42. Bölüm Bir Yıldızın Kayışı

1K 80 30
                                    

Beyoğlu ailesi evlerine geçmişlerdi bizde Araf ile dışarıda , evin planı hakkında konuşuyorduk .

- bir şeyin olucağını  düşünmüyorum
-Ama biz  ihtimallerin adamıyızdır Araf bey
-Bey olmasa daha iyi olur Belgin
-tamam Araf , böylede bir değişik oldu
-Bence çok güzel oldu
-sen öyle diyorsan
Deyip sustum

Çok değişik hissediyordum , kız gibi hissediyordum ilk defa kendimi .

-Hafta sonu boş musun Kızıl komutan
- Bizim meslekte müsait olup , olunmayacağı , hiç  belli olmaz.
-Yani sen müsait olsan ,benimle vakit geçirir misin
-Neden olmasın
- hızlısınız Belgin hanım
Dedi imayla

-Bu zamana kadar yavaş oldukta ne oldu
Bana o kadar güzel bir gülümseme ikram etti ki , bianda içimde bir mutluluk oluştu.

-Araf bir şey sorucam .
-Sor Belgin
-Sence de çok erken ve aniden olmadı mı , bu aramızdaki yakınlık .
Elini koluma koydu ,  ve gözlerimin içine baktı .

-Bana da çok garip geliyor ama seni ilk gördüğümde içimde farklı bir duygu açığa çıktı ve bunu en derinime kadar hissettim . Gözlerine baktığımda yıllardır kaybettiğim güven duygumu buldum . Sesini duyduğumda içimde bir rahatlık oluştu. Belki  hiç tanımadığım birisin , hiç görmediğim biriydin ama ilk gördüğümde bile seni yıllar önce görmüşüm gibi hissettim . Biliyorum belki saçma gelecek ama

Kendi kendine bir şeyler düşünmesine engel olmak için kolumdaki elinin üzerine elimi koyup , yüzüne bakmadan konuşmaya çalıştım çünkü biliyordum yüzüne bakarsam utanırdım. Ben de birlikte olan elimize baktım .

-Eğer şuan  senin lafını bölmezsem , kendi kendine kafanda kurduğunu ve aramızdaki bu çekimin senin abartığını düşüneceksin ama aslında kesinlikle böyle bir durum yok . Bu duyguları sen abartmıyorsun . Benim tarafımdan da durum böyle , senin dediklerinin aynısından . Ben öyle açık açık konuşamam , romantizmden de hiç anlamam . Ellerim de hediye tutmaktan veya çiçek almaktan , nasırlı hale gelmedi  zaten ellerim.  Ne kalem tutar , ne  çiçekler , ne makyaj ürünleri  ,ne de hediyeler, onun yerine silah tutar benim ellerim .

Dedim sıkıntılı bir sesle , utanmadım bu zamana kadar ellerimin nasırlı olmasından ama şuan acaba elimi tutmak istemez mi diye düşünmeden edemedim .
Tam elimi geri indirecekken ,elimi tuttu .

-Sen okunmamış , sırlarla dolu bir kitap olduğunu düşün ve ben seni okumak , sırlarını çözmek için can atan bir okuyucuyum . Sen ulaşılması imkansız bir çiçeksin , ben ise seni koklamaya bile kıyamayan bir tüccarım , yeri gelir sen bir yıldız olursun ,ben ise senin daha parlak bir şekilde gökyüzünde parlaman için elinden gelen her şeyi yapan bir gözlemci olurum . Sen bir Ötükensin ve ben senin sınırlarına sığınmış bir askerim . Ben sana mecburmuşum  gibi hissediyorum , kendimi açıklamak hiç bir zaman , bu kadar zor olmamıştı ve ben bile kendimi anlamakta güçlük çekiyorum ama hiç bir şeyi anlamamak bu kadar güzel olmamıştı .

- Ağzın güzel laf yapıyor yalnız Araf bey
Dedim imayla
- öyle tabi az kız düşürmedim ben bu sözlerle .
Dedi ve benden sağlam bir yumruk hak etti , tam bel boşluğuna bir yumruk attım .

Öne doğru eğilerek
-Tamam tamam şaka yaptım , Belginim
Dedi gözlerime bakarak ve bana Belginim diyerek .

Bana Belginim diyerek
BANA BELGİNİM DİYEREK Mİ ?
BANA
BELGİNİM
DİYEREK
!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

-Belginim mi
-evet , güzel olmadı mı
-Oldu bende buna şaşırdım
- şaşırma çünkü biz birlikte bütün anlamsız cümleleri ve boşlukları birbirimizle doldurucaz .
-Bütün anlamsız hitaplar ,seninle anlamlı olucak .
Dedim bende onun gibi açık sözlülükle .

Güvenli Bölge  /Mehir Belgin Doğu'danHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin