17. Bölüm Ya Öl Yada Öldür

2.8K 180 10
                                    

Furkan'la taşların üstünde hiç konuşmadan birbirimizin sessizliğini paylaştık .

Hani bazı anlar vardır ya hiç konuşmadan bile anlarsın karşındakini.
O anıları yaşadığınız insanlar , kaybedilmesi durumunda yıkılacağımız kişilerdir .
Timimi yani ailemi asla kaybetmek istemezdim ne mental olarak ne fiziki olarak.

Furkan başını omzumdan kaldırıp
-Çok zor zamanlardı Mehir .Yavuz dağıldı, albay Doğu eski dinçliğini kaybetti ,tim olayın şokundan çıkamadı , Cenk abla diye ağlıyordu ama bizi en çok Asena şaşırtmıştı .

Başını gökyüzüne kaldırıp tekrar gözlerime baktı kardeşim

-"Annem ölse,ben hissederdim . Daha önce de hissettim. Mehir annem ölse onu da hissederdim" dedi ne kadar yıpratıcı bir cümle küçük bir çocuk için ama Asena bunu derken ağamıyordu bile ,
Yavuz o zaman kavradı babalığı senin yokluğunda kızına bakabilmek için toparlandı ,Dursun abi topladı hepimizi
Cenk ile Asena birlikte uyuyup
dertleşiyorlardı  hepimiz aynı evdeydik .

Ona şefkatle bakıp ,  destek olmak için sırtını  sıvazladım .
-Kendine haksızlık yapma olur mu abicim , Asena'nın anlattığına göre ailemizi en çok sen toplamışsın .Sen ve-

Devam etmek ile etmemek arasında kaldım , Nazlı dan bahsetsem ne hissederdi bilemiyordum .

-sadece ben değil Nazlı da çok yardımcı oldu eğer o olmasa ben hiç toparlanamaz ve ailemizi toparlayamazdım

Dedi benim söylemekte tereddüt ettiğim şeyi ,yüzünde huzurlu bir tebessüm ile kendisi anlattı .

-Furkan bişi sorucam nasıl bir his , nasıl bir şey, bu şey
Dedim ,cümleyi toparlayamadım ama Furkan karşıya dimdik bakarak sorumu anladığını belli edercesine kafasını salladı ve boğazını temizleyip cevap vermeye hazırlandı .

-Her şey çok ağır geldiğinde ,tam her şey sarpa sardığında, bütün olumsuzluklardan ,bütün sıkıntılardan kurtulmak istediğinde, nefes almaya çalışırsın ya hani, derin içten bir şekilde.
Ha işte o nefes Nazlıydı benim için, bir askerin hayatını adadığı şey vatanı, vatandaşları ve bayrağıdır . Her ne  yaparsa yapsın , bir göreve giderse gitsin  teröristleri  öldürsün, bunların hepsini başkası için yapar ama Nazlı benim kendim için yaptım en güzel ,en paha biçilemez, en anlamlı şeydi.

Gözünden bir damla süzüldü toprağa karıştı , tıpkı Nazlının karıştığı gibi

-Allah biliyor ya bu dünyada en çok istediğim ikinci  şey şehit olmak çünkü nazlım'a kavuşacağım. Birinci istediğim şey ise Nazlı'nın katilini kendi ellerimle öldürüp, ki bu görevin dışına çıkmak olur , yine de öldürüp Nazlının huzurlu uymasını istiyorum sonraki aşama da benim şehit olmam .

-Şimdi böyle konuşunca sana değişik geliyordur uğruna birini öldürtebilecek kadar kuvvetli bir şey mi bu aşk diye  ama şöyle söyleyeyim sana güzelim, uğruna ölebileceğim biri değil uğruna yaşamayı göze alabileceğim birini buluyorsan, görüyorsan ve ona karşı hissettiklerin bağlılık değil, nefes almak için bile ona ihtiyacın oluyorsa ,işte o gerçek mutluluk, işte o gerçek saf sevgidir .

Burnunu çekip devam etti

-Onsuz bir şey yapmak istemezsin ,hep onu istersin ama bir yandan da yanında olursa zarar göreceğini bildiğin için ,onu kendinden uzak tutmaya çalışırsın. Biliyorsun yaşadım ben  bunları en alasını da  en kralını da yaşadım
ama Nazlı her şeyin üstesinden gelebileceğimizden bahsetti  umutlaı, hayalleri hedefleri vardı benimle birlikte geleceği vardı .

Bana bişi kanıtlamak ister gibi elimi tutup, gözlerimin içine bütün samimiyeti ile baktı .

-Benimle kurduğu hayalleri vardı ama ne oldu biliyor musun. İlk baş mutluluğu alındı ,sonra umudu, daha sonra da hayalleri. en sonunda  yaşamak ona eziyet  verdi yaşamak boşa kürek çekmek  geldi ona.
Ölüm dediğin nedir ki, bu dünyadan silinip gitmek mi. Hayır aslında ölüm dediğin ,bir daha ölemeyeceğin gerçeğini kabullenmek. Ölmek için yaşaman gerek yani  aslında  ölüm dediğin bir daha yaşayamayacağın gerçeğini kabul etmektir.

Benim abim, abim yerine koydum adam.  Dışarıdan bakılınca ,konuşunca çok laubali hareketleri olan ,sanki kimse ona zarar veremez gibi dolaşan  ,havalı tarzda takılan ,elini sallasa 50'sini bulabilecek bir tip  gibi görünüyordu.

İçinde, kalbinin zindanında, kilitli kalan Nazlı sayesinde yaşıyordu belki de .Dediği gibi iki hedefi vardı eğer bu iki hedef gerçekleşirse ,Furkan'a ne olacağını kimse kestiremezdi.

-evet belki hiç yaşamadım bu anlattıklarını ama acını sanki içimde yaşıyor gibiyim. Furkan seni çok iyi anlıyorum ,belki aşık olduğum ,sevdiğim birini kaybetmedim belki ama  acısı çok taze olan şeylerin, bıraktığı hasarın ne  kadar yıpratıcı olduğunu, çok iyi anlıyorum

Boğazım yanmaya başlamıştı, hissediyordum gözlerim de kızarmaya başlamıştı.

-Bak bana ,ne kadar hasar alsam da ,her ne kadar fırtınanın altında kalmış bir ağaç gibi sallanıp dursam da, sarsılsam da . Siz varsınız diye, vatanım var diye ve küçücük bir kızım var diye, ayakta sağlam durmaya çalışıyorum .
O iki hedefi hep birlikte başaracağız, tek başına değil . Gerekiyorsa ceza yeriz, meslekten atılırız, uzaklaştırılırız yine de söylediğin 2 kuralı da ,iki hedefi de gerçekleştireceğiz. İnan bana kardeşim, İnan bana abiciğim, İnan bana furkan'ım

Furkan son kez burnunu çekip ve gözyaşını silerek bana baktı

- sen büyüdüğünde ,abine tavsiyeler mi veriyorsun, kız cadı .
dedi eski neşeli haline geri dönmeye çalışıyordu
Ben de tekrardan o efkarlı haline dönmesini istemediğim için.

- tabii ki de büyüdüm, hatta yakında evleneceğim, haberin yok mu
dedim
Furkan bir anda kaşlarını çatarak

- ne dedin sen ,bir daha söyle bakayım cadı ,kulaklarım net duymuyor da
dedi
-şaka Furkiş şaka
dedim
-bak ya furkiş diyor  bir de , köpek miyim kızım ben .
dedi
-bak ben söylemedim sen söyledin
dedim, dediğimi idrak ederek

-  sen bana köpek mi demeye çalıştın , senin benim elimden çekeceklerin var eve bir dönelim de ,Asena'ya nasıl dolduruyorum sen bir gör.
dedi
Furkanla bu şekilde konuşarak vakitimizi geçirdik .Furkan'ın bugün yaşadıkları ağır geldiği için onu içeriye gönderip, tek başıma oturmaya karar verdim.

Bir yandan  babamı düşünüyordum, tabii bir yandan da  biyolojik ailemi. Arkadan bir kıpırtı sesi geldi, aslında ses çıkarmadan gelmeye çalışan biri gibi değildi .

Hatta geldiğini belli etmeye çalışıyor gibiydi , yanıma doğru yaklaştı
-Ne yapıyorsun burada tek başına
dedi
evet arkadaşlar yine yalnız kalamıyoruz bu sefer yanımıza konaklamaya gelen eleman ,Yüzbaşı
-hiç öylesine oturuyorum yıldızları sayıyorum Yüzbaşı
- rütbeden çıktık unuttun mu Belgin
dedi

-rütbeden çıkmış olabiliriz ama bana Belgin dediğiniz gerçeği beni biraz sinirlendiriyor Yüzbaşı ,size kaç kere söyleyeceğim Belgin ismini kullanmıyorum .Mehir derseniz sevinirim.

-niye Belgin isminin anlamı da aynı senin gibi
-anlamı veya anlamını taşıyıp taşımadığım hiç umurumda değil sadece kullanmak istemiyorum saygı duyun ve siz de kullanmayın

Ayağa kalkıp elini uzattı
-ayağa kalksana bir şey göstereceğim dedi
Elini tutmadan kendim ayağa kalktım
-tabii gösterin Yüzbaşı
dedim

-seninle bir iddiaya girmek istiyorum eğer ben kazanırsam istediğim bir soruyu soracağım ve sen de dürüstçe cevap vereceksin eğer sen kazanırsan sen istediğin bir soru sorup , ben dürüstçe bir cevap vereceğim .

-Ben size ne gibi bir soru sorabilirim ki  sizinle ilgili  bir şeyleri merak etmiyorum
dedim
Yüzbaşının kaşları çatıldı anında sonra aklıma gelen şeyle

-ya da tamam iddiayı kabul ediyorum, benimde merak ettiğim bir şey var, Yüzbaşı
dedim
merak ettiğim şey tabii ki de geçmişimiz yani geçmişimiz diyerek  geçmişimizi ortak bir kümeye almak istemiyorum ama geçmişte nereden tanıdığımı çok merak ediyorum şu  yüzbaşıyı.

Yüzbaşı sıcacık bir gülümseme ile
-Anlaştık o zaman Alev komutan
dedi

Bende onun gibi samimi bir gülüşle
-Anlaştık ozaman yüzbaşı
Lakabı  ile seslenicektim ama lakabını bilmediğim geldi aklıma
-sahi yüzbaşı senin lakabın neydi

-demek ki benimle ilgili birşeyleri merak edebiliyorsun Belgin
-galiba birden fazla merak ettiğim şeyler var yüzbaşı

Güvenli Bölge  /Mehir Belgin Doğu'danHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin