzünü ıslak mendil ile silmiştim. Beni gülümseyerek izlemişti. Ergen bir çocuk olmasına rağmen hem çok büyük yaşlarda gibi gözüküyordu, hem de çocuk gibiydi. Küçük bir çocuk gibiydi. Onu bu yüzden belki de hem kardeşim, hem de oğlum gibi bellemiştim.
Öznur ise benim hayatımın aşkıydı. İlk sevgim değildi belki ama ilk sevgimdi. Onu sevene kadar hiç kimseyi sevmediğimi farkediyordum. Onu sevdiğim zaman tüm dünya önemsiz kalıyordu Öznur'un yanında. Bir tek Öznur vardı, bir de dünya. Ona olan aşkım kendimi feda etmeme bile sebep olabiliyordu.
Öznur'u ilk bulduğumda korkudan titreyen bir kız çocuğuydu. Çöp kutusunda bulmuştum onu. Yarı çıplak hâldeydi. Bir kız çocuğunu, daha on dört yaşında bir çocuğu kim çöp kutusuna o hâlde atardı? Asla öğrenemedik. Öznur asla bize anlatmadı. Vakti geldiğinde diyordu hep. Vakti geldiğinde anlatacağını söylüyordu. İntikam alacağımız günden önce anlatacaktı. Hep bunu söylüyordu. Onu o hâle sokmaları beni on beş yıl önce de çok fazla sinirlendiriyordu ama şimdi daha da deliriyordum. O zamanlar kız kardeşimdi, şimdi ise aşık olduğum kadındı.
Onu ilk başlarda kız kardeşim gibi bellemiştim. Yıllarca bu devam etmişti. Abi gibi olmuştum ama dört yıl önce tüm duygularım alt üst olmuştu. Ayten diye bir sevgilim vardı. Bir yıl onunla sevgili olmuştuk ama beni aldattığını öğrendiğimde ayrılmıştık. Geri dönmeye çalıştı. Yıllardır bunun için yakamı bırakmıyordu ama ben onu kaybettikten aylar sonra Öznur'u fark etmeye başlamıştım. Ona karşı duygularım değişmişti. Artık kız kardeşim gibi görmemeye başladığımı hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Aşkı
Spiritual"Zira gerçekleri kaybetmektense, gerçekleri kazanmak daha zordur." Gerçekleri kazananlara ithafen... 22 yıl önce işlenmiş cinayet unutulur muydu? Akalın ailesi unutmuştu. Bir cinayeti, bir kadının ölümünü, bir annenin çocuğunu annesiz bırakmak zor...